Francis Scott Key Fitzgerald (d. 24 Eylül 1896, St. Paul, Minnesota - ö. 21 Aralık 1940, Hollywood) İrlanda asıllı ABD'li yazar. Yirminci yüzyılın en büyük Amerikan yazarlarından kabul edilir. 1890'larda doğmuş olan ve I. Dünya Savaşı sırasında yetişen neslini "Kayıp Kuşak" olarak tanımlar. Fitzgerald, Princeton Üniversitesi'nde başladığı öğrenimini tamamlamadı. I. Dünya Savaşı'na katılan yazar, savaş sonunda gazetecilik yapmaya başladı. Diğer yazarlardan ayrılan özelliği, kendi içinde iki karşıt görüşü veya duyguyu aynı anda barındırabilmesiydi. 1920 yılında Cennetin Bu Yanı adlı romanıyla adını duyurmaya başladı. Romanlarıyla kazancı artmaya başladı ve eğlence hayatına kendisini kaptırdı ve sağlığı bozuldu. Zamanla şöhretini kaybeden Fitzgerald, ruhsal bunalım içinde ve hayata küskün olarak Hollywood'da hayata veda etti.
Martıları Seven Adam ‘ı uyku tutmamış, yatağında dönüp duruyordu. Çünkü onu martılardan daha mutlu eden tek bir şey vardı, o da Fransız Teğmenin Kadını Patrice’ydı ve onu düşlerken gözüne uyku girmiyordu. Hava aydınlanırken
"Birisini eleştirmeye kalkıştığında, şu dünyada her insanın senin sahip bulunduğun ayrıcalıklara sahip olmadığını hiç aklından çıkarma."
Kitap için yazılan incelemelerin geneli olumlu fakat beni çok etkileyen bir kitap olmadı. Çünkü hikaye çok sıradandı Aşkı için zengin olan ve onu geri almak için her şeyi yapan popüler bir erkek... Diğer tarafta kocasını sevmeyen bir kadın... Eskiden kalan yarım bir aşk hikayesi... Zengin, popüler insanlar... Tüm bu insanlardan daha alt sınıfta olan ve olayları anlamlandırmaya çalışan ve bizlere anlatan roman kahramanı...
Romanın bu sıradan konusundan ziyade yazarın anlatımı beni kitabın içine hiç çekmedi. Kitapta bir kargaşalık, bir kopukluk var. Belkide bu yüzden ısınamadım kitaba. Orjinal ingilizcesinde belki de böyle değildir fakat yapacak bir şeyimiz yok, okuyabildiğimiz dil Türkçe...
Aslında romandan ziyade beyaz perdeye uyarlanacak bir kitap olmuş ki uyarlanmışta. Hikayenin konusundan tutun karakterlere kadar kesinlikle film senaryosu. Hatta hikayenin sonu tam bir Yeşilçam klasiğiydi. Bu yüzden filmini izlemek daha keyifliydi diyebilirim.
Genel olarak bakıldığında pişmanlık duymayacağınız ama yer yer sıkılabileceğiniz, 20. Yüzyıl Amerika'sını anlatan bir roman diyebilirim. Hatta hikayenin arka planında anlatılan Amerika gerçekleri kitaba çok güzel işlenmiş. Benimde kitapta en beğendiğim şey buydu.
Tüm bu anlattıklarım bir kenara dursun; Yazarın bu eserle kendi amacına ulaştığını, yazarın eseri için söylediği şu sözlerle kanıtlayabiliriz: "Olağandışı, güzel, basit ve karmaşık desenli bir eser."
O zaman mevzu kapanmıştır. Herkese keyifli okumalar...
Muhteşem GatsbyF. Scott Fitzgerald · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202220,9bin okunma
Yalnızca elli sayfalık, yaklaşık bir saatimi alacak bir kitap okuyup ardından üç saate yakın filmini izledim. Geçen dört saatlik zaman dilimi ise asla bir kayıp değil. Aksine hayatıma ve duygularıma dokunan anlardı. Bazen yüzlerce sayfadan oluşup bittiğinde "bana ne kazandırdı?" Diye sorguladığım kitaplardansa bir sayfaya birden çok duyguyu sığdıran eserlerin hayranıyım.
Kitabı gördüğümde çerezlik okuyup bitiririm sonra da diğer kitapların arasında yerini alır diye düşündüm. Ama hikaye öyle fantastik ve hatta fazlaca ütopik ki; okurken etkilenmemek elde değil. Bir solukta nefesimi tutarak okudum. Ardından 2008 beyaz perdeye uyarlanan ve Brad Pitt'in muhteşem oyunculuğuyla daha da keyifli hale gelen filmini izledim. Ve üzerine basa basa söylüyorum ki kesinlikle tavsiye ediyorum.
Kitap içeriğinde ise; yazarımız Mark Twain'in "Hayatın en iyi kısmının başta, en kötü kısmının da sonda olması ne yazık." sözünden esinlenip yazmış olduğu konu okuyucuya aktarılmıştır.
Dünyaya seksen yaşında gibi yaşlı bir şekilde gelen bir bebeğin, hayatın kuralı olan doğmak, büyümek ve yaşlanmak şeklinde olması gerekirken, Benjamin'in tam tersi olacaktır. Benjamin'in garip hayatını anlatan aşk ve duygu yüklü fantastik bir eser. Yazar yaşın insan kimliği üzerindeki etkisini hayalgücünü zorlayacak bir şekilde anlatmıştır.
Okur kalın...
"Hayatın en iyi kısmının başta, en kötü kısmının da sonda olması ne yazık. -Mark Twain
Dünyaya yaşlı bir adam olarak gelip öldüğünde bir bebek olan Benjamin Button'ın bu tuhaf hikayesini çoğunuz ya okumuş ya izlemiş ya da duymuşsunuzdur. Bir oturuşta