Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Yusuf özey

Yusuf özey
@yusuff_3313
"Hayatımı mahvettim, üstelik bunu yaparken aklım başımdaydı."
Reklam
"Hatıraların tümü acı verir; bazıları yaşandığı için bazıları bir daha asla yasanamayacağı için..."

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Kütüphane dışarıdan kaçıp uygarlığa sığındığı bir yer gibiydi.
"Ne ilginç değil mi? Sizi asla unutmam hocam diyor, ama görünce tanımıyor. Sanırım, aklın hatırlamasıyla, gönlün hatırlaması aynı değil."
Reklam
Bir ülkenin ekonomik gelişmişlik seviyesi ya da demokratik tecrübesi ne olursa olsun "korku", maharetli politikacıların elinde güçlü bir politik silaha dönüşebiliyor.
Sayfa 152Kitabı okudu
... sağ ve sol dünya görüşleri iki farklı aile metaforuyla dünyaya bakar. Solcular Dayanışmacı Aile (the Nurturan Family), sağcılar ise Otoriter Baba ister.
Sayfa 148Kitabı okudu
...memlekette eğitimden ekonomiye onca derdimiz arasında beni en çok kaygılandıran mesele umut kırıklığı. Hayalini yitiren ülkeden hiç kimseye hayır gelmez.
Ölümlerin bu kadar kanıksandığı bir iklimde yaşamak giderek zorlaşıyor. Unutmak bir seçenek, alışmak da. Ama şu da bir gerçek:Hesabı sorulmayan her ölüm, bir sonraki felakete teşvik olarak yansıyor.
Nüfusumuzun yarısı 30 yaşın altında. Yani öğrenme çağında. Türkiye eğer bu genç kuşağa dünyayla rekabet edecek becerileri kazandırmaz ise, korkarım çocuklarımız başka milletlerin amelesi olmaya mecbur kalacak.
Sayfa 183Kitabı okudu
Reklam
Ya eğitim sistemimizi verilerden yola çıkarak tekrar dizayn edeceğiz ya da çocuklarımızı sürekli aşağıladığımız memleketlere "ucuz eleman" olarak yetiştireceğiz. Tercih bizim!
Sayfa 182Kitabı okudu
Kendimiz için değil, çocuklarımız için, günlük politik kamplaşmaların ötesine geçmek zorundayız.
Hukukun üstün olduğu ülkelerde yurttaşlar birikimlerini tapu güvencesine hapsetmek zorunda değil çünkü bu ülkelerde devlet keyfi uygulamalarla ekonomik alana müdahale etmiyor. Hukuk üstünlüğü yerleşmeyen ülkelerde ise parayı güvence altına almanın yolu inşaata yatırım.
Cebinizdeki paranın üzerinde ne yazdığı değil, o paranın piyasada neyi satın alabileceği önemlidir.
Bu ne biçim dünya yahu? Millet aya çıkıyor ve dünyanın çevresinde lamba görmüş tatarcık misali fırıl fırıl dönüyor, ama yeryüzünde artık kanuna ve nizama aldıran yok.
Seni bir makine biçimine sokmuşlar. Seçme hakkını elinden almışlar. Toplumun kabullendiği davranış türlerine boyun eğmek zorundasın. Seçme hakkına sahip olmayan kişi kişiliğini yitirmiş demektir.
Reklam
Yetişkinlerin savaştığı, bombalar attığı, birbirini kesip doğradığı, acımasızlığın kol gezdiği bir dünyada gençlerin yurtsever, dine bağlı, uslu, terbiyeli olmaları söz konusu değildir.
1842'de doğan İkinci Abdülhamid, Sultan Abdülmecid'in sayıları bugün de tam olarak bilinmeyen oğullarından biriydi. 1876-1908 yılları arasında 33 yıl süren iktidarında bugün söylenenlerin tersine, büyük toprak kayıpları oldu. Sırbistan, Karadağ, Romanya, Kıbrıs, Mısır ve Tunus olmak üzere 1 milyon 592 bin 806 kilometrekare toprak elden çıktı. Abdülhamid zamanında kaybedilen toprakların yüzölçümü, Balkan ve Birinci Dünya Savaşları'nda kaybedilen toprakların yüzölçümünden daha fazlaydı. Bugünkü Türkiye'nin yaklaşık iki katı. İmparatorluğun Avrupa'daki Müslüman nüfusu da yarı yarıya azalmıştı. Fazla toprak kaybetti ama başarılı olduğu alanlar da vardı. Mesela, Abdülhamid'in 16 eşi vardı. Hükümdarlığı sırasında, borsa ve diğer yatırım alanlarında memleketin en başarılı iş adamlarından biriydi.
Times gazetesi, Mustafa Kemal'in gelişini şöyle yazar: "Bütün dünyanın kuvvetine karşı ulusal bir hareket yaratmak... Ne çocukça bir hayal..."
Karıncanın hayatta kalması için olmazsa olmaz koşul işini yapmaktan geçer. İnsanlar içinse var olma şartı öğrenmektir.
Sayfa 184Kitabı okudu
Reklam
Kafirlik kavramı, müşriklerin bir özelliği olarak Kur'an'da tanımlanmıştır. Kafirler zannedildiği gibi dinsizler değiller. Kur'an'daki Kafirun Suresi'ne göre, tam tersine, kafirlerin dini vardır, fakat buna rağmen Tanrı'dan başkalarına kölelik yapılmasını ısrarla savunurlar. Onlar hem müşrik hem de dincidir. (Kafirliğin kelime anlamı gerçeği gizlemektir. Sansür, karalama ve gerçeği olduğundan farklı gösterme gibi kavramlar,"küfr" (kafirlik) kelimesinin tanımına dahildir.
Bilgisizlik insanları köleliğe sürükler. Ne tezattır ki insanları köleleştirmenin en etkili yollarından biri dini kullanmak olmuştur hep. Söz konusu "din" olduğunda, insanların çoğu aklını devre dışı bırakır ve ilahi hakikatlere karşı kör olur. Statüko bunu iyi analiz ettiği için, hükümdarlıkların propagandasına malzeme edilen kavramlar olmuştur.
Okumadığı kitaplara inanan toplumlar, ruhbanlar tarafından köleleştirilmeye mahkumdur.
Devlet, topluma hizmet etmekle görevli bir kurumlar şebekesidir. İdeal bir düzende ,bu kurumların idarecileri, sadece o kurumların idarecileridir; halkın idarecisi değillerdir. Görevleri halka hizmet etmektir; hükmetmek asla olmamalıdır.
Fakat bir kişi veya topluluk, diğer bir kişi veya topluluğun insafına bırakılamaz. İnsanın insana tahakkümü adil değildir.
"İki ülkede de ülkeyi yönetenlerin bir eli yağda bir eli baldaydı ve bunun bu şekilde ilelebet sorunsuzca süreceği fikri hakimdi."
Sayfa 3
Reklam
Kurtulursak, ay ışığında açan aygül çiçekleri gibi yaşama tutunacaktık...Kurtulursak, yaralarımızı sevgiyle saracaktık...Kurtulursak, yeniden doğacaktık...Kurtulursak, geçmişi kör kuyularda hapsedip yeniden var olacaktık...Kurtulursak, acıları kor ateşlerde dağlayıp geleceğe odaklanacaktık...Kurtulursak, özgürlük güneşinin ışığında parlayacaktık...
Sayfa 57 - Destek YayınlarıKitabı okudu
Dünya "insan olmak" olgusunu tartışırken, onlar "insan kalabilmek" mücadelesi veriyor oysa!
Sayfa 16 - Destek YayınlarıKitabı okudu