Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Otelin hazırlık döneminin başlangıcı olarak belirledikleri günden bu yana bir buçuk ay geçmişti. O zamandan beri de Serhat’la arkadaş olmuşlardı. Ama Serhat Kuran kursundan yetişmiş, beş vakit namazında ve aklını din konularıyla bozmuş biriydi, iyi çocuktu ama bu dünyaya sadece neyin günah, neyin günah olmadığını anlamak için gelmiş
Sayfa 215 - Serhat’ın IŞÎD aşkına dairKitabı okudu
Siyaset dünyası temelde içgüdüsel seviyededir. Orman yasalarına aittir: Güçlü olan haklıdır. Politikaya ilgi duyan insanlar da en vasat olanlardır. Siyasetin sadece tek bir özelliğe ihtiyacı vardır. Bu da çok derin bir aşağılık duygusu. Politika neredeyse tek bir matematiksel formüle indirgenebilir: Politika güç arzusudur. Friedrich Nietzsche,
Reklam
Bu güzel metaforların şifresini kendi başına çöz; derinlemesine düşün onlar hakkında. Bu yüzden hikayeler üzerinden konuşuyorum. Onlar üzerinden hiç kimse konuşmamıştı. Niçin ben bu küçük hikayeler üzerinden konuşuyorum? -sadece nasıl düşüneceğine dair sana birkaç ipucu vermek için. Bunlar bu hikayeler üzerine yapılan yorumlar değiller; ben bir
9. BÖLÜM SONSUZ SABIR Bir zamanlar cennet meyvesini işitmiş olan bir kadın vardı. Ona tamah etti. Adına Sabar diyeceğimiz bir dervişe sordu, “Bu meyveyi nasıl bulabilirim ki böylece mevcut bilgiye erebileyim? “Sana verebileceğim en iyi tavsiye benimle çalışman olur,” dedi derviş. “Fakat böyle yapmazsan, kararlı bir şekilde ve bazen yerinde
Marsha&Hamilton
Ama yasak bölge bina ve tesislerinin ötesindeki yol üzerinde olan lokanta şöyle dursun, California Bakım Laboratuvarları’nın çıkış rampasına bile varamadılar. Üniformalı bir haberci düzgünce katlanmış beyaz bir kâğıt parçasını uzatarak onu durdurdu. “Bu sizin için, Mr. Hamilton. Albay T. E. Edwards size vermemi söyledi.” Hamilton eli
Alfa Yayıncılık
Çılgın Türkler: Kıbrıs - Turgut Özakman
Ankara Radyosunda Söz Yayınları Şefiydim. 1963 yılı Aralık ayında Kıbrıs’ta Noel kıyımı diye bilinen acı olay oldu. Türkiye’de kıyamet koptu. Basın Yayın Genel Müdürlüğü Kıbrıs’a gönderilmek üzere bir muhabir istemiş. Hemen gönüllü oldum. Uygun görüldü. Olaydan 15 gün kadar sonra, radyo muhabiri olarak, Basın-Yayın Genel Müdürlüğünden bir
Bilgi Yayınevi - ÖnsözKitabı okudu
Reklam
Hiç değişmeyen, her anı aynı yoğunlukta akan bir hayatta, içine gömülü olduğum durgunluğu bir temizlik kusuru, değişmezliğin yüzeyine yapışmış bir kir ya da toz olarak değerlendirebilirim ancak. Bedenimizi nasıl yıkıyorsak, yazgımızı da yıkayabilmeli, çamaşır değiştirir gibi hayat değiştirebilmeliydik-yemek yediğimizde ya da uyuduğumuzda olduğu
Kendinizi ne kadar özlediniz? Evet, yanlış okumadınız. Size kendinizi ne kadar özlediniz diye soruyorum. Ne kadar saçma bir soru gibi geldi değil mi? Peki hiç kendinize sarıldınız mı? Başarılarınızın ardından kendinizi alkışladığınız oldu mu? Başkalarına hazırladığınız o gösterişli sofraları, sadece misafirleriniz geldiğinde kullandığınız yemek takımlarını, şamdanları, kristal bardakları kendiniz için de hiç kullandınız mı? Peki, aynaya hiç kendiniz olarak baktınız mı? Sadece saçınızı tararken, ya da yüzünüzü yıkarken değil, gerçekten anlam dolu bakışlarla, kendinize baktınız mı hiç? Sorunlarımızı farklı zamanlarda, pek çok insana anlatırız. Esasında sorun bir tanedir ve ne kadar çok insana anlatırsak anlatalım, bir türlü rahatlayamamışızdır. Bence bunun sebebi de bu. Yani sorunu başkasına anlatmak değil. Bir aynanın karşısına geçip, kendimizle yüzleşmek, belki de en ağır eleştiriyi kendimize yapmak zorundayız. Takdir edeceğimiz zaman da bunu, “İyi iş başardın” diyerek kendimize sevgi gösterisinde bulunmalıyız. Başkalarına verdiğimiz değeri ve önemi neden kendimize vermeyelim? Şimdi senden istediğim, en yakın zamanda bir aynanın karşısına geçip, kendi gözlerinin içine bakarak, sevgi dolu sözcükler mırıldanman… Ne yazık ki bazılarımız sorunları konuşmayı bir tartışma, eleştiri gibi lüzumsuz bir zaman kaybı olarak görür. Eğer bir kişi yaptığınız davranışların, gösterdiğiniz tepkilerin yanlış olduğunu söylüyorsa, bunu dikkate alın. İkinci kişi aynı söylemde bulunuyorsa bu konuda yoğunlaşın ve üçüncü kişi de dile getirmişse artık kendinize bir çeki düzen verin.
Murder On The Orient Express
Hercule Poirot, Tokatlıyan'da banyolu bir oda istedi. Sonra da kendisine mektup gelip gelmediğini sordu. Onu üç mektup ve bir telgraf bekliyordu. Telgrafı görünce kaşlarını hafifçe kaldırdı. Beklenmedik bir şeydi bu. Telgrafı her zamanki o sakin tavırlarıyla, dikkatle açtı. "Kassner olayında önceden tahmin ettikleriniz beklenmedik
Altın Kitaplar - Tokatlıyan OteliKitabı okudu
310 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.