Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
''Ben niçin iyilik, güzellik, yücelik gibi şeyler konusundaki anlama gücüm arttıkça bataklığıma daha çok gömülüyordum?'' ( Yeraltından Notlar )
Satanistler, İslam, Hıristiyanlık ve Yahudilik gibi İlahi dinlerde emredilen sevgiye, şefkate, doğruluğa, dürüstlüğe, sevgiye dayanan; yalan söylemeyi, hırsızlığı, öldürmeyi, insanlara zarar vermeyi yasaklayan ahlaka tamamen karşıdırlar. Satanizm hak dinlerdeki tüm günahları işlemeyi sözde bir yücelik, bir tür üstünlük olarak görür, bu nedenle de taraftarlarını bu günahları işlemeye teşvik eder. Bu sapkın öğretiye göre asıl olan, kin, öfke, intikam gibi duygularda ve kötülükte sınır tanımaz olmaktır. Kuran'da şeytanın peşinden giden kişilerin durumu "... şeytan onu peşine takmıştı. O da sonunda azgınlardan olmuştu." (Araf Suresi, 175) şeklinde bildirilir. Diğer bir deyişle bu kişiler, şeytanla birlik olmanın sonucunda nefislerinin esiri olmuşlardır ve yaşamları her türlü aşırılık ve azgınlıkla doludur. Ayetlerde şeytanla ilişki içine giren insanların özellikleri şu şekilde haber verilir: Şeytanların kimlere inmekte olduklarını size haber vereyim mi? Onlar, 'gerçeği ters yüz eden,' günaha düşkün olan her yalancıya inerler. Bunlar (şeytanlara) kulak verirler ve çoğu yalan söylemektedirler. (Şuara Suresi, 221-223)
Reklam
Sensiz edemem. Bunu bir eksiklik sayanlar olabilir. Takmam kimseyi. Sensiz edemiyorsam bu bana ancak yücelik, haysiyet verir. Dünyaya geldiğime pişman değilem! Seni tanıdım çünkü.
Yücelik dolu iri siyah gözleri, insanın içine çekingenlik salıyor.
Sayfa 105Kitabı okudu
Ey Rabbim! Alimlerimize sorumluluk,müminlerimize aydınlık, aydınlarımıza iman, tutucularımıza anlayış, anlamışlarımıza tutuculuk, uyumuşlarımıza uyanıklık, uyanıklarımıza irade, dindarlarımıza din, şairlerimize şuur, araştırmacılarımıza hedef, umutsuzlarımıza umut, zayıflarımıza güç, oturmuşlarımıza kıyam, donup kalmışlarımıza hareket, ölülerimize hayat, körlerimize görüş, suskunlarımıza feryat, küfürbazlarımıza edep, halkımıza özbilinç ve izzet bağışla. Allahım! Bana yenilgide çabalama, umutsuzlukta sabretme, yoldaşsız yürüme, silahsız savaşma, ödülsüz çalışma, dünyasız din, isimsiz yücelik, ekmeksiz hizmet, riyasız iman, gösterişsiz iyilik, hevessiz aşk ve halkın kalabalığı arasında yalnızlık nasip et.
Ali Şeriati'nin Duası Ey Rabbim! Alimlerimize sorumluluk, müminlerimize aydınlık, aydınlarımıza iman, tutucularımıza anlayış, anlamışlarımıza tutuculuk, uyumuşlarımıza uyanıklık, uyanıklarımıza irade,
Reklam
Çok okudum, yalnız bütün hayatımı değiştiren kitabı değil başka kitapları da. Okurken ama, kırık hayatıma derin bir anlam vermeye, bir teselli aramaya, hatta hüznün güzel ve saygıdeğer yanını aramaya kalkışmadım hiç. Çehov’a, o yetenekli, veremli ve alçakgönüllü Rus’a sevgi ve hayranlıktan başka ne duyabilir insan. Ama boşa gitmiş kırık ve kederli hayatlarını Çehovcu denen bir duyarlılıkla estetikleştiren, hayatlarının sefaletinden böbürlene böbürlene bir güzellik, bir yücelik duygusu alan okurlar için üzülür, bu okurların teselli ihtiyacını karşılamayı bir kariyere dönüştüren işbilir yazarlardan da nefret ederim. Bu yüzden pek çok çağdaş romanı ve hikayeyi bitirmeden yarıda bıraktım. Ah, atıyla konuşarak yalnızlıktan kurtulmaya çalışan kederli adam. Vah, sevgisini durup durup suladığı saksıdaki çiçeklere veren içi geçmiş beyzade. Vay, eski eşyalar arasında hiçbir zaman gelmeyecek, ne bileyim bir mektubu, eski bir sevgiliyi ya da anlayışsız kızını bekleyen hassas adam. Bize durmadan yaralarını ve acılarını teşhir eden bu kahramanları Çehov’dan kabalaştırarak araklayıp başka coğrafyalar ve iklimlerde bize sunan yazarlar da aslında ağız birliğiyle şunu demek isterler: Bakın, bize, acılarımıza ve yaralarımıza bakın; biz ne kadar hassas, ne kadar ince, ne kadar da özeliz! Acılar bizi sizlerden çok daha ince ve duyarlı kıldı. Siz de bizim gibi olmak, sefaletinizi bir zafere, hatta bir üstünlük duygusuna çevirmek istiyorsunuz değil mi? Öyleyse inanın bize, bizim acılarımızın hayatın sıradan hazlarından daha zevkli olduğuna inanın yeter.
Sayfa 226Kitabı okudu
320 syf.
8/10 puan verdi
Hakkında iyi kötü bir fikre sahip olduğumu düşündüğüm John Green'in bu romanını incelemeden, araştırmadan tamamen kitapsızlık sürecimde karambolde elime aldım. (Laf aramızda tembelliğimin boyutu o dereceydi ki kitabın aşk romanı olduğuna da kendi kendime kanaat getirip bir süre de o bekleyişle okudum durdum. Sanki adam mütemadiyen aşk romanı
Alaska'nın Peşinde
Alaska'nın PeşindeJohn Green · Pegasus Yayıncılık · 20124,303 okunma
Niçin ben iyilik, güzellik yücelik gibi şeyler konusunda ki anlam gücüm arttıkça bataklığıma daha çok gömülüyor ve boğulacak duruma geliyordum?
Ateşlik görürüm güzellik dolu dünyayı sensiz. Ey gonca! Cehennem sanırım cenneti ben. İsa gibi kudsiyetler ile göğe çekilsem, Bayağı görürüm yücelik alemini sensiz... 25 TEMMUZ 1905 SALI
https://www.facebook.com/TarihtarihSayfasi?fref=nf
Reklam
Paranın görev icabı harcanması gereken yere harcanması, bir yücelik olarak görülmemelidir. -Cicero
İlk insan, soğumuş lav kayaların üstüne çıkıp çevresine bakınca, kendisine göre değerlendirdiği iki şey gördü: kendisinden aşağıda olanlar, kendisinden yukarı olanlar.. Kendisinden aşağıda olanlara aldırmadı ama kendisinden yukarıda olanlardan ölesiye korktu. Uçsuz bucaksız bir doğanın ortasında ne kadar yalnızdı. Gökler gürlüyor, şimşekler çakıyor, yıldırımlar düşüyor, kendisinden çok güçlü hayvanlar saldırıp parçaliyordu. Kendisinden yukarıda olanların en üstünde gök vardı. Artık yüzyıllar boyunca korkacakti bu gökten, saygı duyacakti bu göğe. Öylesine bir korku öylesine bir saygıydi ki bu, gelecek kuşakların en akıllılari bile kendilerini bundan kurtaramayacaklardi. Milyonlarca yıl yücelik, tanrılık, güçlülük ölçüsünü mavi ellerinde tutacaktı gök. Gök, ona bağırıyor, parmağını sallıyor ; onu boğmak için sağanaklarini, onu yakmak için yıldırımlarini gönderiyordu. Ona yalvarır, ona tapar, yaltaklanirsa korurdu da.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.