Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Beyaz Geceler
-Göreceksiniz... Gerçi heyecanda yirmi dört saat yaşabilecek miyim, onu bile bilmiyorum. +İyi uyuyun; iyi geceler... ve unutmayın, artık güvenimi kazandınız. Az önce ne de güzel haykırdınız: Her duygunuzu, en dostça hisleri bile herhalde böyle dışavuruyorsunuz! Biliyor musunuz, hele biri öyle güzel bir ifadeydi ki, bende hemen size karşı güven doğurdu... -Tanrı aşkına, hangisi? Ne? +Yarına dek beklesin. Şimdilik sır olarak kalsın. Bu sizin için daha iyi; hem böylelikle daha romantik olur. Belki yarın söylerim, belki hiç söylemem... Daha konuşacaklarımız var, birbirimizi daha yakından tanıyacağız... dedi kalbinde başka bir adamı sevip yanında olan adama Nastyenka. Hayat ne kadar da dolambaçlı değil mi? Yol kenarından geçerken ağlayan bir kız görürsün ve konuşmak istersin. O gider ama yaşlı bir terbiyesiz ona sataşır. Onu kurtarırsınız ve arkadaş olursunuz. Her gün buluşup acı hayat hikayelerinizi paylaşırsınız. Ama hoşlandığınız kadının başkasına aşık olduğunu öğrenirsiniz. Yanınıza gelip konuştuğunda "Bana aşık olmadığına sevindim, senin yerinde kim olsaydı bana aşık olurdu" der. Daha sonra aşık olduğu adamı bulmasına yardım edersiniz ve tam ümitleriniz bitmiş yeni bir hikayeye başlayacakken adam çıkagelir. Hayatınızı tamamlayan gecelerinizi ışığıyla beyaz yapan kadın artık sizi bırakmıştır dostane bir sevgi ile...
Sayfa 14 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Medeniyet hastanesi ortopedi bölümü, eski ve karanlık koridoru, 6'şar kişilik odaları ile 2013 temmuz ayında tanıştık. Pansuman odasında bacağımdaki ateli açtıktan sonra, "bu bacağın işi bitmiş, mesele can meselesi emre, canın elden gidiyor" dediğinde hoca, duası kabul olmuş bir adamdım artık. Bir yıl evvel, bir dua; "Ya Rab! boyadığım bu tuvaller daha ne kadar oyalar beni bilinmez. Göreceğini gördü bu göz, artık duyacak ne bir söz, ne de düşülecek bir yol kaldı bu diyarda. Bilirim ki intihar topyekün yasak. gözümün kılcalı kadar kıymettar. Kıyamet; göğüsleri kesilmiş bir kadın heykeli altında beyaban halde bir mezar. Ya Rab! Bilmek istiyorum, sonsuz olanı sonlu bir bilgiyle bilmek ne mümkün! Uyandır beni bu rüyadan." "Canım elinde olan Allah'a yemin olsun" diyerek söze başlayan peygamber düşüyor şimdilerde aklıma dönüp bakınca o güne, -Canın elden gitmesi ne demektir öyleyse? Can kimin canı, el kimin eli?
Reklam
18. ve 19. yüzyılların tarih anlayışları arasın­ da temelli bir ayrım vardır. Romantikler, geçmişi geçmiş uğruna sev­mektedirler. Onlar için geçmiş, yalnızca bir olgu değil, aynı zamanda en yüksek ülkülerden biridir. Romantik düşüncenin en ayırdedici özelliklerinden bir tanesi, geçmişin ülküleştirilmesi ve tinselleştiril­mesidir
Yazarın Kısa Sonsözü
Uzun bir yolculuğa çıkmıştım. Bir gece kompartımanıma garip bir yolcu geldi öyle tuhaftı ki yaşını bir tahmin etmem olanaksızdı. Önce karşımda yaşlı bir dede oturuyor sandım. Sonra birde baktım ki aldanmışım, yolcu bu defa çok genç görünüyordu. Sonra tekrar bu görünüşün yanlış olduğu kanısına vardım. Her neyse, yol arkadaşım gece boyunca bana bu hikayeleri anlattı durdu. Bitirdiği zaman ikimizde bir süre sustuk. Sonra bu garip yolcu, bir cümle daha söyledi ve onu okurlarıma aynen aktarıyorum. “Ben size bütün bunları olup bitmiş gibi anlattım. Oysa gelecekte olacakmış gibi de anlatabilirdim. Benim için ikisi arasında büyük bir ayrım yok.”
Sayfa 299Kitabı okudu
Yolcu yolu ruhuna nakşeden kişidir, öyle ki yol bitmiş gibi göründükten sonra bile, döne döne o yolu yürür, ondan öğrenir. Dış alemde gördüklerimiz bizi iç alemi mizin keşfedilmedik mağaralarına götürmüyor, içimizin daha önce hiç bilemediğimiz sokaklarına bir ışık düşürmüyorsa, dış dünyaya attığımız adımlar içimizde yankılanmıyorsa, gitmek neye yarar?
Sandım ki yolculuğumun sonuna gelmişim Kıyısındaymışım sınırımın Önümdeki yol kapalıymış erzakım bitmiş Vakti gelmiş sığınacak yer bulmamın Sessiz karanlığın ortasında Derken keşfetmişim ki Arzun hala canlıymış Yorgun dilim eski sözcükleri unuttuğunda Yeni ezgiler filizleniyormuş yüreğimde Eski yolların bittiği yerde Yeni bir dünya çıkıyormuş ortaya Rabindranath Tagore
Reklam
Zaman zaman böyle olur: Sanki sizi bunaltmak, ezmek, yıldırmak, yıkmak için tüm dünya birleşip ruhunuzu param parça etmeye gelir. Yalnızlaşırsınız. Koskoca evrende tek başınıza kaldığınızı sanırsınız. Sizi dinleyen, dinlese bile sizi anlayan kimse kalmamıştır sanki. Sanki yüreğiniz kör bir kuyuya düşüp yitmiştir. Öylesine bitmiş, tükenmiş, incinmiş, yıkılmış hissedersiniz kendinizi. Umutlarınızdan kırıntı dahi kalmamış, enerjiniz tükenmiştir. O kadar ki, içinizden çırpınmak bile gelmez. Kurtulmak istemezsiniz. Sadece korktuğunuzu, ürktüğünüzü ve kaçmak, kurtulmak istediğinizi düşünürsünüz. Bu durumda sadece iki yol kalır karşınızda. Ya şartlara teslim olup çürüyeceksiniz ya da direnip o yıkılış anını dirilişe çevireceksiniz.
Sayfa 10 - Panama YayıncılıkKitabı okudu
Islak kirpikleriyle gece yarısından sonraki İstanbul’a dalgın dalgın baktı. Evet, büyük, güzel, çok güzel bir şehirdi İstanbul. Uçurum kenarlarında bitmiş göz alıcı çiçekler gibi. İnsanı kendine çekiyor, sonra da uçuruma yuvarlanışına sadece bakıyordu" 
Evrende hepimiz için çizilmiş bir yol, hazırlanmış bir hayat var. Ancak sırası gelip yaşadıkça öğreniyoruz n ve nasıl olduğunu. ‘Kadar’ dediğimiz bilinmeyen aslında ilahi bir güç tarafından çoktan yazılmış ve bitmiş bir kitap gibi. Biz, ancak kitabı okudukça hakkımızda yazılanları öğreniyoruz. Bunun yanı sıra her sayfada, satır aralarında karşımıza yeni seçimler çıkıyor. Karşılaştığımız her durum İçin ne yapabileceğimiz konusunda birden fazla ihtimal ve seçenekler söz konusu. Her birimiz kendi cesaretimize, düş gücümüze, tecrübemize, arzularımıza, geçmişten aldığımız uyarılarına ve genlerimizdeki küçük kıvılcımlara göre yapıyoruz bu seçimleri. ‘Kader’ dediğimiz de yine sonuçta bizim seçimimizle ama hazırlanmış seçeneklerden biriyle gerçekleşiyor ve yaşanıyor. Yapılan seçimlerin her biri de insanın o gününün, hatta anının şartlarına, isteklerine, direnme ve mücadele gücüne, kavgacılığına ve peşinde olduğu düşe bağlı.
Sayfa 301Kitabı okudu
Ey define aşkından mest olmuş kuş! Farzedelim ki bir define buldun. Kendini o definenin başında ölü bil; ömür bitmiş yol tükenmiştir.
524 öğeden 341 ile 350 arasındakiler gösteriliyor.