Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Sivas Kongresi 'nde kurulan Wilson Prensipleri Cemiyeti kurucuları Istanbul'daki Robert Kolejinin ilk kadın mezunu Halide Edip Adıvar'dır.
Sayfa 258Kitabı okudu
Zamanında bu yollarda yürümeye ittiriliyorduk..
.... Nihat: -Wilson prensipleri yok mu? dedi, sonra mesela büyük bir devletin himayesi altında pekala kendimizi toplayabiliriz. Kemal Mümtaz bir fişek gibi patladı: -Tamam, dedi, işte bu fikrini pek beğendim. Yani şu manda dedikleri saçmalık ... Ben kendimi idare edemiyorum gel, kullan değil mi? Fakat şu noktada yanılıyorsun ki bu büyük devletler kendi memleketlerinde başkadırlar, hima­ye ettikleri memleketlerde büsbütün başka... Hem o kadar başka ki hiç tanımazsın... Wilson meselesine gelince: O bir avanak tuzağıydı.
Sayfa 21 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Üsküdar Amerikan Kız Koleji mezunu Halide Edib(Adıvar) ve Amerikan Columbia Üniversitesi mezunu Ahmed Emin’in (Yalman) girişimleriyle,Refik Halid(Karay),Celal Nuri(İleri),Necmeddin(Sadak),Yunus Nadi(Abalıoğlu) gibi Osmanlı münevverleri,Robert Kolej’de bir araya gelerek, 4 Ocak 1919’da “Wilson Prensipleri Cemiyeti” ni kurdular.Kurucularının çoğunun Sabetayist olması tesadüf müydü?
Sayfa 259 - KırmızıKediKitabı okudu
Wilson prensipleri Batı’dan bağımsızlığı değil, Batı vasiliği altında, Batı’ya bağlı bir ulusçuluk demektir. Bunun en iyi örneği, Osmanlı İmparatorluğundan bağımsız olmak isteyen Arap ulusçuluğunun içine düştüğü manda ulusçuluğudur.
Mustafa Kemal'in Ankara'da fikirlerini yaymak üzere 10 Ocak 1920'de kurduğu Hakimiyeti Milliye'nin, 16 Mart 1920'de İstanbul'daki Meclisin dağıtılmasından önceki sayılarında yayınlanan bazı yazılar da konuya daha açıklık kazandırmaktadır. Seçildiği halde İstanbul'un güvenli olmadığını ileri sürerek Ankara'da
Wilson Prensipleri, "insan hakları" maskesi altında, Amerikan sermayesinin dünyaya yayılma aracıydı.
Sayfa 266Kitabı okudu
Reklam
Princeton Üniversitesi'nde rektörlük yapan, tarih profesörü olan, dünya düzenine dair görüşleri nedeniyle 1919 yılında Nobel Barış Ödülüne layık görülen Wilson, Türkiye'nin doğu bölgelerinin neredeyse tamamını Ermenistan'a armağan ediyordu. Bizim Amerikan mandacılarının kurduğu Wilson Prensipleri Cemiyetinin Wilson'u işte buydu!
Sayfa 251Kitabı okudu
Bütün dünyada kuvvetli bir tesir yapan ve yenilmiş milletlere biraz ümit veren Wilson Prensipleri bizde de büyük tesir yaptı ve İstanbul’da Wilson Prensipleri Cemiyeti, tanınmış yazarlar ve avukatlar tarafından kuruldu. Galiplerin yenilen milletlere hiçbir taviz vermeyecekleri hissediliyordu. Taksim faciasına uğrayan Türkiye, tabiî olarak, dikkatini Wilson gibi hiçbir ülkeye göz dikmeyen adamın tarafına çevirdi. Gazete mümessilleri Vakit Matbaası’nda toplanarak Paris’te bulunan Wilson’a bir muhtıra göndermeye karar verdiler. Bu muhtıranın esası: Amerika’nın Türkiye’ye evvelâ muayyen32 bir zaman için barış temin etmesi, yani taarruzdan korunmasını sağlaması, aynı zamanda Türkiye’ye iktisadî yardımda bulunması, bu yıllar esnasında Türkiye’ye mütehassıslar33 göndererek yeni bir rejim kurması ve iç kalkınmayı sağlamasından ibaretti. Cemiyet, 1918 yılı Kasım ayında kuruldu. İki ay içinde de ortadan kalktı. Çünkü, Doğu Anadolu ta başlangıçtan beri bunun aleyhindeydi.
"Bu akşam Halep ilerisinde kuvvetleri geri çekeceğim, yarın Halep'in kuzeybatısında Ingiliz ve Araplarla muharebe edeceğim. Buna göre hareketinizi düzenleyiniz." Olaylar diledeğim gibi cereyan etti. Ertesi gün sabahleyin benim kuvvetlerimin geri çekildiğini zanneden Arap ve İngilizler sevinçle taarruza başladılar ve tarafımızdan alınmış olan tertibatla mağlup ve perişan oldular. İşte bu zafer neticesi bir hat tespit ettim ve sınırladım ve kuvvetlerime emir verdim ki düşman bu hattın ilerisine geçmeyecektir. Nitekim geçmemiştir. Gerek Erzurum Kongresi'nde gerek Sivas kongresi'nde Türkiye'nin milli hududunu tespit için bir medeni deyime dayanmak lazım geldiği zaman ben "Türk süngülerinin işaret ettiği bu hattı esas kabul ettim. Malumunuzdur ki Misaki Milli'yi en nihayet Ankara'da tespit etmiştim. Meselenin yabancısı olan birtakım kişiler bunda etkili olmak istediler ve milli hudut söz konusu olduğu zaman gerçeği bilmedikleri için türlü kanılara kapıldılar. İtiraf ederim ki ben de milli hududu biraz Wilson Prensipleri'nin insani maksatlarına göre ifadeye çalıştım. Hemen açıklayayım: O insani prensiplere dayanaraktandır ki Türk süngülerinin savunduğu ve belirlediği hudutları savunmuşumdur. Zavallı Wilson, anlamadı ki süngü, kuvvet, şeref ve haysiyetin savunamadığı hatlar başka hiçbir prensiple savunulamaz."
Sayfa 129Kitabı okudu
Wilson Prensipleri
Zavallı Wilson, anlamadı ki, süngü, kuvvet, şeref ve haysiyetin müdafaa edemediği sınırlar, başka hiçbir prensiple müdafaa edilemez.
Sayfa 45 - Büyük Gazi'nin Hatırat SahifeleriKitabı okudu
Reklam
Wilson Prensipleri: Bu prensiplerin 14 maddesinden Türkiye ile ilgili olanları vardı. Zaten, yenilmiş ve ateşkes anlaşması imzalamış Osmanlı Devleti, bu prensiplerin gönül okşayıcı ve göz aldatıcı manzarasıyla bir süre oyalandı.
Sayfa 226 - Dorlion YayınlarıKitabı okudu
Halide Edip, Yunus Nadi gibi ünlü isimler daha önce Wilson Prensipleri Cemiyeti adı altında Amerikancı bir davranış içindeyken saflarını değiştirmişlerdi.
Sayfa 254
Bryan Wilson
İngiltere 'deki kentler ve kasabalarda pub, sergi salonu ve konutlara dönüştürülen kiliseler ve şapeller vardır. 1960'lar ve 1990ların başı arasında yazan İngiliz sosyolog Bryan Wilson bir sekülerleşme süreci yaşandığını ileri sürer. Bununla doğaüstü ve kutsal olanın öneminin azaldığını kasteder; dinin sosyal hayat, kurumlar ve birey üzerinde daha az etkiye sahip olduğunu savunur. Dini hayatın çeşitli yönlerine ilişkin istatistiksel verilerden faydalanarak, anketlere göre daha az çocuğun İngiltere Kilisesinde vaftiz edildiğini, daha az insanın Paskalya Yortusuna katıldığını ve daha çok insanın Tanrı'ya inanmadığını söylediğini belirtir. Wilson modernitenin yani sanayileşme , devletin gelişmesi, bilim ve teknolojideki ilerlemelerin toplumda dini düşüncenin önemindeki bu düşüşe katkıda bulunduğunu söyler. Ortaçağda birbirlerine çok yakın olan devlet ve kilise ayrı egemenlik alanlarına çekilmiştir. Okullarda ve işyerinde dinin rolü önemsiz hale gelmiştir; buralardaki organizasyon prensipleri dini mitlere çok az yer tanır. Hıristiyanlık ve Musevilik gibi dünya dinlerinin yeni kuşakları kabul gören sosyal ayrımlar çerçevesinde sosyalleştirerek statükoyu koruma rolü üstlendiğine inanır. Fakat modernitede din insanlara neye inanmaları ve nasıl davranmaları gerektiğine ilişkin talimatlar verme yetkisini yitirmiştir. Eski tarikatlar parçalandıkça insanlar yeni güvenceler arar. Sosyal parçalanma beraberinde kültürel çoğulculuğu da getirmiştir ; alternatif inançlar popüler olmak için yarışır ve dinler daha özel hale gelir. Bu anlamda sekülerleşme cemaatteki gerilemeyle bağlantılıdır.
"Ne denli Wilson'ın 1918 yılında yayınlanan haritasında Doğu Anadolu'da bir Ermenistan veya Kürdistan gösterilmiş ise de buralarda çoğunluğun Türk olduğu saptanır saptanmaz, tüm Anadolu Türk egemenliğine bırakılacaktı. Böyle düşünen Halide Edip vs. aydınlar, mütarekenin imzalanmasından kısa bir süre sonra 4 Aralık 1918 günü İstanbul'da bir 'Wilson Prensipleri Cemiyeti' kurmuşlardı."
Sayfa 667Kitabı okudu
87 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.