İnsan sadece yalnız olabildiği sürece, bütünüyle kendisi olur: Demek ki, yalnızlığı sevmeyen özgürlüğü de sevmez; çünkü insan ancak yalnız olduğunda özgürdür.
Aristoteles (...) İlk karşına çıkanla tartışma; yalnızca iyi tanıdığın, saçmasapan şeyleri savunmayacak kadar anlama yetisine sahip olduğunu düşündüğün ve utanılacak durumlara düşmeyeceğini bildiğin kişilerle tartış; otoritenin dikte ettiklerine göre değil, nedenlere, gerekçelere dayanarak tartışmayı bilenlerle; sunulan nedenleri dinleyip dikkate alanlarla; ve nihayet, gerçeğe değer veren, karşı tarafın ağzından bile olsa iyi nedenleri memnuniyetle dinleyen ve doğruyu karşı taraf söylediğinde, yani kendisi haksız olduğunda da bunu hazmedebilecek kadar adalet duygusuna sahip olanlarla tartış. Demek ki yüz kişi içinde tartışmaya layık bir kişi bile zor çıkar. Geri kalanı ise bırakın ne isterlerse onu konuşsunlar, çünkü desipere est juris gentium [budalalık insan hakkıdır ]
Gerçek özgürlük elde edilebilecek bir şey değildir, zekânın ürünüdür o. Markete gidip özgürlüğü satın alamazsınız. Kitap okuyarak ya da birisinin konuşmasını dinleyerek özgürlüğe kavuşamazsınız.
Kendiniz özgür değilken başka birinin özgür olmasının veya kendiniz açken başka birinin tok olmasının ne önemi vardır?
'Hayır' demek 'evet' demekten çok daha önemlidir.
'Hayır' demek en yüksek düşünme biçimini gerektirir, çünkü 'hayır' demek olumsuzlayarak düşünme anlamına gelir-yani yanlış olanı görme.
" Bu dünyada ödül beklemenin imkânsız olduğunu, bu dünyada onurun da adaletinde olmadığını hiç unutmayacağım. Bu dünyada düzenbaz ve zalim olmak gerek. "
Çoğu, yaşayabilmek için günlerinin büyük bir bölümünü çalışarak geçirir ve özgürlük olarak artakalan zaman onları o kadar kaygılandırır ki, ondan kurtulmak için denemedik şey bırakmazlar.