Karamanlı 'dır. 2014 Türkiye Yazarlar Birliği Yılın Şairi Ödülü 'nü "Kalbin Kararı" adlı kitabıyla kazanmıştır. Halen İstanbul 'da yaşamaktadır.
1992-1994 yılları arasında Mısır’da bulundu. El-Ezher Üniversitesi’nde başladığı yüksek öğrenimini, 1997’de Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nde tamamladı. Yüksek lisans ve doktorasını Selçuk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nde bitirdi. Yalova Üniversitesi İslami İlimler Fakültesi’nde, Tasavvuf ana bilim dalı öğretim üyesi olarak çalıştı.
Çeşitli tv kanallarında programlar hazırlayıp sundu, yayınevlerinde, süreli yayınlarda editörlük ve yayın yönetmenliği yaptı.
Özel’in yayınlanmış şiir kitapları dışında, telif ve çeviri akademik yayınları, makale ve bildirileri bulunmaktadır. Muhtelif üniversitelerde tasavvuf tarihi, tasavvuf literatürü, tasavvuf-sanat ilişkisi üzerine lisans ve lisans üstü dersler verdi. Şazeliyye, Kuzey Afrika ve Endülüs tasavvufu, Türk modernleşmesi sürecinde tasavvufi yapılar başlıca ilgi alanlarını oluşturmaktadır.
Sözün özü: İyiliğe nezaketin, bilgiye üslubun, imana muhabbetin, dindarlığa görgünün eşlik etmesi beklenir. Bütün bunlar, “edep” dediğimiz harç cümlesindendir.
Herkese selamün aleyküm,
Aranızdan iki kişiye aşağıdan seçmiş olduğu bir eseri göndermek istiyorum.
Yapmanız gereken seçmiş olduğunuz eseri yorumlarda belirtmenizdir.
Herkes için hayırlı olsun şimdiden :)
Açıklanma Tarihi: 06.04.2023
Eserler:
*
İbrahim'in Kaybettiğini Bulmasıdır bu da farklı ve güzel geliyor.En çok şiir isimlerinde rastlıyorum buna ama kitaplarda da var tabi.
Var mı böyle ismini sevdiğiniz kitaplar ?:)☘
Taşı taşırmak.. Ahmet Murat'ın penceresinden bizlere sunulan çok latif bir süleymaniye risalesi... Öylesine yazılıvermiş bir eser değil, sayfa sayısının az olması sizi yanıltmasın, dolu dolu bir kitap. Taşı taşırmak'tan benim anladığım maddeden taşan maneviyat/uhreviyet... Süleymaniye'ye hiç gitmeyen biri olarak madde yönüyle
Peygamber efendimiz'in, babanızın dostlarına hürmet edin dediği hadis vardı aklıma o geldi. Belki birçok hikâye anlatıldı hepsini dinledik kıssadan hissemizi aldık. Fakat yeri gelince hissemizi heba ederek onların gönüllerini kırdık. Ölümün olduğu bir dünyada niye bu kadar yoruyorsak gönlümüzü,kitap etimolojik kökü olan "dostluk"a, daha
Ahmet Murat'ın deneme-inceleme türünde yazdığı kitabı, başlıklar halindedir.
Yazar bizleri kitaba ilk başlarken var oluşun temeli olan Adem aleyhisselamın da cennetten kovulmasına sebep olarak görülen görüşlerden biri olan yasaklı meyve ve aynı zamanda yaşamın temeli olan nimet " buğday" ile başlamaktadır.
Ademoğlunun ömür çizgisinin sonuna kadar nasıl bir çizgi ile sona varacağını güzel bir edebi dille okuruna sunuyor.
İnsanın normalleşen, günlük rutin haline gelen şeyleri "kolonya :) " algısal olarak görememesi mümkündür. Bu kitapla görmeyi unuttuğumuz bütün normalleşen şeyleri, gözünüze minnacık bir kirpik kaçmış misali sunuyor :) Günlük hayatımızın görgüsünü üzerimize üflüyor.
En önemli yerlerden biri, yazarın kendi hayatından anılarını okuru ile paylaşması. Beni yazara ve esere karşı samimiyetimi ve bağımı artırmıştır.
Herkesin okumasını ve çevresine okutmasını tavsiye ederim.