Kabrin Üzerine Su Dökülmesi
Gerek Arap Yarımadası'nda gerekse Mısır' da yapılan kazılarda insanların kabirlere yiyecek koydukları tespit edilmekle birlikte su koyduklarına dair herhangi bir veriye rastlanmamıştır. Zaten Mısırlıların inancına göre buna gerek de yoktur. Zira ölü, yolculuğuna bir nehir üzerinden devam ettiği için su ihtiyacını buradan karşılayacaktır. Ancak beliyyesiyle, büyük bir ihtimalle çölü aşarak, mahşer yerine ulaşacağına inanan Cahiliye Arabı için durum bu kadar kolay değildir. Onun bu uzun ve meşakkatli yolculuğunda suya ihtiyacı olacaktır. Dolayısıyla onların da sorunu ölünün mezarının üzerine su dökmekle aştıkları görülmektedir. Zira rivayetler İslam öncesi dönemde Arapların yakınlarını mezara defnettikten hemen sonra mezarlarını suladıkları; mezarın başına yerleşen ve bir süre burada kalan aile efradının bunu düzenli yaptıkları, hatta ondan sonra da mezarı ziyarete gelenlerin bunu ihmal etmedikleri ortaya çıkmaktadır. Bilindiği gibi mezarların sulanması geleneği Anadolu'da da yaygın olarak bulunmaktadır. Ancak günümüz insanı bunu Cahiliye döneminde anlaşıldığı şekilde mütalaa etmemektedir. Aksine onlar bunu hem mezarın üzerindeki toprakların dağılmaması hem de mezarın üzerinde bir yeşilliğin ortaya çıkması ve bu yeşilliğin de ölünün azabını hafifletmesi anlamında yapmaktadırlar. Cahiliye dönemi insanının bu kanaatte olmadığı anlaşılmaktadır. Kaldı ki onların da bu amaçla mezarlarını suladıklarını düşünsek bile bunun da ölüm sonrası bir yaşam algısına sahip olduklarını göstermesi şeklinde değerlendirmek mümkündür.
Ev başka bir deyişle boğucu bir yaşam tasviri
Ev, ev; boğucu bir yaşam; bir erkek, düzenli olarak doğu- ran bir kadın, her yaştaki erkek ve kız çocuklarından oluşan bir güruhun balık istifi yaşadığı birkaç küçük oda, hava ala- mazsın, boş yer bulamazsın; mikroptan arındırılmamış bir hapishane; karanlık, salgın hastalıklar ve kötü kokular.
Sayfa 61 - İthakiKitabı okudu
Reklam
"Yaşasın Doğu Devriminin başkomutanı Mustafa Kemal Paşa!"
Kardeş Azerbaycan, Kurtuluş Savaşı'nda Başkan Nerimanov eliyle Türkiye'ye maddi yardımda da bulunmuştur. Atatürk, 3 Mayıs 1920'de Doğu Cephesi Komutanı Kazım Karabekir Paşa'ya yazdığı bir mektupta, "Şu anda devlette bir kuruş para kalmadı. İçeride devlette para bulabileceğimiz bir kaynak da yok. Başka kaynaklardan para
Sayfa 334 - İnkılap YayınlarıKitabı okudu
Türkeş, Ülkücü Hareket ve Kürt sorunu Önce 12 Eylül darbesiyle solun tasfiye edilmesi, sonra da Sovyetler Birliğinin dağılması, varoluş nedeni antikomünizm olan Ülkücü Hareket'i düşmansız bırakmıştır. Ancak MHP'ye yeniden hayat verecek ve onu siyaset sahnesinin etkili aktörlerinden birine dönüştürecek olan yeni bir olgu söz konusudur: Kürt
O günlerde yaşam bana karışık, anlamlandırılamaz, rastlantılarla dolu, her zaman kolayca elde edilemez uçucu bir şeymiş gibi görünüyordu. Yaşamın eteklerine tutunmaya çalışıyor, yukarıdaki ana-varlığını henüz elde edemediğimi sanıyordum. Yaşadığım gündelik şeyler -Beyoğlu'nun gri ve silik görüntüsü değildi sanki yaşam. Daha doğrusu, yaşadığım gündelik hayatı, yaşamın ta kendisi olarak görmüyordum. Ötede, daha uzakta, varılacak bir yerdeydi o. Hayallerle yaratılmış güneşli bir ada sanki. Duyguların fışkırdığı, doyumların birbirini kovaladığı yalancı bir cennet.
Endonezya çok mu uzak?
Türkler günümüzde dünyanın en kalabalık Müslüman nüfuslu devleti olan Endonezya'da, sömürge devletlerinin aksine, imdada koşan kurtarıcısı olarak hazırlanmaktadır. Malaka Boğazı'nda ve Banda Açe'deki türbesinde adı yaşatılan Laksamana Malahayati'nin kısa ama heybetli yaşam hikâyesi, okyanus rüzgârlarının estiği Dullar Kalesi, İkinci Abdülhamid'in gizemini çağrıştıran Nahda-i Hayriyye Cemiyeti binası, Güney Asya halklarının bağımsızlığı için Türklerle aynı saflarda yürünen meydanlar... Kendilerine Türki diyen Endonezyalıların yaşadığı Padang kentindeki mezar taşları, Osmanlı okullarında okumuş yerli aydınların kütüphanelerinde bulunan Osmanlı Türkçesi ile yazılmış kitaplar, bir gün orada olduklarının hatırlanıp Endonezya'daki Osmanlı izlerini anlatan solgun sayfalarının okunacağı günleri bekliyor; tıpkı asırlardır Endonezya'da yaşanan hüzünlerin ve sevinçlerin karşılandığı suskun limanlar gibi...
Sayfa 55 - Nesil Yayınları, 2011.Kitabı okudu
Reklam
177 öğeden 61 ile 70 arasındakiler gösteriliyor.