Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Sınavda başarılar:)
İlk sınavlarımdan sosyal psikoloji dersinin kitabından alıntı ile başarılar dileyeyim sınavı olanlara:) ;;;; Arkadaşça aşk hayatları bizimle iç içe olan kişilere karşı duyulan yakınlık, sevgi ve şefkat olarak tanımlanmaktadır (Baumeister ve Bushman, 2010; Myers, 2019). Tutkulu aşkın tersine, arkadaşça aşk daha az güçlü duygusal bir etkileşime sahiptir; genellikle daha sakin ve sükunetlidir. Arkadaşça aşkta, genellikle kişiler aşık oldukları kişileri ruh eşi, özel biri, hayat arkadaşı veya yoldaşı olarak algılamaktadır. Bu tür bir aşk, kişilerin yüksek düzeyde karşılıklı anlayışını, birbirlerine yönelik ilgisini ve birçok durumda ilişkiyi başarılı kılmaya ve sürdürmeye yönelik bir taahhürü ifade eder. Eşine karşı arkadaşça aşkı yüksek olan biri genellikle "eşim en iyi arkadaşım" gibi ifadeler kullanabilir. Bu tür aşk, genellikle insanları yeni bir ilişkiye başlamaya motive eden şeyden farklıdır, daha çok kişileri uzun vadeli bir evliliğin veya ilişkinin başarısı için motive etmektedir (Baumeister ve Bushman, 2010). Araştırmalar, çoğu flört ve yeni evli ilişkilerde her iki sevgi türünün de var olduğunu öne sürmektedir. Tutkulu aşk genellikle ilk zamanlarda gelişmektedir ve yüksek düzeyde duygusal uyarımlara neden almaktadır, ancak zaman içinde kaybolacağı ön görülmektedir. Bunun aksine arkadaşça aşk ise daha uzun sürede gelişebilir, ancak zamanla kararlı kalmaya ve zamanla aşınmamaya, ilişkilerin daha kalıcı ve dirençli hale gelmesini sağlamaya eğilimlidir.
136 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
Kafaya takma bunları!
Evren, kendi ürettiği çocuğunu yiyen büyük bir canavar mı? . Bu soru kafaya takılmalık, değil mi? Ama buna yanıt verecek olanlar kimler dersiniz? Onu da okuyunca bileceksiniz. . Kafama Takılanlar, dinî bazı sorulara yalın biçimde, konuşma havasında yanıtlar veriyor. Herkesin kolaylıkla anlayabileceği bir dil, açıklıkta. Örneğin şöyle sorular var: . 1( Acaba Allah nasıl düşünür? 2( Görme merakı insana ne kazandırır! 3( İbadetsiz inanç ya da din olur mu? 4( Afetleri günaha bağlamak doğru mudur? 5( Cinler görür mü? 6( Rüyayı nasıl anlamalıyız? . Akıcı biçimde, gündelik yaşamdan örneklerle sorulara yanıt verilmekte. Çok derinlikli değil, yeni sorular üretmiyor okurken. Bu konularda temeli olanlar için biraz yeğni kalsa da ufaktan başlamak isteyenler için kolay bir okuma olacaktır. . Güzel bazı düşündüren sözler oldu benim için. Özellikle son bölümdeki ilgilisine 51 soru güzeldi. Bir soru kafaya takıldı mı yanıtı ister istemez arayışa giriyor beyin de. Bu tür okumaları severim. Ummadığın değişik düşüncelere yönlendirir, ummadığın anda yanıtlara kavuşturur seni. İlgilisine öneririm. . Betikle esen kalın.
Kafama Takılanlar
Kafama TakılanlarCağfer Karadaş · Diyanet İşleri Başkanlığı · 2023457 okunma
Reklam
Annem İçin
Öldükten beş gün sonra geldin rüyama. Babaeski’deki eski evin oradasın. Hayır gelin çıktığın ev değil, diğeri. Biz çocukken her yazları kardeşlerinle, kuzenlerimle bir araya geldiğimiz eski mezarlığın oradaki ev. Evin bahçesine çiçekler ekilmiş. 20 li yaşlarındasın. Sanırım hiç evlenmemişsin. Bahçedeki çiçekleri suluyorsun. Çok mutlusun. O kadar
Her ay kazandığınızdan daha az mı harcıyorsunuz? Her hafta spor salonuna mı gidiyorsunuz? Her gün kitap okuyup yeni bir şeyler mi öğreniyorsunuz? Gelecekteki sizi tanımlayan şeyler bu tür küçük savaşlar olacak.
Sayfa 21 - Pegasus YayınlarıKitabı okuyor
Dışa dönükler dikkatlerinin önemli bir bölümünü insanların yüzlerine yönlendirmeye eğimlidirler; bunu yaparak dopamin denilen "ödül" nörotransmitterinde (bir tür beyin kimyasalıdır) ani bir yükselme tecrübe ederler ki bu, bağımlılık davranışıyla da doğrudan ilgilidir. Ayrıca dışa dönüklerin, beynin (görme, işitme, tat alma, dokunma gibi) duyumsal süreçleriyle ilgili bölgelerini dolaşarak gerçekleşen bilgi işleme sürecinde içe dönüklere oranla daha kestirme ve daha hızlı çalışan sinir yolları kullandıkları da anlaşılıyor. Bu yollar da yine dopaminle ilintilidir. Fakat şöyle bir dezavantaj söz konusu: Dışa dönükler dopamine karşı pek hassas değildir. Dopaminin o olağanüstü etkisini göstermesi için ihtiyaç duydukları miktar içe dönüklerden daha çoktur. Ve dopamin düzeyini arttırmanın hızlı yollarından biri adrenalin seviyesini arttırmaktır ki bu yeni, hızlı, heyecan verici ve tehlikeli şeyler yaparak -örneğin karaoke barda şarkı söyleyerek, bir yabancıyla dans ederek veya bungee jumping yaparak- gerçekleştirilebilir. Dolayısıyla dışarı çıkıp özellikle de başka insanlarla (yeni yüzlerle!) heyecan verici şeyler yaparak karşılığında ödül kimyasalı olan dopamini elde ederler, ani ve yoğun birkaç doz mutluluğun tadına varırlar. Her şey yolundadır.
Keşif, bir aykırılığın farkına varılmasıyla başlar, yani doğanın, olağan bilimi yöneten paradigma kaynaklı beklentilere herhangi bir şekilde aykırı düştüğünün anlaşılması gerekmektedir. Keşif süreci bundan sonra aykırılığın başgösterdiği alanın olabildiğince geniş şekilde taranmasıyla sürer. Bu sürecin son bulması, paradigma kuramının aykırı olan nesne bildik bir nesne haline gelene kadar değiştirilmesiyle mümkündür. Yeni tür bir olgunun benimsenmesi, kuramda basit bir ilaveden öte bazı uyarlamalar gerektirir ve bu uyarlama tamamlanıncaya kadar -yani bilim insanı doğayı farklı bir tarzda görmeyi öğrenene kadar- yeni olgu tam anlamıyla bilimsel bir olgu sayılmaz.
Sayfa 134Kitabı okudu
Reklam
260 syf.
·
Puan vermedi
·
18 günde okudu
İÇİMDEKİ KENAN ÜLKESİ/ YUSEF MASADOV “Hayat aslında hepimizin bildiği bir çocuk oyunundan ibarettir... TAŞ-K/AĞIT-MAKAS. Yenilgi veyahut zafer, kendi avucumuzda değil; hayatınıza dâhil olan başka avuçların hamlelerinde gizlidir... En zayıf hâlimizde kazanır, en güçlü halimizde yeniliriz bazen. Akıl, tecrübe, temkin, cesaret, savunma, hücum; kifayetsizdir. Kaderimiz, o "bazen “de avucumuzdan kayıp gider...” Selam, Genelge aynı tür kitaplar mı okursunuz? Yoksa farklı tür kitaplara da yer verir misiniz? Genel olarak polisiye, klasik, tarihi kurgu kitaplarına daha fazla yer veririm ve çok severim. Ancak arada farklı türde kitap okumanın da insana katkıları yadsınamaz. Bu sebeple çok sık olmamakla beraber farklı türlere de yer veririm. #içimdekikenanülkesi de kapak fotoğrafıyla ilgimi çeken bir kitaptı. Arka kapak yazısındaki şiirsel yazıyı görünce de okumaya karar verdim. Yalnız kitap kapağında roman yazsa da , romandan ziyade tasavvuf ve felsefe ağırlıklı şiirsel bir anlatımla bir iç döküş, içsel bir sorgulama diyebilirim. Kitap; başlangıç, Taş, Kağıt, Makas ve son olarak Final olmak üzere beş bölümden oluşuyor. Her bölümde farklı hislere yer vermiş. Bu tarz okumalara ilgisi olanlara tavsiye ederim. Yeni kitaplarda buluşmak üzere.
İçimdeki Kenan Ülkesi
İçimdeki Kenan ÜlkesiYusef Masadow · Karina Yayınevi · 202429 okunma
∆Hasbilik Realitesi÷
Bugün dünyada hasbilik realitesinde yaşayan ne kadar insan var gerçekler bilinmez fakat, bir çok insan realitesinin bu realiteye doğru yavaş yavaş çekildiği görülmektedir. Bu durum, vicdan denge seviyelerinin üst kademelere doğru yavaş da olsa çeşitli derecelerde yükselmeye başladığını göstermektedir. Yükselen bir vicdan dengesi,
John Lee, aşkın 6 türü'nün bir renk skalasına benzediğini duşünüyordu. Renk skalasında üç temel renk olduğu gibi, Lee de aşkın üç temel türünün olduğuna inanıyordu. Bunlar: Eros: Bir insana duyulan hem fiziksel hem duygusal anlamdaki aşk. Ludos: Bir oyun ya da fetih gibi oynanan aşk (aynı anda birkaç kişiyle olabilir). Storge: Arkadaşlıktan doğan, zaman içinde oluşan aşk. Renk skalasında üç ana rengin farklı kombinasyonlarla yeni renkler oluşturması gibi, temek aşk stillerinde de bu mümkündür. Sonuçta üç ikincil tür aşk ortaya çıkar: • Mania: Eros ve ludosun kombinasyonundan oluşan 'mania', saplantılı bir aşktır. Duygusal iniş çıkışlar, kıskançlık ve çok sahiplenici duygular içerir. Pragma: Ludos ve pragmanın bir kombinasyonu olan Pragma, pratiğe yönelik bir aşktır. Taraflar ilişkiye amaçlarının bilincinde olarak başlarlar, ilişkiden beklentiler gerçekçi ve pratiğe dönüktür. Agape: Eros ve storge kombinasyonu olan Agape, kapsayıcı ve özverili bir aşktır.
288 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
Merhaba arkadaşlar. Nasılsınız? Yazarı uzun yıllardır okuyamıyordum ve kendisini okumak da pek mümkün değil çünkü baskılarını bulmak da elektronik ortamdan tedarik etmek de mümkün değil. Her geçen gün kalan eserlerini bulmak zorlaşıyor. Bulduklarımızı da değerlendiriyoruz tabi. Yine bu eserinde de büyük bir beklenti içindeydim ki nasıl olmayayım?
Kayıp Kıta Mu'nun Kutsal Sembolleri
Kayıp Kıta Mu'nun Kutsal SembolleriJames Churchward · Omega · 201164 okunma
Reklam
Ahlâkî olgunluk elde edilmeden bilimsel üstünlüğe erişilemez. Meselâ hırsızlık bir ahlâkî bitkinliktir. Bu davranış bir toplumda yaygınlaşmışsa, hayatın her yönüne kolaylıkla sirayet edebileceği için hem toplumu yozlaştıracak hem de bilimsel ilerlemeyi engelleyecektir. Hırsızlık, çok âdi ve basit bir ahlâkî çöküntü olmasına rağmen, kolaylıkla rüşvete, yalana, bencilliğe ve kopyacılığa yol açacağından -zaten bunlar mevcut oldukça bilim de mümkün olamayacağından- zincirleme bir etkiyle fikri hayatı her yönden zehirleyecektir. Ahlâkın bilim açısından temel bağlamsal şart olduğu gerçeğini, İslâm medeniyeti örneğinde açıklamak kolaydır. İslâm geldiğinde, mevcut ahlâkî ve toplumsal değerleri sorgulamış, ahlâken bitkinlik olarak gördüğü bu değerleri, yüksek ahlâk değerleriyle değiştirmek istemiş ve böylece o toplumda büyük bir ahlâkî mücadele başlamıştır. Bunun neticesinde iyi ile kötü arasındaki bu mücadele hayatın her boyutuna yansımıştır. Bu medeniyette, yeni ahlâkî değerler zaten bilgiyi yücelttiği için, ahlâkî mücadelenin ayrıca fikrî mücadeleye dönüşmesine gerek kalmıyordu, Gerçi bu dönüşüm tabii olarak zaten gerçekleşiyordu; çünkü bu tür bir mücadelede yer alan fert ve gruplar, kendilerini fikren müdafaa ve haklılıklarını ispat edebilmek için fikirler geliştirmek zorundaydılar
Sayfa 146 - İsam YayınlarıKitabı okudu
Biraz klişe ama cidden sıcak bir hikaye
Warm Bodies (2013) romantik/korku türünde bir film sözde ama korku olmadığı çok net. Bir özelliği daha varsa o da "sevgi dolu bir zombi"nin perspektifi olması. Kitapta
William Shakespeare
William Shakespeare
'ın
Romeo ve Juliet
Romeo ve Juliet
'ine de bazı atıflar var, bu da ilgimi çekmişti. Şimdiye kadar vampirler, kurt adamlar ve filmlerde çok fantezileştirilmese de kitaplarda fazla sayıda periler ve elfler gördük. (Vampir ve kurt adamlar bir dönem insanının fantezisini süsleyen rüyalardaki hakkı ödenmeden şimdi yeni yeni cringe bulunan bir tür ki bunun da zamanla alakalı olduğunu düşünüyorum. Çok abartılmadan sevilseydi ve hemencecik önceden sevilen şeyleri eleştiri konusu yapmasaydık hala giderleri vardı şahsen ama neyse.) Konusu dahilinde pek ısınamadığım her şey çok pirüpak, herkes aynıdır zombiler bile(!) hayat ne güzel sonlarıyla biten bir film ancak buna takılmayacağım adına kendime söz vermiştim. Filmlerde diziler kadar karakterlerle bağ kuramamamdan kaynaklı olsa gerek Julie karakteri asla ilgimi çekmedi, odağım Renfield filminden sonra özellikle çok çok bağlandığım Nicholas Hoult'un oynadığı R'daydı. Klişeler size hayatınızdan soğutacak derecede nefret ettirmiyorsa oyunculuk için dahi bir şans verin derim.
Sıcak Bedenler
Sıcak Bedenler
kitabı da var diye görmüştüm, bir hata edip filmi izlediğimden kitabı okumak bana sancılı olacak ve fikir söyleyemiyorum çünkü yazarı da önceden okumamıştım.
83 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
5 saatte okudu
Satranç, Zweig’in psikolojik birikimini bütünüyle devreye soktuğu bir öyküdür. Bu metninde, Goerhe’nin “klasik öykü kuramı”an bağlı kalan ve “duyulmadık bir olayın sanatsal düzlemde işlenmesi” ilkesi doğrultusunda bir anlatı mimarisi oluşturan yazar, olay yeri olarak New York’tan Buenos Aires’e girmekte olan yolcu gemisini seçmiştir. Bu gemide
Satranç
SatrançStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2020237bin okunma
İyi bir uyku çekmekten başka bir şey yoktu. Yarın ne kadar sıkıntılarla dolu olursa olsun -öyle olacağına kuşkum yoktu- dünyanın Michael Jackson gibi kendi çevresinde bir tur atabileceği kadar süre uyumak istiyordum. Yeni sorunları, yeni ümitsizliklerle karşılamamın zararı yoktu.
Mobbing Bank Diyor ki;
Atatürk'ün İnsan Adlı Koşuğu Gelenler adamdı, buldukları insandı İnsan yalnız Tanrının yarattığı mâhluk İnsan mâhluktan, adam insandan çıktı. Tanrının insanı yer ve içer. İnsanın adamı düşünür ve yaratır.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.