Marie Lu (doğum ismi Xiwei Lu), Amerikalı yazar. Distopik bir gelecekte geçen askeri içerikli romanları "Efsane" serisi ile tanınır.
Lu, Çin'de Wuxi'de 1984 yılında doğdu ve daha sonra Pekin'e taşındı. 1989'da ve ailesi, Tiananmen Meydanı Protestosu sırasında beş yaşındayken ABD'ye taşındı. Güney Kaliforniya Üniversitesi'ne girdi ve Disney Interactive Stüdyolarında çalıştı.
İlk kitabını yazmadan Lu, video oyun endüstrisi için bir sanat tasarımcısı olarak çalıştı.
en.wikipedia.org/wiki/Marie_Lu
Bu öykü hükümdarlar ve serseriler, asiller ve köylüler, avcılar ve çiftçiler, ihtiyarlar ve gençler tarafından anlatılır. Bu öykü dünyanın her köşesinden gelir ama nerede anlatılırsa anlatılsın, her zaman aynı öyküdür.
Geceleri at sırtında, ormanlarda, ovalarda ve kıyılar boyunca dolaşan bir delikanlı. Karanlıkta etrafta süzülen lavta sesi.
Kimseyi kaybetmemiş birine bunun neye benzediğini tarif etmek güç, insanı her yönden nasıl değiştirdiğini anlatmak imkansızdı. Oysa bunu yaşayanlar için tek bir kelimeye bile gerek yoktu.
Serimiz ikinci kitabıyla muhteşem bir şekilde devam ediyor. Marie Lu şok edici olaylardan ve beklenmeyen sonlardan bıkmıyor her zamanki gibi.
Kitabımız serimizin ikinci kitabı olduğu için biraz spoilerlı olabilir ama çok spoiler vermemeye çalışacağım.
Kitabımızın konusu:
Birinci kitabın sonunda Adelina ve kardeşi Violetta Genç Elitler'den atılmıştı. Bunun sonucunda Adelina kendisi de Genç Elitler gibi bir cemiyet kurmak ister ve cemiyetine "Gül Cemiyeti" ismini verir ve bu cemiyetin mensuplarına da "Gül" adını verir. Adelina Gül Cemiyeti'nde Gül aramaya çıkar ve dünyaya ününü salmış olan Afsuni adındaki eliti aramaya başlar. Ve Adelina'nın Gül Cemiyeti giderek büyür.
Ben açıkçası Afsuni'yi Enzo'dan daha çok sevdim. Ne yalan söyliyim ben Enzo'yu birinci kitabın başları hariç hiç sevmedim. Bu yüzden Afsuni karakterine hiç zorlanmadan alışıp sevdim.
Bu kitap Adelina'nın tam bir güçlü kadın karakter olduğunu hissettirdi. Adelina gerçekten çok olgunlaştı. Ben bu kitapta Adelina'yı ve Afsuni'yi sevdim.
Bu kitap gerçekten çok olaylı ve heyecanlıydı. Yazarımız bu kitabı yazarken coşmuş diyebiliriz.
Bu kitap ikinci kitap olduğu için pek bir şey yazamadım kusura bakmayın (Spoilerlı yazsam aslında destan gibi yazarım ama spoilersız daha faydalı olacağını düşünüyorum.)
NOT: Serinin üçüncü kitabının yorumunu da yakın zamanda yazarım.
Marie Lu'dan okuduğum ikinci serinin ilk kitabı olan Efsane tam bir efsaneydi. Yazarımızın ilk kitabı olmasına rağmen yazım dili oldukça akıcıydı ve olay üstüne olay oluyordu. Çoğu yazarın ilk kitapları sonraki kitaplardan daha kötü olur genellikle (Ki bu çok normal çünkü yazar ilk kitabını yazdığında daha tecrübesiz olduğu için hata yapması
Efsane serisinin ikinci kitabı olan Deha Marie Lu'nun okuduğum diğer kitapları gibi çok güzeldi. Bu kitapta June daha ön plana çıkmıştı ama yazarımız June'u ön plana çıkarırken Day'i de unutmamış yani Day arka planda kalmamış.
Kitabımızda birinci kitaptan daha fazla romantizm vardı. Ama bunun göze battığını düşünmüyorum. Yani romantizm aksiyonun