Neden seni bir çiğ damlası gibi böylesine titrek, böylesine hassas görmeliyim? oysa yorgun kalbim üşürken, şimdi donuk gözlerim acıyı taşıyor.. Sen,hayran olduğum düşsel kadın, bir buz dağı gibi olan kalbin bütün insanlara acı çektirmek için mi böyle, yoksa sadece senin için yaşayanlara mı? Eskiden yaşamayı yürekten severdim, birçokları gibi fırtınalı yaşadım ve şimdi benim için artık hiçbir şey önemli değil, çünkü hayatımı bir bardak su gibi çalkaladın. Günlerim öyle yavaş, öyle sessiz geçiyor ki, sevgilim, ve sen çok uzaklardasın, bir o kadar da yakında, kalbimin yanında, duygularımın derinliğinde. seni tekrar görmeyi, sesini duymayı öyle çok istiyorum ki. ama hiçbir şey değişmeyecek; benden öyle uzaksın ki. 'RATKO' LEYLA için...
Ve hayat yavaş yavaş tekrar yaşanabilir bir hal alıyor...
Sayfa 470Kitabı okudu
Reklam
345 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Dikkat spoiler içerir. Serinin oldukça güzel ikinci romanı. İki bölümden oluşan bu kitabın ilk bölümünde Vakıf, imparatorluğa kafa tutacak seviyeye gelir ve bir general vakfa saldırı düzenler ancak Hari Seldon kanunları yine galip gelir. İkincisinde ise, Katır isimli biri yavaş yavaş pek çok gezegeni ve birinci Vakıfı ele geçirir. Ancak İkinci Vakıf vardır ve onu bulamamıştır. Bu arada Katır hiç beklenmeyen bir insan çıkacak ve psikolog Mis Elling pek çok şeyi çözebilecektir. Mutlaka okunması gerekenlerden.
Vakıf
VakıfIsaac Asimov · İthaki Yayınları · 20043,395 okunma
Biliyor musun Andrey, benim içimde ne yakıcı, ne de kurtarıcı hiçbir ateş yanmadı. Hayatımda hiçbir zaman başkalarınki gibi gittikçe renklenen, parlak bir güne çevrilen bir sabah olmadı. Bir sabah ki, yakıcı öğle vakti geçtikten sonra yavaş yavaş solsun ve kendiliğinden akşama karışsın. Hayır, benim hayatım sönmüş başladı. Tuhaf, fakat böyle. Kendimi bilir bilmez sönmeye başladığımı hissettim. Sönüşüm dairede, evrak başında oturduğum zaman başladı. Sonra kitapları okuyup da, onlarda yaşamın içinde kullanamayacağım gerçekler buldukça, dostlar arasında bol dedikodular, alaycı tavırlar,soğuk, kötü ve boş gevezelikler dinledikçe, gayesiz toplantılara katıldıkça, daha da kötü oldum.
Sayfa 203 - AlterKitabı okudu
Geçmişinin bu dönemini nadiren aklına getirirdi ama bunun, mayanın hamuru kabartması gibi içinde kabardığını fark ediyordu. Acı bir tecrübeyle zenginleşmiş, başka biri olmuştu. Öylesine karanlık, öylesine şiddetli bir manevi yanlızlık yaşamıştı ki, hafızasında silinmesi mümkün değildi. Adil oluşunda, sonraları hayırseverliğinde, nezaketinde daima hafif acı bir dip nota olacak, bir fakire yardım ettiğinde bir başkasının, "Nerede bende o kısmet" diye sitem etmesinden kuşkulanacaktı. Bunu hiçbir şey aşamıyordu; ağır bir ağı gibi bedeni yavaş yavaş zehirliyor ve ölümcül etkileri ancak aylar hatta yıllar sonra gözüküyor, kendi gözünde binlerce kez temize çıkarttığı eylemi, Mösyö Mitaine'in ruhunu kemiriyordu.
Sayfa 192Kitabı okudu
Saygıyla...
Trenin hareket saati gelmişti. Bir memur vagon kapısını örtüyordu. Maria Puder merdiven basamağına atladı, sonra bana eğilerek yavaş bir sesle, fakat tane tane: ''Şimdi ben gidiyorum. Fakat ne zaman çağırırsan gelirim...'' dedi. Evvela ne demek istediğini anlamadım. O da bir an durdu ve ilave etti: ''Nereye çağırırsan gelirim!''
Sayfa 140Kitabı okudu
Reklam
1.000 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.