İçim o kadar dolu ki anlatmak istiyorum ama anlatamıyorum, gözlerimden akan yaşların gözlerimi buğulamasi nedeniyle gözlerim görmez oluyor sanki...
Öyle zor zamanlardan geçiyoruz ki hani deriz ya ölüm burnumuzun ucunda bunu hissetmemiştim şimdiye kadar ama son onbeş gündür her gün hissetmekteyim, her an dünya yolculuğu bitecek hissiyatıyla yaşamak ne kadar zor, her gece uyumadan önce sarsılmak, her sabah sarsıntılarla uyanmak on beş gündür tam olarak bu durumdayım... Bu günler nasıl unutulacak diyorum sonra diyorum ki mevlam kuluna unutmak diye bir nimet vermiş şükür sebebi...
Unutulur elbet ama bu psikolojiden çıkmak nasıl olur hiç bilmiyorum.
Duyduğum acı haberler daha iki gün öncesinde konuştuğum, 5 saat öncesinde gördüğüm kişilerin hayattan kopmuş olması nasıl bir duygu nasıl bir hissiyat ya bu için daralır, kalbin sıkışır, aklın durur ya aynı öyle bir şey gibi.
Depremin ilk anında galiba bitti dedim, yolun sonu dedim, yolun sonu değil dünyanın sonu dedim, gökyüzünden saçılan renkli ışıklar, yerden gelen yüksek bir ses sanki yeryüzü içindekileri dışına atmak için bağırıyor haykırıyor gibiydi.
Çaresizliğin içinde öylece durmak, evet biliyorum insan çok aciz bir varlık bundan şüphem yok ama bu kadar aciz ve çaresiz olduğumu hissetmem bambaşka bir şey...
Şunu çok iyi anladım hani insana bir ömür hakkı verilir ya bence ikinci bir ömür hakkı daha verildi şahsım adına ben ikinci bir ömür yaşıyorum. İkinci bir ömrümün birinci ömrümden daha hayırlı olması temennisiniyle.
20.02.2023