Okumak başka, sohbet başka. Okurken bir başka düşünceyle temas halindeyiz, ama tek başımızayız, insan fikri bakımdan çok daha güçlü. Konuşma, bu gücü dağıtır. Okurken sadece ilham alırız, kafamız dilediği gibi çalışır. Hem yalnızız, hem beraber. Bir nevi mucize..." Ne yazık ki, bu sihirli mahremiyetin de hudutları var. "Güzel kitaplar yazar için bir son, okuyucu için bir davettirler. Suallerimize cevap vermezler. Birtakım arzular uyandırırlar bizde, iştiyaklarımızı alevlendirirler. Yazar sözünü bitirince şaşarak fark ederiz ki, hiçbir şey söylememiştir henüz..." Kitap her sualimizi karşılayamaz, doğru. Ama, hangi sohbetten doyarak çıkarız? Bu kanma bilmeyen susuzluk insanın alın- yazısı değil mi? Şüphelerimizi, tereddütlerimizi arzın ve zamanın bütün büyük zekalan çözemezse, dar bir coğrafyanın ve hasis tesadüflerin karşımıza çıkardığı bir insan nasıl çöze- bilir? Kitap denen uçsuz bucaksız okyanusta daima yeni keşifler yapmak kabil. Hangimizin irfanı, o sonsuz "belki"yle boy ölçüşebilir?
"
Isaac Newton şüphesiz tuhaf bir adamdı. Cin gibi zekiydi elbette, ama aynı zamanda yalnız, neşesiz, paranoyak sayılabilecek kadar pimpirikli, dalgınlığıyla ünlü biriydi. (Bazı sabahlar uyandığı zaman, daha yataktan ayağını bile çıkaramadan, ansızın aklına üşüşen düşünceler yüzünden donakalıp saatlerce yerinden kalkmadığı söylenirdi.) Ayrıca akıl almaz işler yapardı. Cambridge'de kendi laboratuarını kurmuş, ama sonrasında kendini birbirinden acayip deneylere vermişti. Bir keresinde, sırf ne olacağını merak ettiği için, deri dikmeye yarayan türden bir çuvaldızı “gözle kemik arasında kalan bölgeye, gözün arkasına mümkün olduğunca yanaştırarak” gözyuvasına sokmuş ve evire çevire gözünü kurcalamıştı. Mucize eseri hiçbir şey olmamıştı."
Boyner Yayınları - II. Yerkürenin Büyüklüğü
YA MÜBDİ C.C
HER ŞEYİ YOKTAN VAR EDEN..
EBCEDİ:57
Bu esmayı vird edinip enerjisini taşıyan insanları hayattaki hiçbir şey yıldıramaz. Okuyan başarıyı soy adı gibi taşır. Dokunduğu her şeyde ve her hayatta güzellik meydana getirir.
Kararsızlık yaşayıp hedefine odaklanamayan ve eli boş kalan herkesin okuması gereken bir duadır.
Rüya ilmini ve derinliğini öğrenmek isteyenler bu ismi vird edinmelidir. Bu duayla beraber rüyanıza ve rüyalara hükmedebilirsiniz.
Spiritüel mânâda bir çok sırra vakıf olur.
Düşük ihtimalli olan hamilelik dönemlerinde okunan bu esma bebeğin sağ salim dünyaya gelmesini sağlar. Hem erkem hem de kadında olması muhtemel olan kısırlık hastalığını iyileştiren mucize bir duadır.
İşi sanat olan kişiler bu esmayı okurlarsa yaptıkları iş sanatın çok ötesinde olur. Özellikle besteci, ressam, mimar, yazar ve sanatın içinde olan herkesin okuması gereken bir mucizedir.
Gökyüzünü öpmek mümkün
İbrahim Halil Çelik
İnsanların hikâyelerini dinlemeyi seviyorum. Çocukluklarını, tanışma hikâyelerini, hatıralarını... Çocuk eğitimi konusunda da bize büyük bir veri oluşturduğunu düşünüyorum bu anlatımların. Tolstoy'un çocukluğunu anlattığı satırları okurken söylediği bir şey var ki, gidip başını okşayası geliyor insanın. Diyor ki:
"Altı yaşındayken, dış
Atsız’ın Atatürk ve Cumhuriyet hakkındaki görüşleri
Atsız’ın Atatürk hakkındaki görüşleri inişli çıkışlıdır. 1930’ların ilk yarısında sık sık, Atatürk’ü yücelten ifadeler kullanmış, 1950’lerde bazı olumsuz görüşler ileri sürmüş, 1960’tan itibaren de Atatürk’e olumlu gözle bakmış, onu tarihimizin kahramanları arasında saymıştır. Atsız’ın Atatürk, cumhuriyet ve inkılaplarla ilgili görüşlerini tarihî
Linguist için iletişim bir olgudur, hatta çok açık bir olgudur. insanlar gerçekte başka birileriyle konuşur. Fakat ontolojik bir inceleme için iletişim bir enigma/muamma, hatta bir mucizedir. Neden? Herhangi bir diyalojik söylem yapısının mümkünlüğünün ontolojik şartı olarak bir arada olma, her İnsanî varlığın temel yalnızlığını aşma yahut
Cemal Oğuz Öcal (1913-1971), İstanbul Erkek Öğretmen Okulunu bitirir (1935). Öğretmenlik yapar. Gazi Eğitim Enstitüsü Pedagoji Bölümüne girer. 3 Mayıs 1944 Turancılık olaylarında Serdengeçti ile birlikte tutuklanır; okuldan kaydı silinir. Berat edince 1947'de öğretmenliğe döner. Heceyle milli, hamasi şiirler yazar. Serdengeçti ile önceden
[Anlatıcının mekânsal sıçrayış veya dönüşümleri] Roman türünün en sarsıcı örneklerinden Moby Dick'in başlangıcını hatırlıyorsunuzdur herhalde: "Call me Ishmael." (Bana İsmail deyin. - İsmimin İsmail olduğunu varsayalım.) Olağanüstü bir başlangıç, değil mi? Melville topu topu üç İngilizce sözcük sayesinde, kimliği bizden gizlenen ve
Sayfa 52 - Can Yayınları (Çağdaş)Kitabı okudu
Bir yanıyla insandı. Çok yanıyla haberci, Her haber bir mucize. Konuşmak mucizeydi. Yazmak mucize. Ådem kendisini suhuf başında okur buldu.
Kelâm ilâhi özdü. Dünya kalem. Gök sahife. Sözü sese ayırdı. Sesi şekle çevirdi. Âdem kendisini dünya kitabını okur gibi yazıyı da yazar buldu.
(La Sonsuzluk Hecesi, Nazan Bekiroğlu)
Sayfa 184Kitabı okudu
