Yalnız kitap, yaşamanın bir parçasını oluşturuyorsa, derin bir iz bırakmışsa, ondan söz etmemek de kadirbilmezlik oluyor düpedüz. Şeker Portakalı öyle bir kitap..
Erkeği kadını, ihtiyarı genci yalnız dedikoduyla, boğazlarıyla memnun ve mesut olabilen, her türlü zevkten, güzellikten mahrum yaşamaya pıhtılaşmış olan bu hayat bana o kadar iğrenç geliyor ki…
Muhakkak ki dünyâ, çeşitli çilelerle dolu bir imtihan mekânıdır. Ayet-i kerîmede bu hususla ilgili olarak şöyle buyrulur:
“And olsun ki sizi biraz korku ve açlık; mallardan, canlardan ve ürünlerden biraz noksanlaştırma (fakirlik ile) imtihan ederiz. (Ey Rasûlüm!) Sabredenleri müjdele! O sabredenler ki, kendilerine bir belâ geldiği zaman: «Biz Allâh’a âîdiz ve biz, elbette O’na döneceğiz!» derler. İşte Rablerinden mağfiret ve rahmet hep onlaradır. Ve hidâyete erenler de yalnız onlardır.” (el-Bakara, 155-157)
İnsanın tam mânâsiyle bir insan olabilmesi, gizli kuvvetleri ve görülen azaları iledir. İnsanın görülmeyen gizli ve iç kuvvetleri, hayat ve rühtur. Görülen kuvvetleri ise beden ve azalarıdır. Bu azalardan bazılarının yokluğu, insanın yokluğu demektir. Kalb, ciğer, beyin ve yokluğu ile insanın hayatı yok olan diğer bazı azalar gibi. Bazılarının