Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
İnsanlar yavaş yavaş inanmamayı, güvenmemeyi, sevmemeyi ve kronik şüpheci olmayı öğrenir. Bu gerçekleştiğinde artık ne yazık ki çok geçtir. İnsanların ‘’Tecrübe’’ dediği şey budur. Kalbiyle bağlantısını kaybetmiş bir insana ‘’Tecrübeli’’ denir. Sigmund Freud
Reklam
Yaşamak, arzuladığım gibi ya da hiç yaşamamak; bunu istiyorum, bunu ister en ermiş olan da. Ama ne yazık! Nasıl olabilir ki benim hâlâ arzum?
Şu kişiye de şaşılır ki, bir taraftan şehvetlerle nefsini razı ediyor; diğer taraftan da Rabbine itaat ediyor ve 'günahlar ayrı, sevaplar ayrı' diyor. Sermayeni yok ettiğin, kazandığını pervasızca harcadığın, makamını da kirlettiğin için sana ne kadar yazık! Nice yaralar vardır ki kişiyi öldürmüş; nice tökezlemeler vardır ki kişiyi helâk etmiş; nice fırsatları kaçıran vardır ki onları telafi edememiştir.
Basit bir insanın konuşması hayırlıdır, derdi. O sadece konuşur, çene çalmaz. İnsanların aldığı eğitim arttıkça daha çok çene çalar­ lar, daha çok boş konuşurlar. Ben de kendimi tam bu cümlele­re göre yetiştirdim. Bir duvarcı ustasını, bir oduncuyu dinle­yebiliriz; ama kendisini bilgili sanan birisini dinleyemeyiz; ki zaten hakikaten bilgili insan diye bir şey yoktur. Ne yazık ki sadece düşük çenelilerin lafazanlıklarını dinliyoruz, diğerleri susuyor çünkü söylenecek pek bir şey olmadığını biliyorlar.
Sayfa 18
deha, yazık ki halklara o kadar seyrek bağışlanmıştır ki ıslıklara, alaylara, taşlanmaya uğrayan onca yüce ve soylu güçlerin boş yere yıkımının sahnelendiği, kimi yüce gönüllü kişilerin ve insanlığın ateşli dostlarının çabalarını sorgulayan kaderin kötü alayının bir izlencesi, insanlığın dostunda, kahkaha yerine acılı gözyaşları doğurarak ve hâlâ temiz ve inançlı yüreğini kuşkuyla hırçınlaştırarak umutsuzluğa düşürebilir.
Sayfa 953 - Yapı Kredi Yayınları
Reklam
Kendinde, yüksek talepleri gerçekleştiremeyen ego, şimdi kişinin idealinin kişileştirilmişi olan bir başkasında bunların yerine getirilmesini arar. Ancak kendi kendinden hoşnut olmayan kişi aşık olabilir ve bu ona -ne yazık ki- geçici bir güvenlik duygusu verir.
160 syf.
9/10 puan verdi
·
5 günde okudu
Kitabın Derin Tarih Dergi Basımını okudum. Kitap o kadar güzel ve naif sözlerle doluydu ki... Yalınız şöyle bir hususta var ne yazık ki sözlerin neredeyse yüzde 80 ini anlayacak bir lugatim yoktu. Nasıl oluyorda kendi tarihimin kendi atamın yazdığı eseri torunlar olarak okuyup anlayamıyoruz
Hakikat Çiçekleri
Hakikat ÇiçekleriAli Emîrî · Beyan Yayınları · 201722 okunma
Bir gün Don Kişot, hüzünlü kişiliğin bu ünlü şövalyesi, dünyanın gelmiş geçmiş şövalyelerinin en saf, en yüce gönüllü, en kalbi temiz olanı Don Kişot, sadık seyisi Sancho'yla serüven peşinde yolculuklara çıkarken birdenbire onu uzun süre düşündüren kuşku ve şaşkınlığın içine gömülüyor. Olay şu: Yaşamöykülerini şövalye romanları adı verilen ve
Sayfa 950 - 951, 952, 953, 954, 955 Yapı Kredi Yayınları
Kalbim, aynı bu yağmurlu havalar gibiydi. Bulutlardaki yağmur damlaları gibi, ağırlık yapan ve çıkmak için can atan bir yük vardı üzerimde. Ama ne yazık ki ben bulut değildim, atamıyordum onu.
Sayfa 104Kitabı okudu
Reklam
bismillahirrahmanirrahim
Ne yazık ki, ülkemizde, henüz fikre fikirle karşılık verme,fikirlerin sükûnet ve karşılıklı hoşgörü içinde tartışılması geleneği oluşturulamadı.
Sayfa 9 - Diriliş yayınları,4.baskıKitabı okuyor
139 syf.
10/10 puan verdi
Silahlı kuvvetlerin hazırladığı enfes bir kitap. Her sayfası, her bölümü özenle okunmalıdır. Asker disiplini dediğimiz olgununda güzel bir his olduğunu düşündürttü. İnsanlar günlük dillerinde yazarken dahi kolayına ne geliyorsa öyle yazmaları onları kötü bir alışkanlığa doğru itiyor. Özellikle komik olduğunu düşündükleri kelimeleri yazmaları ve sosyal medyadaki içeriklerde kelimeleri kırparak yazmaları sanki onları havalı yapacakmış gibi bir tavra takınıyorlar. Düşkün ve zayıf karakterlerini tatmin ederken onlara uymaya çalışan zekasının onlarla eşdeğer olduğu kişilerinde diline ne kadar zarar verdiğini umursamaması ya da bilmemesi utanç duyulacak bir mesele gibi geliyor. Okullarda, iş yerlerinde hatta geri kalan her yerde dile sahip çıkılmalıdır. Keşke tüm ülke askeri disiplinden geçirilebilse ve diliyle alay eder gibi kullanan insanlara doğrusunu öğretene kadar eğitim uygulansa. Ülkenin eğitim sistemindeki düşük bilinçte ne yazık ki önlenemez bir düşüş sağlıyor. Denetimsiz ilerleyişinin sonu birçok alanda olduğu gibi dilde de büyük kayıplar vermiştir. Yabancı kelimelere bu kadar fırsat verilmesi de birçok "şeye" zemin hazırlamaktadır. Okuyunuz!
Türkçenin Doğru Kullanımı
Türkçenin Doğru KullanımıS. Ömer Erenoğlu · Genelkurmay Başkanlığı Yayınları · 200712 okunma
"Ağlasam dursam ne fayda... Dün sol gözümden bir yaş süzüldü. Başka bir şeyle uğraşırken. Normalde onu çokça düşünürdüm ama o an düşünmediğimi sanıyordum. O sıra çalışıyordum. İlk başta lan ne oluyor dedim. Sonra hemen anladım ki aslında çok üzgünüm, çoğu zaman. Bilinçaltımdan gelen ona dair düşünceler, bedenimi etkliyor. Başka bir şeyle uğraşırken, çalışırken, o an onu düşünmeğimi sanarken bile onu düşünüyorum. Ne desem ne anlatsam ki daha fazla. Yazık, anlatmak istediğim, konuşmak istediğim çok fazla şey var aslında ama nafile gibi görünüyor. O yüzden susuyorum." (Jack Brighty)
"On beş lira kâfi abla,"dedi. Beni kazıklamaya kalkıştığı takdirde söyleyeceklerim boğazıma takılı kaldı. "Üstü kalsın," diyerek bir 20lik uzattım. "Eyvallah ablam,mert kadınmışsın,"dedi. Bana yaptığı iltifat paranın üstünü istemediği için mi miydi yoksa gerçekten içinden mi gelmişti karar veremedim. Çünkü para icat edildiği andan itibaren yeryüzünde inançla,ahlakla,adaletle kısacası iyi ve güzel her şeyle sıkı bir rekabet halindeydi ve çoğu zaman da yarışı kazanan para oluyordu,ne yazık ki! Bu sefer ahlak kazanmıştı.
Sayfa 53 - Everest yayınlarıKitabı okudu
Ancak aynı halk, ülkesini tam bir bilimsel çöle çevirmiştir. Cumhuriyete kadar bugünkü Türkiye toprakları içinde yaşayan insanların, insan bilgisine kalıcı katkıları kocaman bir sıfırdır. Yani, Osmanlı İmparatorluğunun tüm izleri tarihten tamamen silinse, bilim dünyasının en ufak bir kaybı olmaz. Halbuki aynı halk Cumhuriyetten sonra, bir Hulûsi Behçet’in, bir Cahit Arf’ın, bir Ekrem Akurgal’ın, bir İhsan Ketin’in, bir Sedat Alp’ın ve daha nicelerinin şahıslarında bilime pek önemli katkılar yapmış, ayrıca yukarıda bahsettiğim, ne yazık ki her zaman iftihar vesilesi olamayacak yaratıcılık örnekleri de vermiştir.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.