Yayınımıza Dostoyevski’ye atfedilen sözle başlıyoruz.
Sahi, insan yaptıklarından mı pişman olur yoksa yapmadıklarından mı? Siz hangisisiniz, hayata karşı temkinli davranan mı yoksa “Yaptıklarımdan pişman değilim aklım hala yapmadıklarımda,” diyenlerden mi?
Eseri okumanın bu soru üzerindeki düşüncelerinizi derinden etkileyeceği düşüncesindeyim.
Nasıl ve nerden başlayacağımı bilemiyorum. Bir kitabı okurken bana hissettirdiklerini o an bir kenara not alırım. Kitap bittikten sonra da hissettiğim şeyler değişiyor mu ya da yenileri ekleniyor mu diye düşünürüm. Eğer hiçbiri olmuyorsa kısa notlarımın üzerinde düşünür, sindirmeye çalışırım. Böyle değişik yöntemler ile okuyorum kitapları genelde.
OBLOMOV
. Oblomov'a başlayıp Of ne kadar tembel adam deyip kitabı yarıda bırakanlar...
. Sıkılsalar bile acaba bu tembellikten kurtulacak mı deyip okumaya devam edenler...
. Ve oblomovda kendini bulanlar...
Siz bunlardan hangisisiniz?
Sizi bilmem ama ben oblomovda kendini bulanlardanım oblomov yok aslında oblomovluk var. Ve oblomovluk bir
Burada yaşınızdan veya çocuğunuzun olup olmamasından bahsetmiyoruz. Hangi yaşta olursanız olun, evli veya bekâr fark etmez içinizdeki hangi taraf baskın?
Yetişkin taraf mı?
Ergen taraf mı?
Ebeveyn taraf mı?
Peki bunlar ne demek?
Bazı insanlar vardır; sorumluluk almazlar, akıllarına estiği gibi davranırlar. Sadece kendilerini düşünürler. Size
Oysa çevrem her çeşit insanla dolu.
Kimi gösterişli, alabildigine mağrur,
kimi ezik ve yılgın.
Kimi de boş vermiş her şeye, gününü gün
etmekten başka düşündüğü yok.
İslâm şeriatında tehlikeli olan ne; hırsızlar, tecavüzcüler, eşkiyalar, katiller, organ mafyaları, kadın tüccarları, çocuk kaçıranlar, hayvanlara işkence edenler ceza alsın ve suç işleyemesinler? Hangisi tehlikeli ya da siz hangisisiniz, hangisi olmaya aday görüyorsunuz kendinizi de korkuyorsunuz?
+ doğru Muhammed cömert, tebessümünü kimseden esirgemiyor ama yaydığı fikirler tehlikeli.
- hangi fikirleri tehlikeli? zenginler yoksulları ezmesinler, kız çocukları diri diri gömülmesin, genç kızlar istemedikleri kimseyle evlenmesin seçme hakları olsun. hangisi tehlikeli?
Adamın biri hacca gitmiş Mina müzdelife derken yorulmuş. Arkadaşı demiş ki hadi daha tavaf var. Adam yok demiş kalkmam ben artık. Arkadaşı olur mu ya demiş hacı olamazsın ki o zaman. Aman sende demiş adam memlekete gidince sana da hacı derler bana da kim ne bilsin...
İşte sizler hacı olmayı mı hacı dedirtmeyi mi istiyorsunuz? Yani kitap okuyan mısınız kitap okuyor denilmesini mi istiyorsunuz?
İlk not: Okunması gerekir mi? Farklılık arayanlar için bence EVET. Okunsa olur mu? Kesinlikle. Ne zaman okunmalı? Kitap okuma kültürünüzü emin bir zemine oturtunca okuyabilirsiniz.
İnsan cümbüşüne hazır mısınız? Koca bir insan silsilesine, üzerinize akın akın gelecek hayatlara ve ne oluyor diyemeden ne oldu diyeceğiniz bir eser için kendinizi
1.) Turnalar: Orta yüksekliklerde uçmaktan tatmin olmayan, hocaları da dahil herkesten daha yukarıya çıkmaya çalışanlar. Ek okumalar talep eder, soruları sorgular, zorluklardan yılmaz, dağ geçitlerinin üstünden uçar giderler.”
2.) Baykuşlar: Turnalar kadar hırslı olmasalar da baykuşlar büyük düşünürlerdir. Yüzlerce sayfayı yalayıp yutmak yerine, ellerindeki materyale odaklanıp iyice derinleşmeyi tercih ederler. Dersten kuşku duyar, okumalardan kuşku duyar, hocadan kuşku duyar, hatta kendilerinden bile kuşku duyarlar. Seminere katkıları derin ve benzersiz olacaktır.
3.) Akkarınlı Ebabiller: Belki turnalar kadar azimli Ya da baykuşlar kadar derin ve ciddi değillerdir ama akkarınlı ebabiller en uzağa uçarlar. Ders, hatta okul gittikten sonra daha uzun süre bu konuda okumaya, düşünmeye devam ederler.
4.) Kızılgerdanlar: Minimumla yetinen, entelektüel zenginlikten ziyade ders sonunda alacakları notla ilgilenen, yüzeysel düşünmenin ötesine geçmeyen ve geçmek istemeyen ürkek, isteksiz kızılgerdanlar muhtemelen bu seminerden en az faydalanacak olanlar. Yine de iyi not alabilirler tabi.
Kitap kesinlikle anlatmak istediğini çok net anlatmış hemde hiç birşeyi atlamadan... kesinlikle tavsiye ederim... yazarın hayvanlar üzerinden politik taşlama gayet yerinde. Özellikle bazı yerler var ki üzerine bir saniye durup düşünüyorsunuz... aaa gerçekten böyle diye. Bizde kendi arkadaş grubumuzda okuduktan sonra istenildiği gibi aslında sorguladık. Biz hangi hayvan olurduk bu düzende... karşı çıkan... koşulsuz kabul eden... kandıran.... kanmayıp öylece izleyip sessiz kalan... korkan... korkutan... başkalarına maşa olan hangi karakteriz diye sorguladık. Ve aslında hiç biri olmak istemeyip bir anda yerine göre hepsi olduğumuzu, ve sürekli olarak da mutlaka bunlardan biri olduğumuzu farkettik... okuyun ve düşünün siz hangisisiniz ?
Hayvan ÇiftliğiGeorge Orwell · Can Yayınları · 2020246,5bin okunma
İncecik ve çok kısa bir sürede bitirebileceğiniz bir kitapla geldim bugün .Bazı okurlar vardır kitap okumayı sever bazısı da koleksiyon yapıp biriktirmeyi sever.Peki ya siz hangisisiniz?
Carlos Bauner adlı kitaplara düşkün koleksiyon yapan bir kahramanımız var ve bu kahramanımız kitaplar dan bir ev yapar ,peki ya sonrası mı sonrası için sizi okumaya davet ediyorum .Okurken sorgulamaya ve düşünmeye hazırlıklı olun .Keyifli okumalar...
"Sessiz bir ortam bulup biraz kendimi dinlemek istiyorum” dedi yorgunluğu gözlerinden okunan. “Sadece otur...”
dedi yanındaki, “O en büyük kargaşaların içinde bile sesini duyurabilir sana.”
Konuşurken aynı zamanda kendinizi dinleyensiniz. Söylediklerinizin içinizdeki yankılarına kulak veren, karşılıklarını bulansınız. Ağzınızdan çıkan
Spoiler
~Kimimiz bir yalancı kimimiz bir yabancı peki ya siz hangisisiniz?
~Mezuniyet partisinde aynı kaderi yaşayan ve birbirinden nefret eden iki kız.
~Aradan geçen zamanla ortaya çıkmaya başlayan gerçekler.
~Ögreniler gerçeklerden sonra sizce her şey eskisi gibi olacak mı?
İlk kitabı bitirdiğim gibi başladığım bu kitap birincisine göre daha hareketli ve merak duygusunu dinç tutmaktadır. Birinci kitapta olan olayların çözüme kavuştuğu hatta intikam planlarının yapıldığı bu kitapta Peri’yi daha güçlü ve kararlı bir şekilde görüyoruz bazı kısımlar açıkta kalsa da ilk kitaba göre daha güçlü olduğu söylenebilir.
Hayat belirli anlarda karşımıza bazı kapılar çıkarır. Her kapı sonunu tahmin edemeyeceğimiz farklı yollara açılır. Bazıları dikenli tellerle sarılı, bazıları gül bahçesi gibi mis bazılarıysa sıradan bir otoban olabilir.
Halihazırda bir kapıyı açmışsanız bu yeni kapıyı açıp açmamak arasında kalabilirsiniz. Çünkü açılan çoğu kapı kendisinden öncekini kapatır.
Bazılarımız yeni kapının şöyle bir önünden geçer, bazıları açmadan gider ve bazıları vardır ki o kapıyı aralar.
Aralanan her kapı ardını merak ettirir. Kaybedecek bir şeyi olmayanlar geçiverir eşikten. Ama iki kapı arasında kalmış olanlar iki eşik arasında mekik dokur.
Peki siz bunlardan hangisisiniz?
Eğer bir cesaret kapıyı itip eşikten geçtiyseniz belki de hayatınızdaki acabaların çoğu son bulmuştur.
Kapıyı aralayıp geri dönenlerdenseniz; o aralık kapının ardı muhtemelen hep aklınızı kurcalayacaktır. Hele bir de sizin araladığınız kapıdan başka birinin geçtiğini görürseniz bunun canınızı acıtma ihtimali yüksek olacaktır.
Demem o ki; ya açın ardına kadar tüm kapıları ve kaçırmayın önünüze serilen yolu ya da hiç açmayın ve görmeyin aralıktan sızan ışığı.
Yoksa fonda dramatik bir melodi ve aynadaki gözlerinizde sebebini bilmediğiniz bir hüzünle başbaşa kalabilirsiniz benden söylemesi.