Bazı kitaplar, bazı insanlar gibi tesadüfen karşınıza çıkar hiç ummadığınız bir zamanda... Bu eser de elini uzattı bana okunmak için adeta, tesadüf eseri...
Elif Şafak yıllardır okumadığım bir yazardı. "Aşk" romanını okumuştum ilk çıktığı yıllarda, büyük bir keyifle...
Havva'nın Üç Kızı; Şirin, Mona ve Peri'nin üzerinden bir kurguyu anlatsa da Peri'nin yaşamı üzerine kurulmuş bir eser. İkilemlerle büyümeye çalışan Peri'nin yurtdışında çok önemli bir üniversiteye kazanmasıyla değişen hayatı, yaşadıkları çarpıcı bir şekilde resmedilmiş. Öncesi ve günümüz olarak iki şekilde ilerleyen eser sizi içine çekiveriyor adeta. İnanç gibi hassas bir konuyu güzel irdelemiş eserde Şafak, usta kalemiyle. Değişik inançlar, inançsızlık farklı perspektifden sunulmuş okuyucuya kırıp dökmeden usul usul...
Ben ne annem gibi dindarım, ne babam gibi kâinatın beş duyumla kavradığım şeylerden ibaret olduğuna kâniyim. Öyleyse ben neredeyim?
"Öyleyse ben neredeyim?" sorusunu defalarca sorgulattıran bu eseri keyifle okudum. Elif Şafak tüm eleştirilere rağmen usta kalemi ve olay örgüsüyle, farklı kadınlara ve aşka dair güzel bir yolculuğa çıkarıyor okuyucuyu.
Yoğun okuma temponuz arasında akıcılığı , kurgusu ve naif kalemiyle okunmasını öneriyorum.
En çarpıcı alıntıyla incelememi tamamlamak istiyorum.
"Bazı insanlar dünyayı değiştirmek istiyor, bazıları eşlerini ya da arkadaşlarını. Kendini değiştirmek isteyense çok az."
Farklı fikirlere önyargısız bakabilmek dileğiyle... SevgiylE...