I. Selim veya bilinen adıyla Yavuz Sultan Selim (d. 10 Ekim 1470 - ö. 22 Eylül 1520), Osmanlı İmparatorluğu'nun 9. padişahı ve 88. İslam hâlifesidir. "Hâdimü'l-Haremeyni'ş-Şerîfeyn" (iki kutsal caminin hizmetkârı) unvanına ve divan edebiyatındaki "Selîmî" mahlasına sahiptir.
I. İsmail, bilinen adıyla Şah İsmail
Bedriye Atsız tutuklandığı sırada oğulları Yağmur 4,5 yaşındadır. Yağmur Atsız olayı şöyle anlatır: "Eğer 1944 Tevkiyfâtında sivil polisler Annemi de götürdükten sonra o ikindi, ben dörtbuçuk yaşında bir çocuk olarak evde kaldığım zaman 'İkinci Annem' Fevziye Abla gelip beni yanına almasaydı kim bilir ne olurdum. Evet, Sevgili ve Rahmetli Emekdârımız Fatma Kadın, diğer komşularımızdan Sıdıka Hanım ve daha hayal-meyal ancak hatırlayabildiğim muhtelif komşu hanımlar da benimle ilgilenmişlerdi ama alıp evine götüren Fevziye Abla olmuşdur." Yağmur Atsız'ın "İkinci Annem" dediği kişi, komşuları Fevziye Oran Hanım'dır (2005: 202).
Bana hayvanlarla ilgili kitap önerisi yapın, pls. Çocuk kitabı olması öncelikli. Değişik, kıyıda köşede kalmış, ismi daha önce hiç duyulmamış hayvanlar olması önemli. Yeğenime alıcam ve her türlü garip hayvanı biliyor. Zombi kurdu gibi mesela. Bana söylediğinde inanmamıştım öyle bir hayvan olduğuna, sonrasında unutmayıp, annesi aracılığıyla bana haddimi bildirdi. Hem ona hem geline rezil oldum🥺 Hikaye kitabı da olur, okumayı bilmiyor ve bana muhtaç olmasını istiyorum:)) Ama güzel, resimli falan olsun, beğenmediği zaman "üzgünüm ama bu benim işime yaramaz" falan diyor. Doğum günü partisinde bebelere bir daha rezil olmak istemiyorum
Merhabalar, çok ödül almış bir kitap önerisi ile geldim bugün sizlere.
Evrenin yutan çocuk, iki kardeşin; Eli ve abisi August'un duygusal, travmatik ve mistik hayatlarının hikayesi.
Eli, insanlarla iyi ilişkiler kurmaya çalışan, bardağa her zaman dolu tarafından bakmaya özen gösteren iyimser bir çocuktur. Abisi August ise çocukluğunda yaşadığı travmatik bir olay yüzünden kendi isteğiyle konuşmamayı tercih eden bir çocuktur. August'u anlayabilen tek kişi ise kardeşi Eli'dir. Aralarındaki iletişim aracı ise August'un işaret parmağıdır. August işaret parmağıyla havaya birşeyler yazar çizer ve bunu anlayabilen tek kişi kardeşi Eli'dir.
Bu çocuklar parçalanmış bir ailede büyümüş, anneleri uyuşturucu bağımlısı, üvey babaları ise bir uyuşturucu satıcısıdır. Çocukların bakıcılığını ise hapishaneden kaçmış bir suçlu üstlenmektedir.
Pek çok kötü anıyla büyüyen Eli'nin iyiliği bulmaya dair verdiği mücadeleyi, karşısına çıkan engelleri aşılabilir kılmaya çalışmasını, zaman zaman düşmesini sonra yeniden kalkarak güçlü bir şekilde yoluna devam etmesini, rüyalarda görülebilecek kadar güzel bir aşka tutulmasını heyecanla okudum.
Sizlerin de keyifle okuyacağını düşündüğüm bu kitabı gönül rahatlığıyla tavsiye ederim
Keyifli Okumalar..
Bir çocuk dünyaya geldiği zaman, ebeveynlerinden en çok ihtiyaç duyduğu şey sevgidir; yani şefkat, dikkat, ilgi, korunma, dostluk ve iletişim kurma isteğidir.
Yahudi inancına göre: Sadece ve sadece Yahudi bir anneden doğan Yahudi olur. Yahudiler anneyi tarla kabul ediyor. “Ürün tarlada yetişir, onun için sadece Yahudi anneden doğan çocuk Yahudi olur!” diyorlar.
Baba Yahudi olsa anne Yahudi olmasa o Yahudi olarak kabul edilmiyor. Yahudi anneden olmayan bütün insanlara ise “Goyim” diyorlar.
Yahudi
Annesi o hafta içinde bir gece sabaha karşı öldü. Ölmeden evvel oğlundan su istemiş, sonra ona bir şeyler söylemeğe çalışmış; fakat bir türlü muvaffak olamamış, sonra yüzü birdenbire sapsarı kesilmiş, gözleri kaymış, dudakları bir iki defa titredikten sonra kaskatı kesilmişti. Mümtaz'ın hafızası bu son anı olduğu gibi tespit etmişti.
Bu ölümün arkadaşında da bir türlü dolduramadığı uzun bir boşluk vardır. Belki de çocuk bu sıkıntı günlerini hatırlamamağa çalışa çalışa zihninde bu zaman boşluğunu kendisi yaratmıştı.
'Ey İnsanlar!'
Sözümü iyi dinleyiniz!
Bilmiyorum, belki bu seneden sonra sizinle burada bir daha buluşamayız.
'İnsanlar!'
Bu günleriniz nasıl mukaddes bir gün ise bu aylarınız nasıl mukaddes ay ise bu şehriniz (Mekke) nasıl bir mübarek şehir ise canlarınız, mallarınız, namuslarınızda mukaddestir, her türlü tecavüzden
Yıl 1516.
Aylardan Kasım.
Osmanlı-Bosna Eyaleti`nde Hıristiyan çocukları ailelerinden zorla alan yeniçeriler, çocukları İstanbul`a götürmek üzere yola koyulurlar.
***********
Ailelerinden koparılan çocuklardan biri, Şahinoğlu Köyü’nden 10 yasında, esmer bir çocuktur. Osmanlı, Bayıca adlı çocuğa Mehmet adını verir. Yıllar geçer ve o esmer çocuk
Winnicotťa göre çocuğa ait bu tür "kötü" davranışlar, çocuğun anne-babaya dair hâlâ bir umudu olduğunun göstergesidir. Çocuk -ya da yetişkin- o umutla iyi anne-babayı aramaktadır. Her zaman "iyi" davranan çocuk ise, artık o umudunu kaybetmiştir...
Ah! Müzeyyen.. Hikayenin tümü seninle var oluyor sürekli seni anıyor, seninle yaşıyor resmen.. Kaybettiği ise bir ömür ve ardında kalan güzel anılar.
Mahallelinin en sevdiği kişiydi Müzeyyen memleketinden üniversite okumak için gelmiş, aklı ve becerisiyle de herkesin gönlünü kazanmıştı özellikle indiği otobüsten delinmiş biletlerini verdiği