Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

S.E.

S.E.
@xb_6783746
Ben yine de kendi hazlarımı insanoğlunun ittifakla verdiği hükümlerden önemsiz görmeyeceğim. Eğer bir şeyi sevmediysem sevmedim demektir, o kadar. (Martin Eden)
112 syf.
·
Puan vermedi
·
41 günde okudu
Birkaç sene önce Bosna-Hersek'e gitmek nasip oldu, bir yarı Boşnak olarak ülkede gezerken özenle korunan izlerini gördükçe önbilgilerimin de katkısıyla savaşın gerçekliği ve yaşananlar kafamda iyice vücut bulmaya başlamıştı. Saraybosna Blues'u okuduğumda da kafamda canlanan olayların, insanların sesini buldum adeta. Şehri savaştan arınmış haliyle görmek nasip oldu ancak kitap bana savaşın sesini duyurdu. Öyküler, şiirler ve denemelerden oluşan Saraybosna Blues, insanı savaş zamanı Saraybosna'sına götürüyor. Yazar yaşananları ekstra acı sosuyla değil zaten yeterince acı içeren yalınlığı ve kabullenmişliğiyle anlatıyor. Bu kabullenmişlik, kimsenin bir şeyi düzeltemeyeceğine dair hissettikleri umutsuzluğun metinlere yansıması insanı acıya bulanmış cümlelerden daha fazla etkiliyor. (Bu arada kitap çok hızlı okunuyor ancak ben 41 gün önce başlayıp başladığımı unuttuğum için 41 günde okumuşum gibi görünüyor. )
Saraybosna Blues
Saraybosna BluesSemezdin Mehmedinoviç · Ketebe Yayınları · 202354 okunma
Reklam
76 syf.
·
Puan vermedi
Beyaz Gemi Aytmatov'dan okuduğum ilk eserdi. O kadar beğenmiştim ki. Aklımda uzun zamandır Aytmatov eserlerini alıp okumak vardı, Ketebe indirimini fırsat bilip pek çok kitabını alarak başladım okumaya. Bulgar Kızı-Talas'ın Kıyısında ile başladım, Cemile ile devam ettim ama maalesef ikisinde de Beyaz Gemi'den aldığım tadı alamadım. Cemile küçük kayınbiraderinin anlatısından okuduğumuz bir karakter. Kayınbiraderine sorarsan Cemile dünyanın en harika varlığı. Bana sorarsan Cemile nahoş bir insan. Evli ancak eşi savaş yüzünden askere alınmış. Cemile'nin aklı ise hep havada. Namusuna sahip çıkıyor tamam ama kitabın bir yerinde kendisine sarkıntılık eden bir kabadayının kendisine "senin de için gidiyor" demesine "evet içim gidiyor olabilir" demesiyle gözümden düştü ilk önce. Kayınbiraderin Cemile'yi anlatışına bakılırsa o da Cemile'ye yanık. Ben okurken korkarak kayınbirader ile Cemile arasında bir şey olacak sandım. Ama saçma bir şekilde kayınbirader yengesinin abisini unutup başka biriyle yaşadığı aşkı saçma sapan bir pastoral anlatımla bize sundu. Kitabın sonuna kadar sarhoşluğundan, kötülüğünden hiç bahsedilmeyen Sadık da birdenbire Cemile'ye sırf mektupların sonunda iki cümle selam yollayan koca olarak yerin dibine sokuldu. Aytmatov'un en iyi eserlerinden biri olarak gösterilen Cemile'yi ben hiç sevemedim, üzgünüm. Bana çok boş gelen bir öykü okudum ne yazık ki. Bir süre Aytmatov'a ara vereyim en iyisi.
Cemile
CemileCengiz Aytmatov · Ketebe Yayınları · 202132,5bin okunma
48 syf.
·
Puan vermedi
·
4 günde okudu
İki ayrı öyküden oluşan kitabın açılışını Bulgar Kızı ile yapıyoruz. Öykünün kahramanının çaresizliğini, üzüntüsünü başına gelen hiçbir şeyi bilmeden anlayacak kadar güzel tasvir etmiş Aytmatov. Ancak öykü bir anda "ne oldu şimdi" diye düşünüp "sayfa mı atladım acaba" diye kontrol ettirecek kadar ani biçimde bitiyor. Tadı damağımızda kalmış bir biçimde diğer öyküye geçiyoruz. Talas'ın Kıyısında öyküsünde ise aynı işle uğraşan bir baba-oğul arasında yaşanan kuşak çatışmasına şahit oluyoruz. Öykü, babanın oğlunu ukalalıkla suçlamasıyla başlayıp sonunda oğlunun yaptığı işin ustası olduğunu kabul etmesiyle son buluyor. Benim kalkıp Aytmatov'u eleştirmek haddim değil ama Bulgar Kızı-Talas'ın Kıyısında bende yarım bırakmadığım halde yarım bırakmışım gibi hissettiren bir kitap oldu. Biraz daha uzun yazarsam incelemem kitaptan daha uzun olacak, o yüzden burada bitiriyorum :)
Bulgar Kızı - Talas'ın Kıyısında
Bulgar Kızı - Talas'ın KıyısındaCengiz Aytmatov · Ketebe Yayınevi · 2023153 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
94 syf.
·
Puan vermedi
·
4 günde okudu
Her perdesinde kalbimizi incitecek bir şey bulacağımız dört perdelik bir piyes olan Martı'da karakterlerin hepsinin zayıf noktalarının birbirlerinin hayatlarını nasıl etkilediğini okuyoruz. Anneliği beceremeyen bir kadın, annesinin gözüne girmeye çalışan ve bir yandan çılgınca aşık olduğu kadından yana yüzü gülmeyen genç bir yazar, genç yazarın karşılıksız aşık olduğu kadına aşık olduğunu sanan başarılı bir başka yazar, yaşadığı hayattan hiç zevk almadığını her fırsatta dile getiren ve küçümsediği bir öğretmenle evlenen taşralı başka bir karakterin kesişen hayatlarının bir kesitini okuduğumuz kitaptan umutsuzluk akıyor. Karanlık bir üsluba sahip Martı'nın sonu da aynı karanlıkla bitiyor. Kitap beni üzdü mü evet, başarılı mı evet, sevdim mi hayır ama bu onun tam bir Çehov eseri olduğu gerçeğini değiştirmiyor.
Martı
MartıAnton Çehov · İş Bankası Kültür Yayınları · 201620,3bin okunma
84 syf.
·
Puan vermedi
·
7 günde okudu
Hayatını efsunlara, büyülere, batıl inançlara, her şeyden işaretler çıkarıp ona göre yaşamaya endekslemiş bir adamın kendi yöntemleriyle tuzağa düşürülmesinin hikayesini anlatan Efsuncu Baba, neredeyse yüz yıl önce yayınlanmış olmasına rağmen günümüzde astrolojiye, retrolara, doğum haritalarına, uğurlu nesnelere ve her türlü saçmalığa kuvvetle bağlı toplumumuza bakıldığında hâlâ pek bir şeyin de değişmediğini bize fark ettiren bir kitap. Toplumumuzun uzun yıllardır hep istismara açık, hep bağlanılacak batıl inançlara bulanabilecek insanlarla dolu olduğunu bir kere daha idrak etmiş oluyoruz bu kitabı bitirdiğimizde. Eserlerinde genellikle bu mistik ögelerle ilgili cehaleti satirik bir biçimde bize yansıtmasıyla da Hüseyin Rahmi'nin yeri önemli. Giriş kısmındaki diyaloglar biraz fazla uzamış ve sıkıcıydı ancak birkaç sayfa sabrettikten sonra hikaye açıldı. Akıcı ve kısa sürede bitirilebilecek bir eser.
Efsuncu Baba
Efsuncu BabaHüseyin Rahmi Gürpınar · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20187,4bin okunma
Reklam
144 syf.
·
Puan vermedi
·
14 günde okudu
Son zamanlarda okuduğum en güzel kitaplardan biri. Âli Bey'in öyle hoş bir üslubu var ki onunla birlikte siz de seyahat ediyorsunuz adeta. Gidilen her yeni yeri ben de merak ettiğimden bir yandan da sürekli internetten araştırarak okudum, o mekanları gözümde az da olsa canlandırmış oldum. Her ne kadar benim okuduğum baskıda bazı siyah beyaz fotoğraflar var idiyse de kalite bakımından çok iyi olmadığından detaylar seçilmiyor ama yine de bir fikir veriyor. Sanıyorum fotoğraflar da bizzat Âli Bey tarafından çekilmiş ama buna dair net bir bilgi bulamadım. Ayrıca o dönemde kullanılmış pek çok eşya ve tekniği de sayesinde öğrendim. Kelek, su dolabı, klaptan neymiş artık biliyorum.1880'li yıllarda Bağdat'ta altı kilometrlik bir tramvay hattı olduğunu şaşkınlıkla okudum. Elimden gelse bu kitabı interaktif bir içeriğe dönüştürmek isterdim, çok keyifli olurdu eminim.
Seyahat Jurnali
Seyahat JurnaliÂli Bey · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2019723 okunma
544 syf.
·
Puan vermedi
·
69 günde okudu
Orhan Pamuk kitaplarının çoğunu okudum. Toplumumuzda ona karşı var olan önyargıyı da anlayabildiğimi söyleyemem. Tahminlerim var ama aşırı keskin buluyorum bu önyargıları. Yazara karşı bu olumlu bakış açıma, kitaplarının dilini genellikle beğenmeme, seçtiği konuları hep ilginç bulmama rağmen 69 günde bitirebildiğim Veba Geceleri ne yazık ki benim
Veba Geceleri
Veba GeceleriOrhan Pamuk · Yapı Kredi Yayınları · 20216,7bin okunma
109 syf.
·
Puan vermedi
·
8 günde okudu
Genç bir adamın küçüklüğünden beri yaşadığı ailevi problemlerden/iletişimsizlikten doğan karakter sorunlarıyla başa çıkma çabasını ve bu çabadan da vazgeçişini anlatan kitap aslında klasik bir öykü. Kendini bulamamış, insanlara yakınlaşmaktan korktukça içlerine düşmüş, ne kendiyle ne ailesiyle ne de toplumla barışabilmiş, bir kadının intiharının azmettiricisi, kendi ömrünün katili bir adamın ömrünün sonuna gidiş yoluna şahit oluyoruz. Son derece iç karartıcı ancak akıcı olan roman tahmin edilebilir bir sona giderken kitapta yazarın hayatından da birebir izler bulmak mümkün.
İnsanlığımı Yitirirken
İnsanlığımı YitirirkenOsamu Dazai · Sel Yayıncılık · 202034bin okunma
520 syf.
·
Puan vermedi
·
68 günde okudu
Başladıktan sonra bir anda içine giremediğim, bir süre boyunca bitirmekten ümidimi kestiğim, herhalde yarım bırakacağım diye düşündüğüm Usta ve Margarita bir yerden sonra insanı öyle bir yerden yakalıyor ki bırakması mümkün olmuyor. İnsan kendini kâh Moskova'da kâh Kudüs'te kâh şeytanın balosunda buluyor. Bazı detayları beni cidden ürküttü, fantastik noktada oldukça başarılı buldum. Dönemin korku ikliminin romana yansıtılması, hep bu karanlık his içinde okunmasını sağlaması bence çok başarılıydı. Roman içinde roman örgüsü de çok sağlamdı, bunların birleştirilmesi de. En büyük sıkıntıyı Rus isimlerinin karmaşasından yaşadım yine. Bir insanın isminin bu kadar çok şekilden şekile girmesi ve isimlerin de birbirine bu kadar benzemesi bizim için biraz sıkıntı, bu noktada zorlandım. Bir de Bulgakov'un özellikle şeytan ve maiyetinin yapıp ettiklerini anlatırken kendi hayal gücünün detayını biz de tamamen bilecekmişiz gibi anlatması nedeniyle tam olarak kavrayamadığım eylemleri olmadı değil. Bununla birlikte kitabı okurken hakim olunması gereken bazı arkaplan ögelerinin hepsine hakim olmayışım da elbette eksik değerlendirmeme sebep olmuş olabilir. Yazarın son nefesinde bile sayıkladığı bu eserini uzun vadede okumuş olsam da oldukça etkileyici bir kitap olduğunu söylemem lazım. Bulgakov'un her zaman benim favori yazarlarımdan biri olacağını ispatlayan bir kitabını daha dimağıma kazandırmış oldum.
Usta ve Margarita
Usta ve MargaritaMihail Bulgakov · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20207,1bin okunma
136 syf.
·
Puan vermedi
·
6 günde okudu
Tamamen tesadüfen rastladığım ve adı hoşuma gittiği için okuyacaklarım listesine eklediğim Bangır Bangır Ferdi Çalıyor Evde sayesinde tanıdım Mahir Ünsal Eriş'i ve son zamanlarda tanıdığıma en memnun olduğum kişilerden biri kendisi. Az önce de Sarıyaz'ı bitirdim, aslında Sarıyaz her şeyiyle "biz"iz, bizi bize anlatmış, bitmek bilmeyen deprem anılarımızın arasında yaşanmış ve hiç ilgisi yok sandığımız sekiz öyküyü de sapsarı çöl tozuyla birleştirmiş. Hani böyle kenar mahallelerden, içinde kalmayı bırak yanından geçmekten ürkülen otel odalarının yarı açık perdelerinden sızan çıplak ampul sarısı sıkıntısında öyküler okuyoruz bu kitapta. Şengül kaldı en çok aklımda. Bir de kendine düzdüğü evinin hevesi yıkıntıların altında kalan Gül Özlem Gül. Bu havadan çıkmadan Olduğu Kadar Güzeldik kitabına geçiş yapıyorum.
Sarıyaz
SarıyazMahir Ünsal Eriş · Can Yayınları · 20194,168 okunma
Reklam
188 syf.
·
Puan vermedi
·
45 günde okudu
Yıllardır duyduğum, zaman zaman da söylediğim "olmak ya da olmamak, işte bütün mesele bu!" cümlesiyle aklıma kazınan Hamlet'i nihayet okuma fırsatı buldum. Hamlet bir kralın oğludur, kral şüpheli bir şekilde öldürülmüş yerine kardeşi geçmiş ve ölen kralın eşi de yeni kralla evlenmiştir. Bu duruma katlanamayan ve babasının hayaletini görmesiyle durumun bir cinayet olduğundan şüphelenen Hamlet intikamını almaya çalışırken kendisini seven ve aslında itiraf etmese de sevdiği Ophelia'yı da zarara uğratır. Bununla birlikte amacına da hayatı pahasına ulaşır. Tüm Shakespeare eserleri gibi bir solukta okuduğum bu trajediyi bir gün tiyatroda izlemeyi de umuyorum.
Hamlet
HamletWilliam Shakespeare · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202045,1bin okunma
375 syf.
·
Puan vermedi
·
30 günde okudu
Taa babamın gençliğinden kalma bir kitap parçası vardı eski kitaplarımızın arasında, başı sonu belirsizdi, babam da hangi kitaptan olduğunu hatırlayamıyordu ki internetin dünyamıza girişiyle kitabı da bulmuş olduk. Uzun yıllardır kalanını merak ettiğim kitabı da böylece okumuş oldum. Jaws'ın yazarı bu kitapta da yine şiddet ve korku üzerinde durmuş, yer yer heyecanlı yer yer sıkıcı bir kitap yazmış. Bir dergi yazarı olan Maynard'ın uzun süredir belli bir bölgede sebepsiz şekilde kaybolan ve hiç kimse tarafından ardına düşülmeyen teknelerin akıbetini ne hikmetse küçük yaşta olan oğluyla birlikte araştırmaya başlamasıyla ilkel ve çok vahşi bir topluluğun eline düşüş ve kurtuluş hikayesini okuyoruz. Bazı detayları oldukça gereksiz olsa da belki de karakterlerin vahşiliğini anlatmak adına yazarın gerekli görmüş olabileceğini düşünüyorum. Vakit geçirmek için okunabilir.
Ada
AdaPeter Benchley · Altın Kitaplar · 197911 okunma
96 syf.
·
Puan vermedi
·
5 günde okudu
Çift yönlü düşünülebilecek bir kitap Doktor Ox'un Deneyi. Bir yandan sakin ve kendi halinde yaşayan insanların dışarıdan gelen bir "dürtme" ile (kapitalizm, modernizm, emparyalizm, her türlü izm geliyor akla) nasıl darmadağın olduğunu düşündürürken diğer yandan kendi içine kapanmış, uyuşmuş bir topluluğun yine bir "dürtme" ile hayata dönüşünü akla getiriyor. O çağlar için yine ancak Verne gibi birinin aklına gelecek kadar güzel bir öykü. Tavsiye edilir.
Doktor Ox'un Deneyi
Doktor Ox'un DeneyiJules Verne · İş Bankası Kültür Yayınları · 202119,1bin okunma
136 syf.
·
Puan vermedi
·
7 günde okudu
Istrati'yi ne zaman okusam bir dünya turuna çıkmış gibi hissediyorum. Pek çok yerden geçiyor pek çok insanın hikayesini okuyorum; genellikle acı dolu, oradan oraya göç ederek hayatını kazanan, çoğu da ülkesini terk etmiş insanların hikâyeleri bunlar. Bu kitapta da babasının zulmüne uğrayan annesi ve ablasını kaybeden ve onları bulmaya çalışan Stavro'nun öyküsü anlatılıyor. Annesi ve ablasının yaşam felsefesinden hiç hazzetmemiş olsam da başta belirttiğim sebepten kitabı severek okudum.
Kira Kiralina
Kira KiralinaPanait Istrati · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20201,061 okunma
72 syf.
·
Puan vermedi
·
3 günde okudu
Gece gece başından kalkamadığım çok sağlam bir gerilim öyküsü. Şahsen Ahmet Mithat Efendi'nin gerilim türünde bir eser yazmış olmasını beklememiştim, başlarken de o düşünceyle başlamamıştım. Çünkü kitap sizi Osmanlı zamanına doğru şöyle bir götürüp zamanın ruhundan tattıracakmış gibi hissettiriyor. Yazar o günlerin giysilerinden eğlencelerine yiyeceklerinden işret meclislerine pek çok konuda detaylar verirken kafanızda mıy mıy Kâtibim çalmaya başlıyor. Gel gelelim öykü ilerledikçe birden bire Kâtibim şarkısı gerilim müziğine dönüşüyor. Beklemediğim kadar güzel bir eserdi, tavsiye ediyorum.
Dolaptan Temaşa
Dolaptan TemaşaAhmet Mithat Efendi · İş Bankası Kültür Yayınları · 20193,565 okunma
133 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.