Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
“Yaşamdan beklediğimin aksine, yazıdan hiçbir şey beklemedigimi bilerek. Yazının içine ne koyarsanız sadece onu alırsınız. Devam etmek, yazılanları okumaları için başkalarına sunma korkusunu da kavuşturmak demektir. Yazma gereksinimi duyduğum sürece bu olasılığı umursamıyordum.”
Sen bütün kuşkuların tam karşıtıydın; dokunduğun, uzandığın ve gördüğün her şeyin var olduğuna tanıklık edendin. Dünya bulutlu görünüşünden sıyrıldı, zavallı ilk şiirlerimin belirli özelliği olan o birlikte akış ve çözülüşten kurtuldum; nesneler doğdular, yavaş yavaş ve güçlükle öğrendim her şeyin ne denli yalın olduğunu; ve olgunlaştım, yalın şeyler söylemeyi öğrendim. Bütün bunlar, kendimi şekilsizlik içinde yitirme tehlikesiyle karşı karşıya bulunduğum bir sırada seni tanımak mutluluğuna erdiğim için oldu.
Reklam
Bu girişim hiçbir şey değiştirmemişti ama bunu yapmış olmaktan, kökeninde yine bir erkek olan bırakılmışlığa yeniden dönmekten memnundum.
Adam yine: Kıyamet ne zaman kopacak? diye sordu. Peygamberimiz (sallallahu aleyhi vesellem) de: "Kendisine soru sorulan bu konuda sorandan daha bilgili değildir" cevabını verdi. Adam o halde alametlerini söyle dedi. Rasûlullah (sallallahu aleyhi vesellem) de: "Annelerin kendilerine cariye muamelesi yapacak çocuklar doğurması, yalın ayak başı çıplak yoksul koyun çobanlarının yüksek ve mükemmel binaları yükseltmekte birbirleriyle yarışmalarıdır" buyurdu.
Elbette kirlenmekten bahsedeceğiz.. Koyu renk kalemlerle yazacağız şiirlerimizi, Karanlığı savunacağız, Arkasında duracağız, arka sokakların. Duman kokacak boğazımız. Elbette inanmayacağız dostluklarımızın samimiyetine, Şehvetine kapılmayacağız aşklarımızın.. "Sen yine de beni unutma !" bunun konumuzla hiç alakası yok ama sen yine de
Acıyı kopartıp atmak istedim ama her yanımı sarmıştı.
Reklam
Çocukken benim için lüks, kürk mantolar, uzun elbiseler ve deniz kıyısındaki villalardı. Daha sonra, bunun entelektüel bir yaşam sürmek olduğunu inandım. Şimdi bana öyle geliyor ki lüks aynı zamanda, bir erkeğe ya da bir kadına olan tutkuyu yaşayabilmektir!
209 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
Okonkwo'nun Yıkımı / Tragedya ve Direniş
Chinua Achebe, 16 Kasım 1930'da Nijerya'nın Ogidi şehrinde doğdu. Igbo etnik kökenine sahip olan Achebe, Nijerya'nın güneydoğusundaki bir köyde büyüdü. Lagos'taki Üniversite Koleji'nde öğrenim gördü ve ardından İngilizce ve Edebiyat üzerine eğitim almak için İngiltere'ye gitti. University College, Ibadan'da
Things Fall Apart
Things Fall ApartChinua Achebe · Penguin Books · 1994857 okunma
94 syf.
·
Puan vermedi
Takdir görmek dehanın kamçısı derler..
Bu uygulamaya uğrayan, buralarda gezinen çoğu kişinin hayatında bir dönem vardır. Bazen o dönem bugüne dek sürer gider, bazense ergenlik çağında ortaya çıkıp kabullenmeyi ya da reddetmeyi beraberinde getirir. Kimileri reddetmeyi seçerek kendini akıntıya bırakır; kimileriyse akıntıya karşı tek başına yüzüp, kolları kopana dek acıyana kadar tekrar
Her Yerden Çok Uzakta
Her Yerden Çok UzaktaUrsula K. Le Guin · İmge Kitabevi · 20041,302 okunma
Afrika'yı görmek zor, çünkü onu görmek yürek istiyor. Onu yanılmadan görmek yalın bir ruh istiyor. Onu önyargısız görmek gelişmiş bir insan istiyor.
Reklam
Psikolojik olguları ve bazı beyin bağıntılarını incele diğimizde görürüz ki beynin işlevi hiçbir şekilde daha sonrasında bilince tercume edilecek olan içsel hareketleri kışkırtmak değildir. Genel olarak beynin ve sinir sisteminin işlevi, bilhassa beynin işlevi, düşüncemizin dış ve hatta iç mimiklerini kolaylaştırmaktır. Bu mimik hareketlerini içimizde kendimize gösterme işlevidir. Öyle ki, bu açıdan bakarsak -ancak yalnızca bu açıdan, çünku beynin başka işlevleri de var- beyni yalın bir pantomim organı diye tanımlayabiliriz.
Sayfa 73 - İnsan RuhuKitabı okudu
136 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
Türkiye ile batı ülkeleri arasındaki sanat uçurumu en güzel anlatan kitaplardan biri, Brecht in oyunlarından başlayarak, yalın bir dille Türkiye’deki örneklerle karşılaştırıp nelerin doğru, nelerin yanlış olduğunu eleştirisel yaklaşıp gerekli açıklamayı yapıyor. Ayrıca Brecht’ten etkilenen diğer yazarların oyunlarından örneklerle; çatıştığı noktalara değiniyor. Türkiye’de Brecht’i yabancılaştırma tiyatrosundan yola çıkarak Türkiye’de anlama, yorumlama, sahneye koyma, uyarlama ve çeviriler üzerinde durularak Türkiye’de yapılan işlerden örnekler verilerek gerekli eleştirileri yapıyor. Sanırım; toplumunuzun sanattan özellikle tiyatrodan nasıl geç kaldığını en güzel sözlerden birini de araya sıkıştırıyor. “Muhsin Ertuğrul 1920 lerde çıkan tiyatro adabı yazısında tiyatronun belli kurallar doğrultusundan nasıl izlenmesi gerektiğini açıklarken Brecht aynı yıllarda tüm kurallara karşı çıkarak yeni bir izleyici-sahne diyaloğundan söz ediyordu”
Tiyatroda Devrim
Tiyatroda DevrimZehra İpşiroğlu · Mitos Boyut Yayınları · 08 okunma
140 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
Dostoyevski'nin "Rus çoğunluğunun hakiki insanı" dediği bir isimsiz kahramanın yalın ve karanlık düşünceleri... Edebiyat tarihinin en ünlü isimsizlerinden Yeraltı Adamı, insanların oradan oraya üşüşen karıncalara dönüştüğü St. Petersburg'un gri kaldırımlarında itilip kakılırken, yaşama isteğini yavaş ama emin adımlarla mutlak bir öç isteğiyle değiş tokuş eder. Yeraltı Adamı'nın bir devlet memuru olarak geçirdiği tekdüze günler, yanında bir türlü rahat hissedemediği arkadaşları ve hayattaki mutlak yalnızlığı, bıkkın bir öfke ve küçük, imkânsız pazarlıklarla gittikçe daha fazla lekelenir, ta ki kendisini bir arada tutan görünmez ipler yavaşça çözülmeye başlayana kadar. Yeraltından Notlar, yayımlandığı 1864 yılından beri öfke ve sessizliğin en güçlü manifestolarından biri olmuştur.
Yeraltından Notlar
Yeraltından NotlarFyodor Dostoyevski · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2020127,8bin okunma
“Belli belirsiz bir biçimde, eski bir acının şimdiki acımı dindireceğini umuyordum.”
Geri199
1.500 öğeden 1.486 ile 1.500 arasındakiler gösteriliyor.