Kendinizi ne kadar özlediniz?
Evet, yanlış okumadınız. Size kendinizi ne kadar özlediniz diye soruyorum. Ne kadar saçma bir soru gibi geldi değil mi? Peki hiç kendinize sarıldınız mı? Başarılarınızın ardından kendinizi alkışladığınız oldu mu? Başkalarına hazırladığınız o gösterişli sofraları, sadece misafirleriniz geldiğinde kullandığınız yemek takımlarını, şamdanları, kristal bardakları kendiniz için de hiç kullandınız mı? Peki, aynaya hiç kendiniz olarak baktınız mı? Sadece saçınızı tararken, ya da yüzünüzü yıkarken değil, gerçekten anlam dolu bakışlarla, kendinize baktınız mı hiç? Sorunlarımızı farklı zamanlarda, pek çok insana anlatırız. Esasında sorun bir tanedir ve ne kadar çok insana anlatırsak anlatalım, bir türlü rahatlayamamışızdır. Bence bunun sebebi de bu. Yani sorunu başkasına anlatmak değil. Bir aynanın karşısına geçip, kendimizle yüzleşmek, belki de en ağır eleştiriyi kendimize yapmak zorundayız. Takdir edeceğimiz zaman da bunu, “İyi iş başardın” diyerek kendimize sevgi gösterisinde bulunmalıyız.
Başkalarına verdiğimiz değeri ve önemi neden kendimize vermeyelim? Şimdi senden istediğim, en yakın zamanda bir aynanın karşısına geçip, kendi gözlerinin içine bakarak, sevgi dolu sözcükler mırıldanman…
Ne yazık ki bazılarımız sorunları konuşmayı bir tartışma, eleştiri gibi lüzumsuz bir zaman kaybı olarak görür. Eğer bir kişi yaptığınız davranışların, gösterdiğiniz tepkilerin yanlış olduğunu söylüyorsa, bunu dikkate alın. İkinci kişi aynı söylemde bulunuyorsa bu konuda yoğunlaşın ve üçüncü kişi de dile getirmişse artık kendinize bir çeki düzen verin.