Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
52 syf.
9/10 puan verdi
·
9 saatte okudu
GEÇMİŞE YOLCULUK-kitap yorumu
Stefan Zweig
Stefan Zweig
özlemimi giderdiğim bir eser oldu. Uzun zamandır okuyamıyordum Zweig çünkü elimde okuyabileceğim eseri kalmamıştı ve neredeyse çoğu eserini okuduğum için sınırlı seçeneğim var artık. Hepsini tüketmek istemiyorum ama külliyatını tamamlamak istiyorum kesinlikle. Konusundan kısaca bahsedersem; Hayatta tırnaklarıyla kazıyarak yol alan, kimya
Geçmişe Yolculuk
Geçmişe YolculukStefan Zweig · İş Bankası Kültür Yayınları · 202326,6bin okunma
68 syf.
9/10 puan verdi
“Doya doya, delicesine yaşamak istiyorum ben!”
Tam da psikiyatri stajını aldıktan sonra tesadüfen okuma fırsatı bulduğum bu kitap bana çok iyi geldi. Yazar, İvan Dmitriç’i muhtemelen bir şizofreni hastası olarak betimlemiş. Verdiği detaylar çok gerçekçi. Hastalık sürecini güzel yansıtmış. Andrey Yefimıç ise yozlaşmış, her şeye gözlerini kapamış bir doktor. Hevesle başladığı mesleğinin sonucunda böyle bir duruma düşmesi beni biraz kötü etkiledi. “İdealistliğim nereye kadar sürecek? Acaba ben de her şeyi bir kenara bırakıp, bıkmış bir doktor mu olacağım?” diye düşündürdü. Düşüncesi korkutucuydu ama içimde öyle olmayacağıma dair savaşlar verirken buldum kendimi. Biraz empati kurduğum, biraz kendimi ve isteklerimi sorguladığım bir kitap oldu. Tavsiye ederim :)
Altıncı Koğuş
Altıncı KoğuşAnton Çehov · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202270bin okunma
Reklam
88 syf.
·
Puan vermedi
Kitap mı bu şimdi?
Hayatımda okuduğum en boş kitaplardan(!) biriydi. Kitap 88 sayfa ama toplasan bir sayfa bile mantıklı bir şey anlatmıyor. Zaman kaybı kısacası. Okurken durup durup yazarın ismine baktım. Gerçekten Stefan Zweig mi yazmış diye. Birçok eserini okumuştum ve çok beğenmiştim. O yüzden bu kitabı alırken de çok tereddüt etmemiştim ama keşke etseydim. Neden bu kadar kötüledim, buna gelelim. Kitap iki farklı hikayeden oluşuyor. İkincinin rezilliğini geçtim birinci hikayeden bahsedince zaten anlayacaksınız sebebini. Leporella lakaplı kadın evin hizmetçisi. Kendini tamamen çalışmaya adamış biri. Yazar bu kadın hakkında betimleme yaparken “Zavallı yaratık,” diye bahsediyor. Bu beni çok rahatsız etti. Evin sahibi de bir çift ve adam karısını leporellayla aldatıyor. Ne yani ne anlattın şimdi sen? “Ah canım iki kadın arasında mı kaldın çok zor olmalı seni anlıyorum ama birini seçmelisin.” diye adama mı üzülelim? Birde kadına lakap koymuş rahatsız. Hikayenin sonunda iki kadın da ölüyor. Bir kitapta da erkeğin günahını kadınlara çektirmeyin. Ya onu bunu geçtim şöyle bir alıntı bırakacağım; “Sahibinin onu çağıracağı ıslık sesini özlem dolu gözlerle bekliyordu.” Ne dersiniz okuyunca? Herhalde sokaktaki bir köpeği betimlemiş yazar. Hayır, burada leporella o adamı bekliyordu. Gerçekten yazık..Birde beğenenler var bunu. Gerçekten kitap okuduğunuza emin misiniz?
Leporella
LeporellaStefan Zweig · Puslu Yayıncılık · 20191,169 okunma
228 syf.
·
Puan vermedi
·
11 günde okudu
İstanbul İstanbul, yazarla tanışma kitabım kitabım oluyor. Güzel İstanbul'un yerin altında insan hayatını yok sayan işkencecilerin arasında kendi hayatlarını varsaymaya çalışan insanların romanı. Gizlilik nedeniyle kendilerini anlatamayan insanlar birçok masal anlatıyorlar. Öyle bir hücre ki, _işkence, açlık,buz gibi soğuk_ hücrenin içinde on üç gün durdum o işkence seslerinden yerimde duramadığım için, o işkececilerin gardiyanların yok saymasına dayanamadığım için ve en önemlisi işkencenin öyle şehirden uzakta değil sadece iki bodrum aşağıda yapılmasına iki bodrum yukarıda yürüyüp giden insanlar ses çıkarmadığı için okurken parçalandım. "mış gibi” üstü kapalı anlatıyor yazar İstanbul'u ve “mıh gibi” yerleşiyor zihnimize. İnsanı anlatırmış gibi, şehri anlatmış,yer altını tasvir edermiş gibi, yeryüzünü betimlemiş,aşkı anlatmış. Karakterler öyle gerçekçi ki, anlatılan hikayeler de öyle güzel ki,Decameron'dan bahsetmeleri beni cezbetti. Öğrenci Demirtay, Doktor, Berber Kamo, Küheylan Dayı… İstanbul’un yer altında bulunan bir hücrede buluşan dört adam. İşkencenin ağırlığıyla yaslanıp birbirlerine yer üstündeki zamana dalıp “Aslında uzun hikaye, ama ben kısa anlatacağım,” diyerek hikayeler anlatıyorlar birbirlerine... Burhan Sönmez, İstanbul’un siyah beyaz fotoğraflarına bakıp ağlanan kenti, umutla anlatılan hikayelerin kahramanı yapıyor. Geçmiş ve gelecek hepsi İstanbul İstanbul'da çok beğendim yazarı bu kadar geç tanıdığım için pişmanım.
İstanbul İstanbul
İstanbul İstanbulBurhan Sönmez · İletişim Yayınları · 2019958 okunma
448 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
24 saatte okudu
Kitabı az önce bitirdim. İçimde hafif bir burukluk var ben çok beğendim ama pek çok kişinin söylediği gibi yazar her anı gerçekten fazla betimlemiş buna rağmen beni pek sıkmadı:)
Kökler
KöklerNaomi Novik · Pegasus Yayınları · 2019131 okunma
319 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
11 günde okudu
Balzac, bu nasıl bir ifade gücüdür!
Herkese selamlar, İncelememe spoiler uyarısıyla başlayayım. İlerleyen kısımlarda kitap içeriği ile ilgili ciddi bilgiler olacaktır. Kitabı okumadıysanız tadınız kaçmasın:) Önce kısaca bir yazara değinmek istiyorum. Balzac 1799’da kitabımızın da geçtiği Fransanın Tours şehrinde doğmuş. Annesi kendisini bir türlü kabullenememiş ve hiç sevgi
Vadideki Zambak
Vadideki ZambakHonore de Balzac · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202242,4bin okunma
Reklam
64 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 saatte okudu
O kadar severek ve içerlenerek okudum ki bu kitabı, beni oldukça sarstı diyebilirim. Keşke annelerimiz ve babalarımız hiç ölmese... Okurken çok hüzünlendim. Yazar annesinin çocukluğundan ölümüne kadar yaşadığı hayatı öyle güzel betimlemiş ki, ister istemez bu süreçleri yaşayabileceğimiz ihtimali beni hem çok ürküttü hem de hüzne boğdu..
Bir Kadın
Bir KadınAnnie Ernaux · Can Yayınları · 20231,604 okunma
216 syf.
8/10 puan verdi
·
26 saatte okudu
Kuru Kız- Ayfer Tunç Kitap annesi, babası ve erkek kardeşi ile bir kenar mahallede yaşayan genç bir kadını anlatıyor. Kitap boyunca sadece bu genç kadını değil gerek ailesinin, gerekse komşularının iç dünyasına girip yaşadıkları şeyleri bir dizi izler gibi okuyoruz. Kitap hakkında söyleyeceklerim; dili çok akıcı, betimleme ve benzetmeleri çok yerindeydi yazarin. Hatta bence karakteri o kadar güzel betimlemiş ki kitap bitince karşımda duruyor gibiydi Kuru Kız. Ha kitabın adı neden Kuru Kız? Sizin de tahmin edeceğiniz gibi Kız Kurusu tabirinden gelmekte. Kitabın içinde toplum tarafından kadın üzerine yapılan baskılar çok güzel anlatılmakta. Erkek kardeşine söylediği: "Ben bu saatten sonra evlenmem de, sen neden evlenmiyorsun?" Cümlesi aralarında çok az yaş farkı olmasına rağmen, erkeklerim bu konuda hayatını yaşamaya daha da hakkı olduğunu anlatmaya çalıştığını düşündürdü bana. Eğer çocuk isteği varsa tabiki biyolojik yaş bunun için bir etken, toplumda da kadının doğurganlığı düşünülerek konuşulduğunu düşünüyorum. Kitap içinde çok kısa bir ensest benzeri öğe vardi ve çok hızlı geçilmişti. Bunun üzerinde çok durmamasının nedenini merak ettim. Kitabın sonu beni tatmin etti. Ama kolay okunmasina rağmen altı dolu bir kitap . Herkese kolay kolay öneremem sanırım. Ben mutlaka başka bir kitabını okumalıyım yazar hakkında daha çok konuşabilmek için
Kuru Kız
Kuru KızAyfer Tunç · Can Yayınları · 20233,446 okunma
404 syf.
8/10 puan verdi
Kemiklerin Şifresi
KEMİKLERİN ŞİFRESİ Polisiye; Simon Beckett, İthaki Yayınları; 2.Baskı / Nisan 2013 ; 404 Sayfa ; Türkçemize çeviren Nur Küçük (8) (23.09.2017) Devrettim romanı. Kemiklerin Şifresi adlı bu romanı bir arkadaşımın kitabı bana hediye etmesi dolayısıyla okudum, Yazarını da bu eseriyle tanımış oldum. Kitabı armağan eden arkadaşıma bu vesileyle
Kemiklerin Şifresi
Kemiklerin ŞifresiSimon Beckett · İthaki Yayınları · 2013594 okunma
68 syf.
·
Puan vermedi
En sevdigim kitaplardan biridir kendisi.Beni en cok sasirtan da yazarin bir erkek olmasina ragmen bu kadar guzel ve icten bir kadininin dunyasini aktarabilmesi.Kadinin duygularini oyle guzel betimlemis ki yazar.Okurken hissettim.
Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu
Bilinmeyen Bir Kadının MektubuStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2022224,9bin okunma
Reklam
328 syf.
·
Puan vermedi
·
4 günde okudu
Herkese merhaba . Bugün size,bitmeyen gururları geçilmeyen inatları ile birbirinin hayatlarına dokunan bir çiftin ve kitabın yorumuyla geldim . Karanlıktan korkar mısınız? İntikam yemini ettiğiniz adamın varlığına şükredecek hale gelebilir misiniz? Kalbinizin ve mantığınızın birbirine karıştığı oldu mu? Geçmişte yaşadığınız ve
Bal Bela
Bal BelaÇağla Fulya · Mendirek Yayıncılık · 201954 okunma
112 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
6 saatte okudu
Villon’un Karısı dört öyküden oluşan bir seçki. Osamu Dazai’nin hayatından çarpıcı kesitlerle dolu, sonu kötü bitmeyen ama umut da vermeyen öykülerdi bunlar. Galiba Dazai’nin otobiyografik öğeler içermeyen tek bir kitabı bile yok. Kurgunun temelinde hep kendi yaşamı var çünkü. Bu yaşamın üzerine de hep bir şeyler inşa etmiş: anlatıcıların
Villon'un Karısı
Villon'un KarısıOsamu Dazai · Sel Yayıncılık · 202250 okunma
223 syf.
3/10 puan verdi
·
4 günde okudu
Kadın Dediğin Evlenir!!!
Tam olarak bir mahalle dedikodusu okuyormuş gibi hissettim. O Anadolu ağzını çok farklı ve yozlaşmış bir şekilde yansıtmış yazar. Okurken bir çok kısımda sinirlendim ve rahatsız oldum. Kitabın başından sonuna kadar kadınların tek işi evlenmek olarak yansıtılmış. Doğal ve içten bir anlatımdan daha çok, bu 9 oda içerisindeki kiracıların ortak özellikleri de bu tema üzerine olmuş. Kadının evlenmek amacıyla dünyaya geldiğini betimlemiş. Ayrıca kitapta altını çizebileceğimiz veya alıntı yapabileceğimiz tek bir cümle bile olmaması üzücü bir durum. İkili diyaloglar ise yoğun ve okurken bazı kısımları kimin söylediğini anlamak zorlayıcı olabiliyor. Kitapları yarım bırakmaktan hoşlanmadığım için sonuna kadar okudum ama beni hayal kırıklığına uğrattı. Lise dönemimden bu yana çok özgün ve yaratıcı bir tema üzerine işlendiğini düşündüğümden kaynaklı bir umutla başladım ama beklentilerimi karşılayamadı.
Ayaşlı ile Kiracıları
Ayaşlı ile KiracılarıMemduh Şevket Esendal · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20235,9bin okunma
456 syf.
·
Puan vermedi
·
10 günde okudu
Büyük İskender
Tarih ilmi, sevgimin ve merakımın beni nerelere götüreceğini bilmiyorum. Ama bildiğim bir şey varki okumaktan keyif aldığım. Hayranı olduğum Fatih Sultan Mehmed Han Hz. Dedemin Büyük İskender Tarihi'ni okuduğu bilgisiyle merak ederek temin etmiştim. Hannibal ve julie Saesar'in da Büyük İskender'i okuyup hayranlık seviyesini
Büyük İskender
Büyük İskenderJona Lendering · Kronik Kitap · 2018421 okunma
616 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
Yazarın tüm kitaplarını okumuş biri olarak en beğendiğim romanıdır “Aeden” Yazar Dünya’dan 1360 ışık yolu uzaklıkta bulunan Aeden adında bir ütopya kurmuş ama bu gezegeni öyle güzel betimlemiş ki okurken sürekli “Keşke Aeden gibi bir dünyamız olsa” derken buldum kendimi. Kitapta beni en çok etkileyen olaylar Sonje ve Numi’nin, Aeden’den Dünya’ya geldiklerinde yaşadıkları oldu. Yazar Dünya’yı üçüncü bir gözle öyle bir anlatmış ki “Evet biz gerçekten böyle bir Dünya’da yaşıyoruz.” dedirtiyor ve gezegenimizle ilgili bazı “çirkin” gerçekler gözümüze gözümüze sokuluyor. Bu fantastik, ütopik roman farkındalık isteyenler için sonuna kadar tavsiyemdir. “Balinayı çağıran, beraberinde getireceği okyanusa da hazır olmalıdır.”
Akilah Azra Kohen
Akilah Azra Kohen
Aeden
AedenAkilah Azra Kohen · Destek Yayınları · 201612,7bin okunma
149 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.