İrem
@yazariremnasir
Travma kitabının yazarı 
Travma
(Takipler davet amaçlıdır.)
Röportaj için; #240324761
instagram.com/iremn_sr?igsh=c...
Yazar
Akdeniz Üniversitesi
Antalya
457 okur puanı
Aralık 2019 tarihinde katıldı
Şu anda okuduğu kitap
Okuma Hedefleri
'Kurbanı öldüren kendi tutkusudur bazen'
Keyifle okuduğum yeni bir kitaptan bahsedeceğim sizlere...
Üç farklı hikayeyle karşımıza çıkan bu romanda Başkomiser Nevzat, birbirinden farklı amaçlar doğrultusunda göze çarpan kurban-maktul ilişkisini ortaya çıkartıyor.
Farklı entrikalarla çevrili bu polisiye romanını okuduğunuzda, katil kimlikli kişilerin zihninin derinliklerinde neler sakladığına şahit olacaksınız. Kıskançlık, kibir, nefret gibi olumsuz duyguların insanları ne gibi bir duruma sürüklendiği de altı çizilmesi gereken bir durum...
Polisiye sevenler için Ahmet Ümit'in diğer kitaplarında olduğu gibi Aşkımız Eski Bir Roman, okunması gereken bir kitap. Henüz okumayanlar bir köşeye bu kitabı da not alabilir. :)
Kitapla kalın!
Ahmet Ümit
Okur Takip Önerileri
Dorian Gray...portresinin zehirli dışavurumunda kendi benliğini yitiren bir kişilik.
Basil Hallward adlı ressamın Dorian Gray'e olan tutkusunu dile getirdiği portresinde nasıl bir günaha ortak olduğunun en büyük simgesini yansıtan bir şaheser çıkar karşımıza.
En derin anlamlara sahip kitapta Oscar Wilde, insanlığın en utanç verici duygusunu dile getirmiştir. Bu duygu, vicdanı göz göre göre yok eden, tek gerçekliğin sadece kendi benliğinin bir yansıması olarak gördüğü tazeliğini yitirmiş ruhlardır.
Ahlakı, gerçekliği tekrar sorgulatan kitap, saf ve yakışıklı bir gencin narsizmi derinlerde yaşadığını ve bu güzel bedenin kötü bir ruhla boyanmasının imkansız olduğunu düşündüren gerçekdışı anlamı hedef almıştır.
Dorian Gray, tüm güzelliğine rağmen ruhundaki kötülüğü barındırdığı portresinde insanlığın en acımasız eylemini haykırmıştır. İçindeki kötülüğü öldürerek onu yok sayan, günahını kendi bedeninde bulan bir günahkarın dramı çeker tüm dikkati.
Oscar Wilde'nin tek romanı olan Dorian Gray'in Portresi, ilk zamanlarda eşcinsellik ve ahlaksızlık gerekçeleriyle büyük bir yankı uyandırmıştır. Bu yüzden kitabı tekrar gözden geçirip düzenlemek zorunda kalmıştır Oscar Wilde.
Okudukça etkileyen, derin anlamlara sahip bu kitabı önyargısız bir şekilde okumanızı ve insanı düşünmeye iten anlamları kendi içinizde sorgulamanızı öneririm
Oscar Wilde
Stefan Zweig'in kitaplarını beğeniyorum, birbirinden farklı kısa hikayeleri ile birçok duyguyu tadabiliyorsunuz.
Ancak Ay Işığı Sokağı, ismine ve kitap kapağındaki derin anlamına rağmen içeriğinin beni pek cezbetmediğini söyleyebilirim. Yazar burada biraz aceleci davranmış gibi. Bu aceleciliği hikayede geçen duyguların üstünü karalamış olmalı. Beklediğim duyguyu alamadığım için pek bir yorumda bulunmak istemiyorum.
Ancak diğer kitaplarını da okumaya devam edeceğim.
Kitapla kalın. ~
Stefan Zweig
>Spoiler içerir. <
Stefan Zweig'in en sevdiğim kitaplarından birisidir. Bu kitabın bende uyandırdığı hisleri kelimelere dökmek gerekirse ;
Çaresizlik, umut, özgüven, güç ve hırs...
Oldukça sürükleyici bir anlatımıyla her bir sayfasında içimi saran bir merak duygusu ve 'nasıl bitecek?' sorusuyla kalmayıp kafamda çeşitli senaryolar kurduğum bir Stefan Zweig klasiği.
İlk başta zeka geriliği olduğu iddia edilen küçük bir çocuğun ironik bir şekilde dünya şampiyonunda ödüller alan bir satranç dehası olması, bazı siyasi olaylardan kaynaklı uzun dönem bir hücrede kalan Dr. B'nin kendini kurtaracak kadar yeterli hırsa sahip olması ve yolunun satranç kitabıyla kesişmesi gibi mucizevi bir farkındalık akıyor kitapta.
Yazar, bize aslında hiçbir şeyin olduğu gibi görünmediğini ve hiçbir şeyin imkansız olmadığını gösteriyor. Bana bu hissi verdi açıkçası. Hayran olduğum kalemiyle bir kez daha beni etkilemeyi başardı Stefan Zweig.
(24.02.19) Stefan Zweig
' Mucizeler Yağarken ' kitabını bitirdiğimde, bir kez daha mucizenin varlığını iliklerimde hissettim. Bu kitabın kütüphanede ansızın karşıma çıkıp beni okumaya itmesi bile, benim için küçük bir mucizenin başlangıcıydı.
Çok muazzamdı...
Biliyorum, sadece bu iki kelime kitabı yorumlamak için yetersiz. Ancak şunu söylemeliyim ki kelimelere sığamayacak kadar güzel, küçük bir kalp çarpıntısı gibi beni etkilemeyi başaran sürükleyici bir romandı.
Bu hikayede bir kadının altüst olmuş hayatının, yeniden tıpkı ilkbaharda yeryüzünde beliren çiçekler gibi canlandığını görüyoruz. Aslında bazen sebepsizce yaptığımız eylemlerin sonu, bizi çok farklı yerlere götürebiliyor. Kristin Hannah bunu hissettirmeyi yine başardı.
Kimi yerde şaşkınlık içerisinde, kimi yerde sevinçten deliye dönen, her türlü duyguyu yaşatan bu kitabın sonunun beklediğim gibi bitmesi açıkçası beni memnun etti.
Bu, Yaz Rüzgarı kitabından sonraki okuduğum ikinci Kristin Hannah kitabıydı. Diğer kitaplarını da en yakın zamanda okumayı aklıma yazdım..
Mucizelere inanmak dileğiyle...
Kristin Hannah 
Mucizeler Yağarken
Tolstoy İnceleme..
Tolstoy'u, 'Kroyçer Sonat' kitabını okuyarak tanımıştım. Onun her bir kitabı bence şahane. Bazı gerçeklerin farkına varmamızı sağlayan ve bunu büyük bir ustalıkta aktaran, çeşitli hikayeleri içinde barındıran, insanı düşündüren muazzam bir kitaptan bahsediyorum.
Kitapta insanlar arası problemler ele alınmış. Kibrin, nefretin, önyargının ne gibi sonuçlar doğuracağını; alçakgönüllü, iyilik sever biri olmanın ise kişiye ne gibi faydalar sağladığını anlatan, insanı bilgilendiren hikayelerden oluşan sürükleyici bir kitap.
Lev Tolstoy 
İnsan Ne İle Yaşar?
