1900 yılında İstanbul'da doğdu. Asıl adı Mustafa İzzet Baki'dir. Ailesi Azerbaycan'dan göçtü. Menbaü'l-İrfan İdadisinin rüştiye kısmında ve Gelenbevî İdadisinde okudu. Öğretmenlik ve Vezneciler'de kitapçılık yaptı. Bir arkadaşının davetine uyarak Çorum'un Alaca ilçesine öğretmen olarak gitti (1918). 1923'te İstanbul'a döndü. İstanbul Erkek Muallim Mektebini (1927) ve İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesini (1930) bitirdi. Konya, Kayseri, Balıkesir, Kastamonu, Haydarpaşa liselerinde edebiyat öğretmenliği yaptı. Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesine Farsça okutmanı olarak tayin edildi. Burada doktorasını verdi. Türk Dili ve Edebiyatı Bölümünde metinler şerhi okuttu. Doçentliğe yükseldi. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesine geçerek İslâm-Türk tasavvuf tarihi okutmaya başladı. Bu sıra 142. maddeden tutuklandı. Beraat ettikten sonra üniversiteye döndü. 1949'da emekliye ayrıldı. 25 Ağustos 1982'de İstanbul'da öldü.
Abdülbaki Gölpınarlı çalışmalarını Tasavvuf, Mevlevîlik, Şiîlik ve Divan Edebiyatı üzerine yoğunlaştırmış, bu sahalarda dikkate değer eserler vermiştir. Ayrıca devrin gazete ve edebiyat dergileri yanında Türk Ansiklopedisi, İslâm Ansiklopedisi ile Şarkıyat, Türkiyat ve İktisat Fakültesi mecmualarında çok sayıda makalesi çıkmıştır. 60'a yakın eser bıraktı.
Tam adı:
Abdülbakıy Gölpınarlı, Muallim Abdülbaki Gölpınarlı, Mustafa İzzet Baki, Muallim Abdülbaki
Hak bir gönül verdi banâ hâ demeden hayrân olur
Bir dem gelir şâdî olur bir dem gelir giryân olur
Bir dem sansın kış gibi şol zemherî olmuş gibi
Bir dem beşâretten doğar hoş bâğ ile bustân olur
Bir dem gelir söyleyemez bir sözü şerh eyleyemez
Bir dem dilinden dür döker dertlilere dermân olur
Bir dem çıkar arş üzere bir dem iner tahtes–serâ
Bir dem sanâsın katredir bir dem taşar ummân olur
Bir dem cehâlette kalır hiç nesneyi bilmez olur
Bir dem dalar hikmetlere Câlînus u Lokmân olur
Bir dem div olur yâ perî vîrâneler olur yeri
Bir dem uçar Belkıys ile sultân-ı ins ü cân olur
Bir dem varır mescidlere yüz sürer orda yerlere
Bir dem varır deyre girer İncil okur rühbân olur
Bir dem gelir Îsî gibi ölmüşleri dîrî kılar
Bir dem girer kibr evine Fir’avn ile Hâmân olur
Bir dem döner Cebrâil’e rahmet saçar her mahfile
Bir dem gelir güm-râh olur miskin Yunus hayrân olur
Sayfa 301 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
"Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
Hasan Âli Yücel Klasikleri Sıralı Tam Listesi"
(14.01.2021 Güncel)
Bu liste sürekli güncellenecek, yeni basılan her kitap yoruma ve konuya eklenecektir. Kitap ve yazar adları kolay ulaşım sağlanması adına yavaş yavaş link haline getirilecektir.
Peygamber Efendimiz s.a.v. buyurmuştur:
"Recep Allah'ın ayı, Şaban benim ayım ve Ramazan ümmetimin ayıdır."
🌹🌹🌹
Bu mübarek ayları en güzel şekilde değerlendirmek için bir adım atalım ve "3 Aya 3 Kitap" seçip okuyalım.
Recep Ayı için seçebileceğiniz kitaplar:
•
Abdülbâki Gölpınarlı'nın hazırlamış olduğu bu eser Yunus Emre'nin Hayatı ve Sanatı bölümüyle başlıyor. Bu bölümden anlıyoruz ki Yunus'un yaşadığı devir düzenin büyük ölçüde sarsıldığı, farklı dini telakkilerin kendisine yer aradığı bir dönemdir. Yunus'un sanatı bölümünde ise onun kaynaklardan bize gelen iki eserinin olduğunu görüyoruz. Bu
Bu eser, Gölpınarlı'nın doktora tezidir. Eser oldukça kapsamlı olup, Murat Bardakçı tarafından yayıma hazırlanmıştır. Fuad Köprülü'nün nezaretinde hazırlanmış eserde Melamilik ve Melamiler'in adabından şiirlerine pek çok alan ele alınmıştır.
Gölpınarlı, eserin girişinde Fuad Köprülü için yazdığı ithaf notunu sonradan "Kazziye-i Mensuha" yazarak karalamıştır. :)
Kitabın yazıldığı yıllar, Abdülbaki Gölpınarlı ile Yahya Kemal aralarının iyi olduğu, içtikleri suyun bile ayrı gitmediği bir devredir. Yahya Kemal'in o dönem yazdığı bir beyit anmaya değer:
"Baki Pınarlı, Rıfkı Melûl, bir de bendeniz
Bizler, ikinci devre Melâmilerdeniz "
Sindire sindire okuduğum her satırına hayran olduğum bir kitap Yunus Emre şiirleri ve hayatı hepimize kuşkusuz en güzel örnek olmuştur. sevmeyen de yoktur tadından yenmez derler ya Yunus Emre severler için harika bir kitap.