Her konuda tespit, teşhiş ve tanımlama ortaya koyan; tedavi esas ve usülünü belirleyen kitap.
Olumlu bir eleştiri gibi görünse de aksine ve kendi adıma olumsuz bir eleştiri olarak bunu sunabilirim.
Kitaba konu olan kavramların mecaziyeti bir yana yapılan tespitlerin netliği beni ikna etmedi. Çünkü mecazi, soyut şeyler için fazla somut tespitler yapmak bana göre Kutsal Kitaplara ve Peygamberlere mahsustur.
"Bu böyledir, öyle yapılırsa şöyle olur." vari bir yaklaşım.
Ayrıca bazı değerlendirmeleri rahatsız edici geldi.
Dinler arası yaklaşımı ve Peygamberleri sıfatsız, ön isimsiz kullanması da değişik geldi. Sokrates, Gandi, İsa ve Muhammed gibi sıralamayı garipsiyorum. Yazar burada evrensel bir dil yakalamaya çalışmış olabilir fakat kitabın bir yerinde yaptığı alıntıda özetle 'tarafsızlık değil taraflı ama dürüst olma' düstürunu savunması da çelişki olarak kalıyor. Keşke buradaki denkliği Sokrates'i hazret yaparak sağlasaydı daha evla olurdu.
Korku temalı ahlâk anlayışını değersizleştirmesi de garipsediğim bir başka nokta oldu. Acaba diyorum müellifin yaşadığı dönem ahlâk bolluğu vardı da o yüzden mi seçici davranıyor. Yani biz ahlâk kıtlığı çekiyoruz. Ahlâklı olsun da o ahlâka nasıl ulaşırsa ulaşsın diyerek ahlâklı olmayı başlı başına yüksek buluyoruz. Belki de bu sebeple garipsemiş olabilirim.
Her neyse çok uzatmayacağım. Zor ve zoraki tamamladığım bir kitaptı..
Müellifimize emeklereki için teşekkür ederiz. Mekanı cennet olsun.