"Hadisin rivayetlerinde var ki: Cenâb-ı Hak nefse demiş ki: "Ben neyim, sen nesin?" Nefis demiş: "Ben benim, sen sensin" Azab vermiş, cehenneme atmış, yine sormuş. Yine demiş: "ENE ENE; ENTE ENTE". Hangi nevi azabı vermiş, enâniyetten vazgeçmemiş. Sonra açlık ile azab vermiş. Yani aç bırakmış. Yine sormuş:
Dağıtamıyor karanlığı özlemim bile
Ey ak bulutların yansıması sen yoksun artık!
Geri gelmiyor yaşantı ölümden sonra.
Hiç boşalmış göller döner mi geriye?
Küçük gümüşten derelerdin sen, akıp gittin!
İnce ince. Yitirdim seni.
Daldırdım ellerimi gölgeni tutamadım. Bırakmadın yüzünü sularda bile.
Sen ışığıydın ülkemin, zakkum rengi...
Kat kat oldum artık az giden uz giden...
Çorak topraklarımı götürdün ey yağmur!
Oysa bir demet kır çiçeğiydin sevgiden
Pençe pençe dökülüp hava fişeklerinde.
Umut tarlasıydın saçılmış gökyüzünde
Titreşen başakların vardı yıldızlardan.
Güneş bir tırpandı, biçti hepsini
Denizler eriyip çöktü tekliğimizden
Bulamadım yüzünü düşlerde bile.
Bütün ŞiirleriCahit Külebi · Bilgi Yayınevi · 2006753 okunma
"Hic yaptiğin bir șeyden pișman oldugun olur mu?"
Yüzündeki ifade aciydi. "Bana pișmanliği soruyorsun? Sana bir iki șey söyleyeyim, sevgilim. Pișmanligin sonu yoktur. Bizi buraya getiren zincirin bașini bulamazsin. Zincirin bütününden ve aradaki havadan mi, yoksa sanki ayirabilecek mișsin gibi tek tek halkalardan mi pișmanlik duymalisin? Sonu kötü biten bir bașlangictan mi, yoksa sadece sondan mi pișmanlik duyulur? Bu soru üzerinde tahmin edebileceginden çok daha fazla düșündüm ben. "
Gitmek istiyordum gitme diyordun
Beni karanlığa itme diyordun
Eşkiya kalbime hükmediyordun
Herkesten farkındım sen bilmiyordunSen beni üzüyor incitiyordun
Ben sana kırgındım sen bilmiyordun
Kalbimi kırıyor acıtıyordun
Ben sana dargındım sen bilmiyordunSen benim uykumu kahreden korkum
Sen zehir zemberek sen zehir zakkum
Sen benim cezamdın ben sana mahkum
Ben sana sürgündüm sen bilmiyordunSen yangın çıkarır ben söndürürdüm
Sevmesem dünyanı ters döndürürdüm
Seni sürüm sürüm süründürürdüm
Ben senin korkundum sen bilmiyordunSen bana günahtın sen bana yasak
Helale uzaktı düştüğüm tuzak
Ben sana tutkundum ben sana tutsak
Ben sana sürgündüm sen bilmiyordunBir yavuz hırsızdın dikleniyordun
Sustukça sabrıma yükleniyordun
Sen hiç beklemiyor bekleniyordun
Ben sana yorgundum sen bilmiyordunSen benim uykumu kahreden korkum
Sen zehir zemberek sen zehir zakkum
Sen benim cezamdın ben sana mahkum
Ben sana sürgündüm sen bilmiyordun