"Daha gençsin. Acılar yüzünden uykusuz kalmak için daha çok erken, korkma. Ama benim yaşıma gelince hayatta pişman olduğun şeyler varsa, sabahlara kadar yıldızları sayarak bekliyorsun. Sakın pişman olacağın bir şey yapma."
teninin kokusu, yeni kitapların kokusu
büyük bir sıfır ve arkasında da iki kokusu
bayram akşamları ve mutfak ve pişen adağın kokusu
damda, yatakta yıldızları saymak
yağmurun yağışı tuğla döşeli avluya
pestil kokusu, çikolata kokusu
O kadar ki gökyüzü artık daraltılmış bir alandı. Yıldızları saymak artık çok kolaydı. Çünkü kentler aydınlık ve yıldızlar öylesine azdı. Zeytin ağacı. İncir dalı. Gül yaprağı. Papatya tortusu. Toprak kokusu. Sardunya. Su. Uzak bir rüyaydı.
Dönüyor
dünyanın çarkı, bilginlerin hesaplarına aldırmadan... Yıldızları saymak boşuna! Tek gerçek var önünde:Öleceksin ve artık düş görmeyeceksin.!Mezar kurtlarını ve başıboş köpekleri besleyeceksin!..
_Tanrı, "Işık hızından daha hızlı gitmeyeceksiniz!" deseydi mesela. Halk da, bu buyruğun ne hakkında olduğunu bilmiyoruz ama tüm diğer buyruklar gibi ona da uyuyoruz mu diyecekti? Anlamadan körü körüne bir şeye bağlanmak bağnazlıktır. Gelecekte karşımıza Maxwell çıkar ve bizi manyetizma ve ışık hızı hakkında aydınlatır mı diyeceklerdi?
yıldızları şakırdatarak saymak
saymak nehirleri ıslak ellerle
bu yüz geçmez, çünkü ıslak
çünkü ne zaman bir rakam yuvarlansa
dağdan çığ olup düşüyor şehre
...
ne kadar çok ses var bu sokaklarda kısık
ne kadar çok kapı, yoruldu çıkmaktan