İlk defa bir kitabı okurken yaşanan olaylar örgüsünün ilmekleri arttığından kitaba dönüp dönüp benim aklımla oynama dedim.Fakat aklımla oynanmaya tabii ki devam edildi.Kitabın sonlarına doğru spoiler olmaması için vermediğim iki karakterin bedenleri yin ve yang sembolüne dönüşmüştü.Gerçekten iki kıvrımlı bedenin birleşmesinden oluşan bir yin ve yang sembolü.Semboldeki noktaları kafaları oluşturuyordu kıvrımlarıysa bedenleri.Siyahın içindeki beyaz ve beyazın içindeki siyah.İyiliğin içindeki kötülüğe karşı kötülüğün içinde iyilik.Melek ve şeytan iç içeydi yani.Bu kaotik zihin imgem sonrasında tersine dönmüştü ve kitap şaşırtmaya devam ediyordu.İnanılmaz akıcı ve heyecanlıydı her şey.En son belki de küçükken bu kadar heyecanlı kitap okumuştum gerçekten elimden bırakamıyordum ve bitsin diye bazen sinirleniyordum da.Bilim,din,felsefe,sanat,tarih ve illuminati kavramları çok tatlı bilgilerle kitaba yayılmış ve birbirlerine bağlantılarla kitabı oluşturuyordu.Bilim adına yapılan savunmalar ayrı,kilisenin diliyle,dini savunan açıklamalar ayrı sorgulatıcı ve güzeldi.Bu kitabı tek bir kavramla açıklayacak olsam “Düalite.” derdim.Melekler ve Şeytanlar,Mükemmel bir düalitenin dengesiydi.