Her mevsim kendi toprağını bulur dünyanın dönen varlığında. Kış karla, sonbahar rüzgarla yeniden yorumlar dünyayı. Havaya, suya, toprağa üç cemre düşer dünyayı seyretmeye. Toprak ısındığında üç şey vurur su yüzüne: Su, yılan ve yalan...
Dünyanın gidişatındaki büyük değişiklikler genellikle sanat ve müzik vasıtasıyla gerçekleşir. Dünyayı müzik değiştirecek. Müzik yalan söylemez anlıyor musun?
"İşte bu doğru. BuradaTürkiye'de insan hiçbir şeye aklıyla inanmaz. " Ömer gene işçi barakalarını işaret etti. Ya onlar gibi Allah'a inanırsın ya da hiçbir şeye. Çünkü her şey sahte burada. Her şey taklit! Her şey yalan, ikiyüzlülük, kandırmaca dolu.
"Düşünüyordum... İşlediğim günahları, yaptığım hataları, geriye suçluluğun küfürünü bırakan tekmil yüz kızartıcı anıyı.. Kırdığım kalpler, tutmadığım sözler, söylediğim yalanlar, çevirdiğim dolaplar, heveslerim, hırslarım, arzularım..
Üstü fazla verilen paraları, karşılık veremeyeceğim aşkları geri çevirmediğim de olmuştu; yalan söylediğim yahut gerçeği gizlediğim de. Önemli ve önemsiz hatalar yapmıştım. Tabii kıymetin hatanın müsebbibi değil, mağduru tarafından biçileceğinin farkındaydım."