Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Şemseddin Sami

Şemseddin SamiTaaşşuk-ı Talat ve Fitnat yazarı
Yazar
Çevirmen
8.2/10
4.768 Kişi
28,8bin
Okunma
416
Beğeni
23,3bin
Görüntülenme

Hakkında

Şemseddin Sami (Frashëri) (1 Haziran 1850, Frashër - 5 Haziran 1904, İstanbul), Arnavut asıllı Osmanlı yazarı, ansiklopedist ve sözlükçü. İlk Türkçe roman olan Taaşşuk-ı Talat ve Fitnat'ın (1872), ilk Türkçe ansiklopedi olan Kamus-ül Alam'ın (1889-1898) ve modern anlamdaki ilk geniş kapsamlı Türkçe sözlük olan Kamus-ı Türkî'nin (1901) yazarıdır. Ayrıca Kamus-ı Fransevî adlı Fransızca ve Kamus-ı Arabî adlı Arapça sözlükleri kaleme almıştır. Ağabeyi Fraşereli Abdül Bey ile birlikte, Latin ve Yunan harflerini kullanan ilk Arnavut alfabesini geliştirmiş (1879) ve Arnavutça bir gramer kitabı yazmıştır (1886). Kardeşi Naim Fraşeri, Arnavut milli şiirinin kurucusu olarak kabul edilir. Galatasaray Spor Kulübü' nün kurucusu Ali Sami Yen'in babasıdır. Yaşam öyküsü 1850'de Güney Arnavutluk'ta Berat'a yakın Fraşer kasabasında doğdu. Tımar sahibi Fraşerî ailesinden Halit Bey’in beş oğlundan üçüncüsüdür. Diğer iki oğul, Naim ve Abdül, Arnavutluk tarihinde önemli roller oynamışlardır. Ortaöğrenimini bugünkü Yunanistan sınırları içinde kalan Yanya'da ünlü Zosimea Lisesi'nde tamamladı. Eski ve yeni Yunanca, Fransızca ve İtalyanca'nın yanı sıra Türkçe, Arapça ve Farsça öğrendi. Aile geleneği doğrultusunda Bektaşi tekkesine devam etti. Emine Hanım ile evli olan Şemseddin Sami, bir süre Yanya Mektubi Kalemi'nde çalıştı. 1871'da İstanbul'a geldi. Matbuat Kalemi'nde memur olarak göreve başladı. Memurluk yaparken bir yandan da ilk telif eseri olan Taaşşuk-ı Talat ve Fitnat adlı romanını 1872-1873 yıllarında forma forma yayınladı. Ebüzziya Tevfik'in çıkardığı Sirac ve Hadika gazetelerinde çalıştı. Vatan Yahut Silistre krizi esnasında bu gazete Yeni Osmanlılar lehine neşriyatta bulunduğu için kapatıldı. 1874'te Fransızca'dan çevirdiği İhtiyar Onbaşı adlı trajedisinin sahnede kazandığı başarı üzerine, Arnavut sorunlarını ele alan Besa adlı oyunu da Gedikpaşa Tiyatrosu'nda sahnelendi. 1874'te vilayet gazetesini yönetmek üzere Trablusgarp'a gitti. Dokuz ay orada kaldı. Bu görevinden önce bir İtalya seyahati yaptı. İstanbul'a döndükten sonra, 1876'da Mihran Efendi Nakkaşyan'la ile birlikte Sabah gazetesini yayımlamaya başladı. Bu gazete kısa zamanda büyük bir popülerlik kazanarak Türk basınında o zamana kadar görülmemiş bir tiraja kavuştu. 1877'de bir süre Rodos Valisi Sava Paşa'nın mühürdarlığı görevinde bulundu. Dönüşünde, daha önce Sabah'ta yazdığı "Şundan Bundan" başlıklı köşesini Tercüman-ı Şark gazetesinde sürdürdü. Bu sırada yoğun olarak Arnavut konularıyla ilgilendi. Bir yandan ağabeyi Abdül Fraşeri'nin önderliğindeki Arnavut İttihadı hareketini desteklerken, Arnavutluğun Osmanlı Devleti'nden ayrılmasını savunan görüşlere karşı çıktı. 1880'te Abdülhamit'in isteği üzerine saraya alınarak mabeynde kurulan Teftiş-i Askeri Komisyonu'nun kâtipliğine getirildi. Ölümüne kadar koruduğu bu görev, onun ekonomik rahatlığa kavuşarak kitapları üzerinde çalışmasına imkân sağladı. Bu yıllarda Daniel Defoe'dan Robenson Kruzo ve Victor Hugo'dan Sefiller romanlarını Türkçeye çevirdi. 1882-83 yıllarında, büyük eserlerinin ilki olan Fransızca-Türkçe Kamus-ı Fransevi'yi, 1885'te de bu eserin Türkçe-Fransızca kısmını yayınladı. Bu eserden dolayı II. Abdülhamit tarafından İftihar Madalyası tevcih olundu. 1889'dan itibaren tek başına yazdığı ve dokuz yılda altı cilt olarak yayımladığı Kamus-ül A'lâm adlı ansiklopediyle, Türkiye'nin en popüler yazarlarından biri haline geldi. Kamus-ül A'lâm yayını daha tamamlanmadan, 1896-1897 arasında bir yıllık bir çalışmayla, bugüne dek hazırlanmış en kapsamlı Arapça-Türkçe lugat olan Kamus-ı Arabi adlı büyük sözlüğü fasıl fasıl çıkarmaya başladı. Ancak Firuzabadi Kamus'unun birbuçuk katı olacağı haber verilen bu eserin, ancak cim harfinin sonuna kadar olan 504 sayfalık kısmı yayımlandı. 1898'de gazetelerde Şemseddin Sami'nin Türkçenin ıslahı üzerine bir dizi makalesi çıktı. 1899'da modern ilkelere göre hazırlanmış ilk Türkçe-Türkçe sözlük olan Kamus-ı Türki'yi yazmaya başladı. 1901'de bu büyük eseri yayımladıktan sonra kendini tamamen Türk dili araştırmalarına verdi. 1902'de Kutadgu Bilik'in ve 1903'te Orhun Abideleri'nin izahlı çevirilerini hazırladı. Ortaçağ Kıpçakçası hakkındaki eserini bitiremeden 18 Haziran 1904'te Erenköy'deki evinde yaşamını yitirdi. Görüşleri Şemseddin Sami, modern Türk milliyetçiliğinin ilk ve bazı yönleriyle en ilginç biçimi olan Osmanlıcılığın en önemli temsilcilerinden biridir. Aslen Arnavut olduğu ve Arnavut sorunlarıyla yakından ilgilendiği halde, Osmanlı devletinin modernleşerek güçlenmesini savunmuş, bunun için imparatorluğun ortak dili olan Türkçenin önemini vurgulamıştır. Türkçeyi incelemek, modernize etmek, geliştirmek ve öğretmek alanlarında, yalnız kendi çağında değil, tüm dönemlerde, Şemseddin Sami kadar emek vermiş kimse azdır. Kamus-ı Türki, Osmanlı Türkçesini üç dilden oluşan bir karma sayan eski zihniyetten, bağımsız ve bütünlüklü bir dil olarak gören yeni anlayışa geçişte kilit bir merhaleyi temsil eder. Arapça ve Farsça kelimeler eski sözlüklerdeki gibi gelişigüzel aktarılmamış, güncel yazı dilinde kullanılma ve yaşayan bir unsur olma özelliklerine dikkat edilmiştir. Arapça ve Farsça sözcüklerin özgün anlamları değil, (geleneksel bakışta "bozuk" sayılsa da) güncel Türkçe kullanımdaki anlamları verilmiştir. Batı dillerinden alınan yeni kelimelere yer vermeye özen gösterilmiştir. En önemlisi, dilin bel kemiğini oluşturan "Türkçe" unsurunun yapısı ve etimolojisi üzerinde dikkatle durulmuştur. Şemseddin Sami, dilin sadeleşmesini ve Türkçeleşmesini savunmuş, bunun için gerekirse Türkçenin en eski kaynaklarına ve Doğu Türkçesine (Çağatayca) başvurulmasını önermiştir. Ayrıca Şemseddin Sami İslamiyet ile Sosyalizmi bağdaştıran Osmanlı aydınlarından biridir. Kendisine göre, Komünizm lanetlenmeli fakat Sosyalizm yüceltilmelidir. Çünkü Şemseddin Sami'ye göre insanlığın kurtuluşu Sosyalizm'dedir. Arnavut milliyetçiliği Modern Arnavut milliyetçiliğinin (Rilindja Kombëtare) manifestosu sayılan Arnavutluk Ne idi, Nedir, Ne Olacak başlıklı kitapçık, Arnavut ulusal geleneğinde Şemseddin Sami Bey'e atfedilir. Bu esere dayanarak Sami Frashëri, kardeşleri Naim ve Abdul ile birlikte, Arnavut ulusal düşüncesinin babası sayılır. (Bak. İngilizce Vikipedi Sami Frashëri maddesi.) Arnavutluk başkenti Tiran'ın ana meydanlarından birinde üç kardeşin anıtı bulunur. Adı geçen kitapçık ilk kez 1899'da yazar adı olmaksızın Arnavutça, daha sonra Fransızca yayımlanmış, 1904'te Şemseddin Sami'nin ölümünden hemen sonra Sofya'da onun adıyla ve "Arnavutçadan harfiyen tercüme" olduğu kaydıyla Türkçe olarak basılmıştır. Türk tarihçileri genellikle bu eserin Şemseddin Sami'ye ait olduğunu kabul etmezler ve olayı, Şemseddin Sami'nin ününü ve prestijini kullanarak Arnavut milliyetçiliğine itibar kazandırma çabası olarak değerlendirirler. Şemseddin Sami'nin özellikle son yıllarında Türklük ve Osmanlılık konularına gösterdiği yoğun ilgi göz önüne alınırsa, bu görüşte doğruluk payı olduğu düşünülebilir. Buna karşılık Arnavutça eserlerde, Arnavutluk manifestosunun Şemseddin Sami'ye aitliği konusunda en ufak bir kuşku dile getirilmemektedir. İlk Türkçe roman Şemseddin Sami'nin Taaşşuk-ı Talat ve Fitnat adlı romanı 1872 Kasım'ından itibaren Hadika gazetesinde tefrika edildi; 1873 yazında tamamlandı. (Yeni harflerle basımı Sedid Yüksel, Ankara 1964.) Talat ile Fitnat'ın aşkını anlatan roman, Türk edebiyat tarihine ilişkin birçok eserde "İlk Türkçe Roman" olarak değerlendirilir. Ancak bu doğru değildir. Bugüne dek ortaya çıkarılmış olan ilk Türkçe roman, Vartan Paşa (Hovsep Vartanyan) tarafından Türkçe olarak yazılıp Ermeni harfleriyle basılan Akabi Hikayesi'dir. 1851'de yayımlanan bu romanı 1991'de Andreas Tietze modern transkripsiyonla yayımlamıştır. (Eren Kitabevi, İstanbul.) 1851-1872 arasında da çok sayıda Ermenice harfli Türkçe roman yayımlandığı anlaşılmaktadır. Şemseddin Sami'nin eserinin Türkçe yazıyla ilk Türkçe telif roman olup olmadığı yeterince aydınlatılmış bir konu değildir. Ancak popülerlik kazanan ilk Türkçe roman olduğu muhakkaktır.
Unvan:
Arnavut Asıllı Osmanlı Yazarı, Ansiklopedist ve Sözlükçü
Doğum:
Frashër, 1850
Ölüm:
İstanbul, 1904

Okurlar

416 okur beğendi.
28,8bin okur okudu.
235 okur okuyor.
3.549 okur okuyacak.
119 okur yarım bıraktı.
Reklam

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
Hem sevmek hem de sevdiğin kişi tarafından sevilmek! Dünyada bundan iyi şey yoktur.
Sayfa 14 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Reklam
“insan kedere ne kadar dayanamıyorsa sevince de o kadar dayanamıyor.”
“Bu dünyanın işleri böyle,gelir geçer.”
Sayfa 95 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
ÖNERİ KİTAPLARIM
Güncel tavsiye kitap listem ektedir: ❔KAÇINI OKUDUNUZ? ❔FAVORİ ÜÇLÜNÜZ HANGİSİ?
Yüzyıllık Yalnızlık
Yüzyıllık Yalnızlık
Küçük Prens
Küçük Prens
Uçurtma Avcısı
Uçurtma Avcısı
Reklam
İnsanlığa başlıca borcumuz: Bıkmaksızın okumak, üşenmeksizin okumaktır.
Şemseddin Sami
Şemseddin Sami

Yorumlar ve İncelemeler

Tümünü Gör
116 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
1 saatte okudu
Dikkat mendilsiz okumayınız!
Taaşşuk-ı Talat ve Fitnat kitabı; lise müfredatında tüm öğrencilere önerilmiş olup tüm yaştan okurun okuması gereken yüksek potansiyelli bir kitaptır. Aynı zamanda edebiyatımızın ilk Türk romanı olma özelliği de taşıyor. Kitap bir solukta okuyabileceği biz bir kurguya sahip. Hatta kitap bittikten sonra bir sinema salonundan çıkıyor hissine bile kapılıyorsunuz.. O yılları o dönemleri yaşayarak okuyacağınız bu eserin içeriğine girip büyüsünü kaçırmak istemiyorum. Okuyun, okutun.. İyi okumalar, iyi günler dilerim.. Kitap hakkında yorumum dışında bilgileri de sunmak istiyorum. "Kasım 1872'den 1873 yazına değin Hadîka gazetesinde yayınlanmış, ilk 1875'te kitap hâlinde basılmıştır. Acıklı bir aşk hikâyesini anlatan bu eser, Batı edebiyatı tarzında yazılmış ilk Türkçe romanlardan biri ve Osmanlıca harflerle basılmış ilk romandır."
Taaşşuk-ı Talat ve Fitnat
Taaşşuk-ı Talat ve FitnatŞemseddin Sami · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 201928,5bin okunma
160 syf.
8/10 puan verdi
·
15 günde okudu
Merhaba Arkadaşlar; Hüzün dolu bir kitabın sonuna geldim. Kitap cidden çok güzel. Hem konu olarak hem yazım olarak. İçerisinde çokça Osmanlıca kelimeler olmasına rağmen hiç yormadı. Tek kusuru bu yayının şu; ön sözde bütün kitabı anlatmış olması. Başta okuyamadım çünkü sonu belli ama buna rağmen son bir gündür elimden bırakamadım. Tavsiye ederim. Kitapla Kalın
Taaşuk-ı Tal'at ve Fitnat
Taaşuk-ı Tal'at ve FitnatŞemseddin Sami · Eflatun Yayınevi · 200428,5bin okunma
Reklam
120 syf.
·
Puan vermedi
·
4 günde okudu
NOT : Bu kitap , itiraf sayfalarına sürekli gördüğü insanı beğendiğini yazanlar için uygun değildir. NOT : Kitabın başındaki Ayşe kadın karakterinin konuşmaları sinirinizi bozabilir lütfen sabredip kitaba devam edin , sabrınızın karşılığını alacaksınız :) Öncelikle kitabın başından sonuna kadar farklı aşk hikayeleri var ve bu farklılık kitabın işleyişini bozmuyor aksine çok güzel bağlantı kurmuş yazarımız. Kullanılan dil , o dönemki hava , karakterler harika anlatılmış. Benzemetler de başarılıydı. Günümüzde itiraf sayfalarına saçma sapan yazanlar var , şu kıvırcık kızı büfede gördüm , mavi gözlü tatlı çocuk çok güzel yürüyordu vs. Öncelikle Allah bu siteyi onlardan korusun... Talat ve Fitnat işte bu şekilde bakışarak aşık oldu birbirlerine. Tatlı heyecanları ve sabırlı bekleyişleri vardı. En sonunda Talat bey farklı bir yolla Fitnat hanımla görüşmeye başladı. Ve bir şekilde ilerledi olaylar. Bir yandan spoi vermemeye çalışıyorum :)) çok güzel kitaptı. Olayların yönü bir anda değişiyor ve farklı güzellik katıyor. Beklenildiği gibi bir son olmuyor onu da söyleyeyim. Takdir ettiğim son şey ise ; yazarımız kitabın sonunda yan karakterleri de unutmamış onların da durumlarından bahsetmiş her boşluğu doldurmuş bir güzel. Bu güzel eseri lütfen okuyun pişman olmazsınız :) keyifli okumalar dilerim
Taaşşuk-ı Talat ve Fitnat
Taaşşuk-ı Talat ve FitnatŞemseddin Sami · Akvaryum Yayınevi · 201328,5bin okunma