Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.36.27
Ursula K. Le Guin
Ursula K. Le Guin Yorumları ve İncelemeleri
Ursula K. Le Guin yorumları ve incelemelerini, Ursula K. Le Guin kitabı hakkındaki okur görüşlerini , Ursula K. Le Guin puanlarını 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Yazar, öyküleri arasından en rahat okunanları seçip bu derlemeyi yapmış diyebilirim. öykülerin bazıları birbirleri ile ilişkili olabilirken diğerlerinin başka hiçbir kitabı ile bile alakası olmayabiliyor. Yer yer popüler bilim konularını işlerken bir anda karşımıza tamamen özgün bir dünya ile çıkabiliyor. Ursula'nın ağır edebiyatçı olduğunu ve sizin 2 kalem üstü bulduğunuz sıralarda okumanız gereken bir kitap.
Mülksüzler, zıtlıklar üzerine kurulu ikiz dünyalar "Annares" ve "Uras"ı konu almaktadır. Bu iki dünya bir ikili sistem oluşturmakta ve birbirlerinin etrafında dönmektedirler. Her biri ötekinin "Ay"ıdır. Hangisinin ay, hangisinin dünya olduğu, ne taraftan baktığınıza bağlıdır.
Annares; Urras’ta yaşayan, ancak sömürü ve haksızlıklara karşı Odo isimli bir kadın lider etrafında birleşerek devrim yapan anarşist bir topluluğun başka bir gezegene yerleşmesiyle oluşan bir dünyadır. Para, inanç, sahip olma gibi kavramlar yoktur...
Annares'in adı bir yandan Anarşi'yi cağrışırırken bir yandan da mal ve mülkleri olmayan anlamına geliyor.
Urras ise, devletciliğin, kapitalizmin ağırlıkta olduğu bir dünyadır.ABD ve SSCB 'nin harflerinden (USA ve USSR) devşirilmiştir.
Kitap da kahramanımız Shevek’in, Anarres’ten Urras’a gidişi ile başlıyor. Urras' da yaşadıklarını aktarırken bir yandan da bu yolculuk öncesi Annares'deki hayatını anlatıyor.
Üzerine düşünmeye, tekrar tekrar okunmaya değer harika bir kitap, tavsiye ederim. ️
Ursula K. LeGuin yirminci yüzyılın en önemli romancılarındandır. Yayınlandığı gün bir klasik olan Mülksüzler kitabı ile Hugo ve Nebula ödülleri almıştır.
Ütopik bir kitap olduğu için sıkılırım diye biraz korkarak başlamıştım açıkçası ama hiç de korktuğum gibi olmadı zira bir günde bitirdim kitabı. Özellikle ilk başları ve orda geçen masum ilk aşk (arka kapakta konu kısmında var zaten böyle bir şey spoiler değil) hiç sıkmadan okutturdu kendini, bu konuda yazara da hayran kaldım. Genel olarak güzel bir kitaptı, bir insanın ne kadar gururlu olabileceğini ve gururu için neleri feda edebileceğini görmüş olduk. Eğer bu tarz ütopik kitapları hiç okumadıysanız bu kitapla başlayabilirsiniz, diğer bir alternatif olarak da kadınlar ülkesi kitabını okuyabilirsiniz.
Dünyaya Orman Denir uzun süredir aklımda olan Ursula K. Le Guin’in raftan aldığım ilk kitabı oldu. Sosyoloji, antropoloji, tarih, toplumsal cinsiyet derken birçok konuya dokunan ama bunu yaparken de ayrıntıya değinmeden, yeterince açıklamadan, okuyucuyu soyutluğun içinde yönlendirmeden ve dolayısıyla sanki daha yetişmekte olan ama heves edip her yere bulaşmadan edemeyen yeni bir yazarın elinden çıkmış bir kitap gibiydi sanki. Kitabı okurken bu düşünceyi aklıma getirmek bana saygısızlık ediyormuşum hissi verdi çünkü rafine bir yazarın yarattığı bir eseri değerlendirirken illa da dönüp kendime bakmamın elzem olduğunu düşünüyorum. Eminim Ursula’nın yepyeni evreninin çeviride kaybolan tarafları, benim Ursula’nın evrenlerini tanımak için onun birkaç kitabını daha okumamış olmam ve kitabın çevresinde dolandığı Vietnam Savaşı üzerine tarihi ve siyasi bilgimin oldukça az olması bu yarım kalmışlıkta oldukça büyük rol oynuyordur. Kitabı hem bu şekilde böyle değerlendirdim hem de bu eseri gereğinden fazla malzemenin bir arada bulunarak bozduğu bir türlüye benzettim.
Dolayısıyla kafamı oldukça karıştıran ve beni tatminsiz bırakan bir kitap oldu. Özetle, fazlaca soyut ve yeni bir evrenin içinde geçen ve birden fazla ağır konuyu ele alıp hiçbirine doğru dürüst tutunamayan bir yönü var. Birkaç Ursula kitabı ardından, onun tarzına alışıp tekrar okumayı düşünmüyorum değil. Öyle olursa buralara tekrar gelirim.
Ejderhaları duyduğumda aklıma Game Of Thrones dizisinin, ‘Kalessin’i’ duyduğumda ise Daenerys’in geldiği fantastik bir kurguya sahip romanda, insanların ölmemek için sadece bedenlerinin var olmasına göz yummaları ve Çevik Atmaca’nın ise ölümü kabullenip ölülerin bedenlerini geri getiren bu büyüyü bozmak için Morred’in oğlu Lebannen(Arren) ile Yerdeniz’de yaptığı yolculuğu ele alıyor.
Arren çocuk yaşta Çevik Atmaca ile bu yolculuğa çıkmış yolculuk esnasında birçok şey öğrenmiş, tecrübe etmiş ve en sonunda yazarında dile getirdiği üzere ölümü görmüş, tanık olmuş ve kendisinin de ölümlü olduğunu farkına varmış. Yazar bu olaya da ‘büyüme’ adını veriyor, ama daha geniş bir bağlamda. :)
Polisiye romanlarını sevdiğim doğrudur ama fantastik romana bu kadar ilgi duyacağım hiç aklıma gelmezdi özellikle kitap bir serinin üçüncü kitabı. Henüz ilk iki kitabı okumama rağmen sürükleyici ve insanın içinde bir şeyler uyandırıyor.
İlk iki kitabı okuduktan sonra güncelleme yapacağım.
20.12.2021
Kadının, adaletin, eşitliğin, inançların sömürüsü üzerine yazılmış bir eser.
Kadın sahip alınan, kaçırılan, kendi elinde bir oyuncak gibi şekillendirilen obje görevi görmüş ,kitaptaki sınıflandırma tarafından.
İnsanlık güç bakımından ve çıkar meseslesi ön planda tutularak mertebelere ayrılmış.
Gücü elinde olanın herşeyi yapmaya hakkı olduğu bi yaşantıyı anlatıyor.
İnsanın kendini tanrılaştırması söz konusu.
Kitapta üç sınıf var.
Taç : hizmet edilmeye layık yeryüzü tanrıları. Kimse için çalışmaz hayatı kendileri için sekillendirirler.
Kökler : Tarım ve üretim işleri ile uğraşan işçi sınıfı. Kendileri bir alt tabakaya göre değerli olsa da sadece Taçların elinde bir kuklalardır.
Toprak insanları :Bunlar değersiz kesimlerdir. Yağmalayıp , öldürülebilir. Ceza kesilip , hizmetçi olarak kaçırılabilir. Ve hiçbir başkaldırı belirtisi gösteremez.
Düşünüyorum da insanoğlu kendisine zulüm ve adaletsizlik yapılmasına neden izin verir ? Neden yanlış için başkaldırmaz ? Neden başkaları için öncülük yapmaz ?
Yaşantıdan rahatsızlar , insani değerleri sömürülüyor , gurur hiçe sayılıyor, beden sadece zevk aracı görülüyor.
Bunca şey içine hoşnutsuzluk yayarken neden ben böyle yaşamak istemiyorum demiyor ?
Bu kitapta zulüm gören insanların tek açıklaması olabilir : " Yaşadığın gibi inanmaya başlarsın." Bu inanma uyku numarası yapan biri gibidir bence. Sarssan bile numarasına devam eder. İşte böyle mantıksız bir uğraş ,bir inanış.
Fantastik edebiyatın usta yazarlarından Ursula K. Le Guin'in başlangıçta bir üçleme olarak tasarladığı, ancak zaman içinde altı kitaba ulaştırdığı Yerdeniz serisi;
Yerdeniz Büyücüsü, Atuan Mezarları, En Uzak Sahil, Tehanu, Yerdeniz Öyküleri ve Öteki Rüzgar olmak üzere 6 kitaptan oluşuyor. Metis Yayınları tarafından 30.kuruluş yıldönümüne özel olarak tek ciltte toplanan
seri içerisinde bir de Yerdeniz haritası bulunuyor. J.K. Rowling, J.R.R. Tolkien gibi yazarlara ilham olan Yerdeniz, büyülü bir dünyayı bizlere sunuyor.
Başkahramanımız Ged'in büyümesi, büyücülük okulu Roke'a yolculuğu, Roke'tan sonra yaşadıkları birbirini izliyor. Aslında içerisindeki her bir karakterin yolculuğu, gelişimi, yollarının birbirleriyle kesişimi çok güzel ortaya konuyor. Her bir kitap hem birbiriyle bağlantılı hem de bir o kadar farklı temalara değiniyor. Atuan Mezarları'nda Tenar'ın kendini bulma yolculuğu, En Uzak Sahil'de Prens Arren'in ölüm ve yaşam arasındaki savaşı, Tehanu'da kötülükle yüzleşebilmek, Yerdeniz Öyküleri'nde birbirinden farklı ancak kitabın tamamıyla ve özellikleri altıncı kitap ile bağlantılı öyküler, Öteki Rüzgar'da ise dönüşüm ve yaşama yer veriliyor.
Seriyi tek cilt halinde okumak biraz uzun sürebiliyor. Ben arada birkaç farklı kitap okuyarak ilerledim seride, bu da hayli uzun bir zamanda bitirmeme sebep oldu. Aynı zamanda karakter yoğunluğu, olayların Yerdeniz adasında gidip gelmesi takibi biraz zorlaştırabiliyor. Ancak sindire sindire, biraz ara vererek okunması gereken bir kitap olduğunu düşünüyorum. Le Guin'in dünyasına girebilmek, anlayabilmek, özümseyebilmek biraz zaman istiyor.
Karanlığın Sol Eli
Ne muhteşem bir şey Kış Dünya'sını okumak..
Ursula'dan okuduğum ilk kitap. Okumaya başladığımda zorlanmadım desem yalan olur. Çünkü olayı anlamaktan daha çok yerlerin isimlerini, kişiler kimdi demekten yavaş yavaş ilerleyebildim :) (Okurken kişileri ve bulundukları yerleri not almanızı tavsiye ederim) Ama işi çözünce çok akıcı bir şekilde ilerliyor. Kitabı bitirdiğimde neden daha önce okumamışım diyeceksiniz eminim.
Kitap bilim-kurgu, ütopik diye adlandırılsa da aşağıda bahsettiğim maddeleri tek tek göreceksiniz:
1. Bir yer düşünün ki; içinde cinsiyet kavramına göre insanlar ayrılmamış,
2. Bir yer düşünün ki cinsiyetsizliğin olduğu bir yerde; tecavüzler yok, cinsel açlık yok ve cinsel obje haline getirilen kadın tanımı yok.
3. Öyle bir yer düşünün ki; gittiğiniz yerde insanlar barınma, yemek yeme ihtiyacınızı karşılıksız sizlere temin edebiliyor.
4. Öyle bir yer düşünün ki; Kış denen bir bölgedesiniz, o kadar soğuk oluyor ki vücudunuz dayanamayacak bir durumda kalıyorsunuz. Ama sizi karşılık beklemeden, o kar kıyamette istediğiniz yere ulaştırıyor.
5. Öyle bir tasvir yapılmış ki kitapta; cinsiyetsizlik, yol arkadaşlığı, bir insanı tanımak istiyorsanız beraber yola çıkın gerçeği, Tanrı kavramının insanlarının farklılıkları üzerinden işlenişi.. Aman Tanrım dedim.
Üyesi olmaktan mutluluk duyduğum, bana yeni bakış açıları kazandıran @dipodakitapkulübü'nde Mülksüzler kitabını tartışmadan önce Ursula'dan bir kitap daha okuyayım dedim. Ve iyi dedim :)
Şimdiden iyi okumalar dilerim. Okuduğunuza pişman olmayacaksınız :)
Çok sevdiğim bi abimin önerisi ile okumaya başladım. Kitabın evreni çok hoşuma gitti. Her zaman hikayelerin iki tarafı olduğunun farkına varmamı sağladı. En çok düşmanlardan korkuyoruz fakat kendi kendimize verdiğimiz zararı göremeyecek düş-zamanlarda yaşıyoruz.
“- Hey Owen, bir tanem, Owen yapma “
Ahh.. Natalie field yaktın gençliğimizi, gecenin sisi aşkımızı saklayamaz. O trene binip gittiğin günü asla unutamayacağım..
Anarşizm, kapitalizm, sosyalizm ve emperyalizm kavramlarının gezegenin tamamındaki insanlarca benimsendiği "ikircikli ütopya" da yaşan insanların anlatıldığı ve bu kavramların insanlarlar üzerinde yarattığı etkilerin irdelendiği politik çıkarımlar ve göndermelerle dolu bilim kurgu eseri.
Okurken ve uygulamaları yaparken kendime çok şey kattığımı fark ettim. Gerçekten mükemmel bir kitap olmuş. Yazarlık konusunda kendini geliştirmek isteyen herkes okumalı.
Kadınlar Rüyalar Ejderhalar
Le Guin’in denemelerinden oluşan kitap Bülent Somay’ın yazdığı mükemmel bir önsözle başlar. Okur yapıtı okumaya başlayınca yazarın dilinin sadeliği ama bir o kadar da çarpıcı yapısıyla karşılaşır. Okumaya devam ederken onun pek çok konuda neler düşündüğünü ve bunları hangi arketiplerle bağlantı kurarak şekillendirdiğini görür. Le Guin’e bilim kurgu dünyasına girmeden yazarın zihninde neler dönüyor, yazar eserlerini yaratırken nelerden ilham alıyor bunları görmek isteyenler için başucu sayılabilecek bir kitap! Kitabı okumak isteyen okurlara benim en sevdiğim bölümleri de söylemek isterim: “Çuval Kuramı ve Kurgu” ve “ Bilimkurguda Mit ve Arketip” . Umarım sizler de okuyup memnun kalırsınız. Şimdiden iyi okumalar !!!
Kadın ve Erkek sadece dost kalabilir mi?
Genç Owen, insanları sorguluyor. 17 yaşında bir Amerikalı. Herkesin aynı olduğu bir evrende farklılara saygı duyulmaz. Hatta "biz" olmak gerekir. Görünmez kılınmak için. Bir de Natalie var, Owenle dost. Kadın erkek sadece dost kalabilir mi? Sorgulamaları eşliğinde bir sisin içinde tanımlıyor kendini Owen. Belki de toplumda birçok kafadan çıkan sesler dizisini canlandırıyor. Devamı olsa böyle tatlı olur muydu, bilmiyorum. Sıcacık tatlı bir hikaye. 2 saatte bitiriverdim.
Kitap yazarın da dediği gibi büyümek hakkında. Bu kitabı sadece fantastik ya da bilim kurgu kitabı olarak görmek büyük haksızlık olur. Kitap başından sonuna kadar Ged kahramanı üzerinden insanı karanlık yüzleri, hırsı, egosuyla yüzleştiriyor. Üstelik bunu fantastik bir dille anlatması hikayeye daha çok heyecan katıyor. Serinin geri kalanını okumak için sabırsızlanıyorum.
