Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Yaşar Kemal- Yeşil Kertenkele
"Bu Ege böyledir. Mavi buğuludur taşı toprağı. Büyüsü de buradadır."
Reklam
52 syf.
·
Puan vermedi
·
22 saatte okudu
Yaşar Kemal'le (kitabıyla) henüz çocukken karşılaşmış olduğumu sanmıyorum. Bu yüzden ilkin, bir çocuk kitabıyla başlamak istedim. Geç kalmışlık hissi mi, tabii, sık sık hissedilir genç yetişkinlikte. Umarım geç kalmamışımdır ve pek çok dile çevrilen Yaşar Kemal ve eserlerine güzel bir başlangıç olur benim için Yeşil Kertenkele. Türk Edebiyatı çocuklarına biraz fazla yükleniyor. Özellikle son kısımda çocukların söylediği iddia edilen tekerleme benim kalbimi parça pinçik etti. İbrahim'i dinlerken altından muhakkak bir dram çıkacak, diyorsunuz zaten. Hatta belki sonunu bekliyorsunuz da ama çocukluğun masumiyetine yakıştırmak istemediğimiz -fakat acı bir şekilde yaşanan- o eğlenceler, oyunlar, sözler bir şekilde insanı yaralıyor. Aile kavramı, çocuğun gözünde baba, farklı bir aile sisteminde büyüyen çocuk çevresinden nasıl etkilenir gibi konulara da bir bakış sunulmaktadır. Çizimleri özellikle övmek gerekir. İnsanı hikayeye çeken profesyonel bir kalem...
Yeşil Kertenkele
Yeşil KertenkeleYaşar Kemal · Yapı Kredi Yayınları · 2020331 okunma
235 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
10 saatte okudu
Yaşar Kemal’in yazınsal evreninin en önemli karakteri doğadır. Doğayla insan birbirinden ayrılamayacak derecede iç içedir onun anlatısında. En az toplum kadar doğa da insanı, karakteri biçimlendirecektir. Öykülerinde doğanın zenginliğini kullanışının ilk örneklerini verecektir. “Yeşil Kertenkele” öyküsünde İbrahim’in düş dünyası, yalnızlığı hep doğayla birlikte vardır, doğa sığınağıdır çocuğun. “Avcı” öyküsünün Muslu karakteri ava çıktığı dağlarla bütünleşir, çocuğunun ölümü bile durduramaz onu, giyinip avının peşine gider. Doğanın anlatımındaki şiirsel atmosfer, çağrışımlar, imgeler, dil zenginliği, bir doğa sözlüğü oluşturacak kadar Yaşar Kemal’in yazın evrenine özgüdür. Romanlarında ise doğa, öykülerinden daha heybetli bir karaktere dönüşecek, bütün yapıtlarında, yarattığı Çukurova dünyasının rengârenk resmini oluşturacaktır. Yaşar Kemal, bizim edebiyatımıza, Anadolu’ya özgü diliyle, biçemiyle bambaşka bir gerçekçilik damarı oluşturmuştur. Bu damarı, derinlikli yalınlığın içinde yarattığı karakterlerini, doğayı bugüne yansımalarıyla düşünüp sorgulamamız edebiyatımızın zenginliğini yeniden görmemizi sağlayacaktır.
Sarı Sıcak
Sarı SıcakYaşar Kemal · Yapı Kredi Yayınları · 20235bin okunma
112 syf.
6/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Ilk öykü kitabı Sarı Sıcak 1952'de basılmıştır... Bugün, toplu öykülerinin yer aldığı kitabın adı da Sarı Sıcak'tır. Bu kitabından yer alan bu küçük seçki içerisinde 12 öykü bulunmaktadır. Bu öyküler; sarı sıcak, süpürge, keçi, sinek, hançer, beyaz pantolon, halis serkisof, yeşil kertenkele, yolda, kalemler, avcı ve hırsız adlı öykülerdir. Kitabın sonunda da Yaşar Kemal'in biyografisi yer almaktadır.
Yolda
YoldaYaşar Kemal · Yapı Kredi Yayınları · 20191,732 okunma
Betimleme ve küçük ayrıntıların ustası
Ekinler başak vermişti. Memed sabah erkenden bir limonu, dalından koparmaya kıyamadan, dala ellerini uzatıp ovaladı, avuçlarını kokladı. Bahçeler, tepesinin üstünde asılı duran Gavur dağları, uzaktaki ekin tarlaları buğulanıyor, sabahın ışığı çökmüş dünya, karşıdaki denize doğru gittikçe aydınlanıyordu. Sırtlarına gün vurmuş, esen yelin kabarttığı
Yapı Kredi Yayınları
Reklam
Dünyada bırakamayacağım hiçbir şey yok. Ne deniz, ne ağaç, ne şehir, ne ev, ne kadın, ne de ben. Bu kalıbım, bu zarfım, bu kafesimle ben. Onların hepsini bırakabilirim. Fakat şuurumu, bilmek, duymak, var olmak şuurumu bırakamam. Razıyım bir toz parçası olayım. İnsanlar üzerime basarak geçsin. Canım acısın, duyayım. Canımın acıdığını duyayım. Razıyım bir kertenkele olayım. Kızgın yaz günlerinde bir bahçe duvarına tırmanayım. Tırnaklarımı tuğlalara geçireyim. Yeşil ve ıslak sırtımı güneşe vereyim. Fakat güneşle sırtım arasındaki öpüşmeyi duyayım. Tuğlaların incecik zerrelerini sayayım. Kovuklardaki böceklerin, bir boru içinden bakar gibi bana baktıklarını göreyim ve düşüneyim. Razıyım bir nokta olayım. Fakat o noktaya bütün kâinat, bütün mevcudiyle dolsun. Ben yok olamam. Ağlarım, tepinirim, çatlarım, çıldırırım, ölürüm, fakat yok olamam!
Razı değilim Allahım! Yok olmaya, kalmamaya, gelmemiş olmaya, mevcut olmamaya razı değilim. (Sükût, müzik.) Bu dünyada bırakamıyacağım hiçbir şey yok. Ne deniz, ne ağaç, ne şehir, ne ev, ne kadın, ne de ben. (Eliyle göğsüne çarpar.) Bu kalıbım, bu zarfım, bu kafesimle ben. Onların hepsini bırakabilirim. Fakat şuurumu, bilmek, duymak, var olmak şuurumu bırakamam. Razıyım bir toz parçası olayım. İnsanlar üzerime basarak geçsin. Canım acısın, duyayım. Canımın acıdığını duyayım. Razıyım bir kertenkele olayım. Kızgın yaz günlerinde bir bahçe duvarına tırmanayım. Tırnaklarımı tuğlalara geçireyim. Yeşil ve ıslak sırtımı güneşe vereyim. Fakat güneşle sırtım arasındaki öpüşmeyi duyayım. Tuğlaların incecik zerrelerini sayayım. Kovuklardaki böceklerin, bir boru içinden bakar gibi bana baktıklarını göreyim ve düşüneyim. Razıyım bir nokta olayım. Fakat o noktaya bütün kâinat, bütün mevcudiyle dolsun. Ben yok olamam. Ağlarım, tepinirim, çatlarım, çıldırırım, ölürüm, fakat yok olamam. (Sükût, müzik.) Her şey benim olsun, vereyim, gökler, yıldızlar, gökteki samanyolu, ay, dünya vereyim. Fakat aklım bana kalsın! (Acı acı ulur) Aklım bana kalsın! Aklım!..”
Razı değilim Allahım! Yok olmaya, kalmamaya, gelmemiş olmaya, mevcut olmamaya razı değilim. Bu dünyada bırakamayacağım hiçbir şey yok. Ne deniz, ne ağaç, ne şehir, ne ev, ne kadın, ne de ben. Bu kalıbım, bu zarfım, bu kafesimle ben. Onların hepsini bırakabilirim. Fakat şuurumu, bilmek, duymak, var olmak şuurumu bırakamam. Razıyım bir toz parçası olayım. İnsanlar üzerime basarak geçsin. Canım acısın, duyayım. Canımın acıdığını duyayım. Razıyım bir kertenkele olayım. Kızgın yaz günlerinde bir bahçe duvarına tırmanayım. Tırnaklarımı tuğlalara geçireyim. Yeşil ve ıslak sırtımı güneşe vereyim. Fakat güneşle sırtım arasındaki öpüşmeyi duyayım. Tuğlaların incecik zerrelerini sayayım. Kovuklardaki böceklerin, bir boru içinden bakar gibi bana baktıklarını göreyim ve düşüneyim. Razıyım bir nokta olayım. Fakat o noktaya bütün kâinat, bütün mevcudiyle dolsun. Ben yok olamam. Ağlarım, tepinirim, çatlarım, çıldırırım, ölürüm, fakat yok olamam. Her seş benim olsun, vereyim, gökler, yıldızlar, gökteki samanyolu, ay, dünya vereyim. Fakat aklım bana kalsın! Aklım bana kalsın! Aklım!..
Çağ, Yok Oluş, Benlik, İslam, Roşa
_TARİH ÖNCESİ DEVİRLER_ _İnsanoğlunun ortaya çıkışıyla başlayıp, yazının icadına kadar geçen dönemdir. Taş ve Maden Devri olarak ikiye ayrılır. _1-Taş devri_ _a)- Eski Taş – Paleolitik devir: (M.Ö.2,5 milyon - M.Ö. 12.000) (avcı ve toplayıcı). Karain, Beldibi ve Belbaşı. Paleolitik Döneme ait ilk izlere İspanya’daki Altamira, Fransa’da Laskö
Reklam
Araları yeşil yosun bağlamış, iki bin yıldır gelip geçen bütün yıldızları seyretmiş, üstünden binlerce kertenkele geçmiş surun en kara taşı beni çağırıyordu, gel, gel hele otur, soluklan diyordu, bu öfke, bu çatık kaş, bu soluk çehre niçin diye soruyordu. Geri çevirmedim davetini. Bağdaş kurup oturdum kara yüzüne. Aşağılardan homurtu-inilti
Sayfa 31 - Kapalı HavaKitabı okudu
112 syf.
9/10 puan verdi
·
6 günde okudu
"Yol karışık, gece karanlıkça."
Yine bir Yaşar Kemal eseri ile karşınızdayım sevgili dostlar. Öykülerinden oluşan bu eser, Sarı sıcak adlı öykü kitabının içindeki eserlerden seçmeler olarak Yapı Kredi Yayınları tarafından oluşturulmuş bir kitaptır. Toplam 12 öyküden ve anlatılarından oluşmaktadır. Öykülerin her biri kendi içinde çok şey anlatıyordu. Özellikle "Sarı
Yolda
YoldaYaşar Kemal · Yapı Kredi Yayınları · 20191,732 okunma
razıyım bir kertenkele olayım. kızgın yaz günlerinde bir bahçe duvarına tırmanayım. tırnaklarımı tuğlalara geçireyim.yeşil ve ıslak sırtımı güneşe vereyim. fakat güneşle sırtım arasındaki öpüşmeyi duyayım.
Bir Adam Yaratmak
Bir Adam Yaratmak
253 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.