Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
"Ama yine de bir toplumbilimci ve az çok yaşam deneyimi olan bir yazar olarak biliyorum ki, zaman, insanı da, insanın duygu ve düşüncelerini de değiştirir. "
İstanbul'un fethi hakkında ilginç bir bilgi:
Örneğin, "resmi tarih" tarafından, Fatih'in İstanbul'u fethettikten sonra kenti yağmalattırmadığı, tümüyle koruduğu öne sürülür.        Kenti olanaklı olduğu ölçüde koruduğu doğrudur ama yağmalattırmadığı doğru değildir, zaten olamazdı da; çünkü bütün din-tarım imparatorluklarının fetihlerinde, galip gelenlerin zenginleşmesi, askerlerin canla başla dövüşmelerinin sağlanması , amacıyla yağma yapılır.        Yenilenlerin canı, malı, ırzı, yenenlerindir.        Nitekim Fatih Sultan Mehmet de, İstanbul'u fethettikten sonra üç gün üç gece kente girmemiş, askerlerinin yağmalaması için beklemiştir.        Kenti fetheden Osmanlı askerleri, bütün değerli eşyayı yağmalamış, bu arada fidye verebilecek zenginlikte olanları özellikle seçerek Bizanslıları tutsak almıştır.        Hatta tarih kitapları, Bizanslılar kuşatma sırasında toplu halde kiliselerde toplandıkları için bu seçme ve tutsak alma işinin oldukça çabuk ve doğru seçimlere dayalı bir biçimde yapıldığını yazar.
Reklam
Yıldızlı alıntı..
Türkiye zaten bir korkular ülkesi. Yazar hapse girmekten korkar. Memur sürülmekten. Vatandaş ay sonunu getirememekten. Bütün bunlardan sorumlu politikacı da seçilememekten korkar. Kadınlar aldatılmaktan ve aç kalmaktan, erkekler ise işsizlikten ve iktidarsızlıktan korkar.
Sayfa 66 - Remzi KitabeviKitabı okudu
Ders çalışırken, hayal edilen diplomanın getireceği özgürlük ve bağımsızlık özlemi, diploma töreni anından daha anlamlıdır. Bir kitabı yazarken, ya da bir oyuna çalışırken, o kitabın ya da oyunun bittiğinde alacağınız doyumu düşünmek, birkaç dakikalık alkıştan ya da kısa bir övgü yazısından çok daha uzun ve bu nedenle de doyum düzeyi çok daha yüksektir. Bir yazar, bir sanatçı, bir bilim insanı, bütün bir ömür boyunca çalışır. Doruğa ulaşmak için değil, kendisi için. Çalışmaktan zevk aldığı için: Sonra bir gün bakmış ki, dorukta.. Dorukta olduğu için yapılan tören, tutulan alkış, aynen, bir cinsel doruk noktasının saniyelerle ölçülen süresi kadar bir anlam taşır. İşin asıl keyfi, öncesinde ve sonrasındadır. Öncesinde, yaptığı işten, çalışmaktan, birikimini artırmaktan, kendini eğitmekten, sevgiliye kavuşmak için çaba göstermekten zevk almak. Sonrasında, yaşadıklarını yeniden duyumsamak, dorukta olmanın, oraya varmak için sarf ettiği çabaların tadını düşünmek, doruktaki anı, aynen cinsel hazzın doruğuna ulaştığı an gibi, defalarca belleğinde yeniden, yeniden yaşamak. Sevgili kızlarım bedeli ödenmeyen başarının ne tadı olur, ne keyfi ne de anlamı... Vuslat için de çaba sarf edeceksin, diploma için de, alkış içinde. Bütün bunları da doruk için değil, kendin için, belki de aşkın için yapacaksın. Bu aşk, bir insan ya da bir sanat, bir meslek olabilir...
Sayfa 190Kitabı okudu
166 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
1 saatte okudu
Emre hoca bir gün sevdiği bir arkadaşının dükkanına gider (bu arkadaşı kitapçıdır) ve orada genç yazar orhan pamuk ve ünün başındaki umberto eko'yla karşılaşır. sonra adamın biri oraya bir tomar kağıt bırakır. herkes kendi payına düşeni alır. ve pamuk'un en ünlü eseri yorgancı'nın evladı ve eco'nun, adso'nun el yazmalarını (sonradan dev bir esere dönüşüp gülün adı olacak) bulduğu yıl olan 1968'de gerçekleşir tüm bu olanlar. fazla uzatmadan elimizdeki kitabın da yine aynı dükkana gelen bir tomar kağıdın derlemesi (ve osmanlıcadan çevirisi) olduğunu söylemekte fayda var. d'Abussion de Calevala'nın osmanlıdaki casusluk yılları, mükemmel bir sosyal çalışmacı olan Emre Kongar'ın kalemiyle...
Hocaefendi'nin Sandukası
Hocaefendi'nin SandukasıEmre Kongar · Remzi Kitabevi · 2012186 okunma
246 syf.
·
Puan vermedi
·
10 günde okudu
Emre Kongar bu kitabında ilk önce "resmi tarih" ve "gayri resmi tarih" ayrımı yapıyor. Kendisini bir toplumbilim öğrencisi olarak tanıtan yazar, tarihi de toplumbilimlerin laboratuvarı olarak görüyor. Kitapta ise Türk tarihinde en çok tartışılan Türklerin Müslüman olma süreci, Osmanlının çöküş süreci, Abdülhamid, Lozan, Atatürk, Soğuk savaş ve yakın tarihimizde Atatürkçülere karşı yapılan suikastlar gibi ülkemizde en çok tartışılan konuları çözüme ulaştırmaya çalışıyor. Hiçbir görüşü tamamen duşlamayan bir üslupla, politik cevaplar veren yazar buna rağmen bahsettiği konular hakkında verdiği istatistikler, önemli verilerde sürekli kaynak kullanımı ve olayları yorumlayışıyla sizi konunun çok derinine inmeden bilgiye doyuruyor. Ülkemizde en çok tartışılan tarihi sorunlara merakı olanlar için okunabilecek bir kitap. Keyifli okumalar.
Tarihimizle Yüzleşmek
Tarihimizle YüzleşmekEmre Kongar · Remzi Kitabevi · 2006950 okunma
Reklam
Türkiye zaten tam bir korkular ülkesi. Yazar hapse girmekten korkar. Memur sürülmekten. Vatandaş ay sonunu getirememekten. Bütün bunlardan sorumlu olan politikacı da seçilememekten korkar. Kadınlar aldatılmaktan ve aç kalmaktan, erkekler ise işsizlikten ve iktidarsızlıkdan korkar.
250 syf.
10/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Bu dergiyi ilk defa okumama sebep olan hiç kuşkusuz kapak resmindeki Ahmet Ümit idi. Güzel yazar güzel bir şeye vesile oldu . 70.sayısı benim için biraz geç ama ne demişler geç olsun da güç olmasın :) . Piyasadaki bir çok dergiden daha çok dergi . Severek , bitirmeye kıyamayarak, özenle hazırlanmış her sayfasını özenle okuyarak bu sayıyı bitirmiş bulunmaktayım.(Bu tabiri Emre Kongar görmesin yoksa yeminle kürekle vurur ağzıma :)) Kesinlikle okuyun
Bavul Dergisi - Sayı 70 (Temmuz 2021)
Bavul Dergisi - Sayı 70 (Temmuz 2021)Bavul Dergisi · Birgün Medya · 202157 okunma
Syn. Emre Kongar ve Syn. İlhan Tomanbay hocamız ile aynı yayında yazar olabilmek ✨ Bazen çok güzel oluyorsun hayat 🙏
176 syf.
7/10 puan verdi
Bu akşam sizlere farklı bir türde olan nadir kitaplardan biri ile geldim. Neşe Mesutoğlu' nun 12 İstanbullu yazar ile yaptığı röportajların yer aldığı kitap @pozitifyayinlari ndan çıkmış. . Yıllardır gözüme çarpan bir kitaptı, okumak bugüne nasip oldu. Kitaplarını okumaktan zevk aldığım yazarların röportajların da yer aldığı kitapta kimler kimler var? Ahmet Ümit, Buket Uzuner, Prof Dr. İlber Ortaylı, Prof Dr. Semavi Eyice, Ara Güler, Çetin Altan, Muazzez İlmiye Çığ, Hıfzı Topuz, Aydın Boysan, Prof Dr. Artun Ünsal, Sunay Akın ve Prof Dr. Emre Kongar. . Biz okurlara bu kadar kıymetli yazarların görüşlerini, geçmişlerini, eski İstanbul hatıralarını, İstanbul ile ilgili düşüncelerini, sevdikleri yerleri , İstanbulluluk kavramını, yaptıkları çalışmaları ... okuma imkanı sağlayan ve kitaplarını okuduğumuz bu yazarları biraz da olsun tanıma imkani sunan bu kitabı meraklılarına tavsiye ederim. . Ben en çok Sunay Akın, İlber Ortaylı , Muazzez İlmiye Çığ ve tabiki Ahmet Ümit ile olan röportajları keyifle okudum.
Yazarların İstanbul'u
Yazarların İstanbul'uNeşe Mesutoğlu · Pozitif Yayıncılık · 2012142 okunma
Reklam
(Gazi Üniversitesi, Ziya Gökalp Sempozyumu, Ankara, 8 Mart 2004) Seksen dört yıl önce, 25 Ekim 1924 tarihinde, Büyükada'daki evinden sedyeyle getirildiği Taksim-Harbiye arasındaki Fransız Hastanesi'nde öldü. Kesin bir tanı konulamamıştı, bir süredir devam eden hastalığına aksi olsaydı bile ülkenin ve adı geçen sağlık kurumunun o günkü
O. Pamuk endüstrisi ve yan sanayisi Şunu rahatlıkla yazabilirim: O. Pamuk bir endüstridir. Türkiye'de bir "Orhan Pamuk Endüstrisi" vardır: O. Pamuk bayileri, acenteleri, distribütörleri, garantili yedek parçaları ve de elbette yan sanayisi... O. Pamuk'un kitapları kadar o kitaplar hakkında çıkan kitaplar, o kitaplar üzerine yazılan sade suya tirit tezler, hiçbir eleştirel düşünce kırıntısı taşımayan makaleler, sipariş övgü yazıları vs. Bu durumu en veciz şekilde, "eleştirmeyen"lerin önde geleni, ülkemizin saygın "yüceltmen"i Emre Kongar ifade etmiştir: "Pamuk aslında romanlarını çok iyi tanıtan ve pazarlayan bir yazar. Kitapları daha çıkmadan önce, müthiş bir tanıtım kampanyası başlatılıyor ve çıktıktan sonra da bütün medya onunla yapılan söyleşiler ve yorumlarla doluyor. Bu saptamayı eleştirmek için değil ÖVMEK için yapıyorum. Keşke her yazar kendi kitapları için böyle kampanyalar yapabilse..." Eleştirinin yasaklandığı bir dönemde, "yüceltmen" Emre Kongar işini titizlikle başarmıştır. Bu eleştirilere tahammülsüzlükte yan sanayinin "ekmek kaygısı" da azımsanamayacak kadar önemli yer tutmaktadır. Herkes rızkının peşindedir ne de olsa!
Sayfa 115 - Orhan Pamuk "Eleştirememesi", Eleştirinin Yasaklanması ve "Yüceltmenler"Kitabı okudu
176 syf.
8/10 puan verdi
Yazarların İstanbul'u
Yazarların İstanbul'u; Bir ülkenin, bir kentin bilinmeyen yönlerini daha çok TV' de belgesel kanallarını izleyerek merakımı gidermişimdir. Şimdi Pek alışık olmadığım farklı bir türde olan kitaplardan biri olan Neşe Mesutoğlu' nun 12 İstanbullu yazar ile yaptığı söyleşi / röportajların yer aldığı belgesel tadında bir kitaptan
Yazarların İstanbul'u
Yazarların İstanbul'uNeşe Mesutoğlu · Pozitif Yayıncılık · 2012142 okunma
57 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.