Goncourt Akademisi Edebiyat Ödülü, Fransa’nın en önemli edebiyat ödüllerinden olup bir yazara birden fazla kez verilmemektedir. Bu kuralın tek istisnası, ödülü 1956’da kendi ismiyle, 1975’te de Emile Ajar ismiyle yazdığı romanıyla alan Romain Gary’dir. Peki kimdir bu Romain Gary? Neden takma isimle bir roman yazmıştır?
14 yaşındayken annesiyle
neden bu kadar takılır insanlar....
bardağın yarısı dolu mu, boş mu ?
olumluluğun, iyimserliğin felsefi kanıtı ......
Bazı şeyler ilk düşünüldüğü anda güzeldir,
Çok fazla tekrarların da ,anlamını yitirecek kadar sıradanlaşır.
ne fark eder ki ?
Ben içtim şarabı şimdi ! Artık tamamen boş .....
İşte ! bu da gerçekliğin kanıtı.
olasılık
Semra YAPAL a güzel önerileri ve katkıları için çok teşekkür ederim😘💕 ayrıca
Deniz Yüce Başarır gibi kaliteli bir seslendirmen, metin yazarı, çevirmen ile tanıştırdığı ve önerdiği kitapları haneme eklediğim, en kısa zamanda okuyacağım için ayrı heyecanım olması sebebiyle
Remziye Baytar 'a ayrı minnet duygularımı iletiyorum.
Yeni kitaplar beni hep heyecanlandırır, içerisinden bana nasıl etki edecek bir şey çıkacak diye beklerim. Umarım sizi de aynı heyecan sarıyordur. 📚💃
Bol okumalarınız olsun sevgili dostlar...
İnsanın bazı şeyleri bitirip, yeni limanlara yelken açması güzel bir şey. Herkese tavsiye ederim. Çünkü yıkık bir limanın içinde demir atan gemi alabora olmaya mahkumdur.
Bir insan ne istediğini bilmezse eğer o an sahip olduğu şeylerin değerinin yeteri kadar farkına varamaz . Bu en değerli mücevher de olsa.O mücevher ancak onu gerçekten isteyen ve onun özünü bilenlerin elinde asıl kıymetine ulaşır. Aslında mücevher aynıdır fakat senden uzaklaşmıştır . Başkanlarının ona değer verdiğini gördüğünde ancak mücevherin
Küçük Prens
Tilki uzun bir süre küçük prense baktı. Sonra da, "Lütfen... Evcilleştir beni!" dedi.
"Çok isterim," dedi küçük prens, "ama burada çok kalamayacağım. Bulmam gereken yeni dostlar ve anlamam gereken çok şey var."
"İnsan ancak evcilleştirirse anlar," dedi tilki. "İnsanların artık anlamaya zamanları yok...
Eğer dost istiyorsan beni evcilleştir."
"Seni evcilleştirmek için ne yapmalıyım?" diye sordu küçük prens.
"Çok sabırlı olmalısın," dedi tilki. "Önce karşıma, şöyle uzağa çimenlerin üstüne oturacaksın. Gözümün ucuyla sana bakacağım, ama bir şey söylemeyeceksin. Sözler yanlış anlamaların kaynağıdır. Her gün biraz daha yakınıma oturacaksın..."
Ertesi gün küçük prens yine geldi...
"Aynı saatte gelmen daha iyi olur," dedi tilki. "Örneğin sen öğleden sonra dörtte geleceksen, ben saat üçte mutlu olmaya başlarım. Mutluluğum her dakika artar. Saat dörtte artık sevinçten ve meraktan deli gibi olurum. Ne kadar mutlu olduğumu görmüş olursun. Ama herhangi bir zamanda gelirsen yüreğim saat kaçta senin için çarpacağını bilemez. İnsanın belli alışkanlıkları olmalı..."
"İki şey, üzerlerine sık sık eğilip ısrarla düşünülürse, insanın ruhsal yapısını hep yeni, hep artan bir hayranlık ve korkunç bir saygıyla dolduruyor.
Kant
A-A-Alo, Waxy?
Hako, hey, hey
(İyi ki bro)
Cano, iki tane duygusal parça verdik, yeter
(Deego is so crazy)
Daha da vermem amına
Çok işim var, yok sana gerek (Oh)
Hadi el salla
Bir kaç gündür yine gereksiz bir gündem ile sidik yarışında ülkem!
"Gurur!" vesilemiz olan Türkiye adına İlk uzay yolculuğu üzerinden.
Konusu açıldığında,her zaman ki gibi siyasi savunuculuğunu göstererek;
bir bölüm ne gerekli, diğer bölüm ise uzaya bile gittik daha ne yapsınlar size diyerek rüzgâra karşı işemeye ve önce kendi üstlerini