1. Biz kadınlar ‘bayan’ DEĞİLİZ! Hitap biçimi ‘hanımefendi’ cinsiyet ise ‘KADIN’dır. ‘Bayan’ demek kabalıktır. Buna dikkat edelim bu konuda çok hassasımdır!
2. Gereksizce “kadın-kız” ayrımı YAPMAYIN!
3. Kadınlarla nasıl konuşulacağını bilmiyorsanız KAPAYIN ÇENENİZİ!
4. Kadına şiddete, tecavüze SESSİZ KALMAYIN!
5. Kadın cinayetlerinin önüne geçebilmeye çalışırsanız gerçekten bunu başarabileceğimizi unutmayın ve SESİNİZİ DUYURUN!
6. Erkekleri kadınlardan üstün tutmaktan vazgeçin artık! Kendini kadınlardan üstün sayan adam görünümlü mahluklar bir kadınla kıyaslanılamayacak kadar gereksiz ve iğrenç yaratıklar olduğunu bilmeliler!
7. “O kadınsa erkeğin dediğini yapmak zorunda” algısını silelim artık! HİÇBİR KADIN HİÇBİR ERKEĞİN DEDİĞİNİ VE İSTEDİĞİNİ YAPMAK ZORUNDA DEĞİL!!!
8. “O kadın; gece dışarı çıkamaz! O kadın; onu bunu giyemez! O kadın; hakkını arayamaz!” bu gibi düşüncelerden kurtulun artık! Bu düşüncelerden kurtulduğunuz zaman biz kadınları da kurtarırsınız; her gece korkuyla uyumaktan, dışarıya korkuyla çıkmaktan, her an her saniye her tehlikeye hazırlıklı olma zorunluluğundan,......!
BİR KADININ KORUNMAYA İHTİYACI YOK! HAKLARININ KORUNMASINA İHTİYACI VAR VE ELİNDEN ALMADIĞINIZ MÜDDETÇE O HAKLARI KORUMANIZA DA GEREK KALMAZ!
Biz kadınlar neden biomuza erkekler bizi rahatsız etmesin diye “sevdiğimiz insanla ilgili bir şey yazmak veya mesajlara dönmüyorum” diye bildirmek zorundayız. Bildirsek bile veya sevdiğimiz olduğunu bilseler bile yine rahatsız edenler var bunlarıda biliyorum. Neden her uygulamada biriyle iletişime geçmek istiyorsunuz. Bu konu erkekler içinde geçerli tabi ki onlarda bazı kadınların mesaj atmalarından rahatsız olabilir. Bu uygulamayı sohbet için kullanmıyorum yüz kere, bin kere bunu vurguladım. Neden hala üsteliyorsunuz. Yani biz kadınlar sizlere cevap vermek zorunda değiliz ki sonradan da hakaret içerikli mesaj yazıyorsunuz ki o mesajların hepsi Cimer’e gider bana gelenlerin haberiniz olsun. Artık kadınlar akıllandı. Kendini ezdirmeyen, hakkını arayan, bir yerlere tek başına ulaşan kadınlarla doldu etraf ki sayımız iyice artması tarafındayım. Sizler de artık bunun farkına varmalısınız. Umarım bir gün öğrenirsiniz rahatsız etmemeyi, kendinizle iletişime geçilmeyince insan kalmayı... Bu tarz davranan insanlara karşı bu sözlerim bunun altını çiziyorum
Öncelikle, zamanında babamın kitaplığından aşırıp kendi kitaplığıma dahil ettiğim, lakin yıllar boyunca tozunu almak dışında başka bir ilişki kurmadığım bu değerli eseri, bir etkinlik marifetiyle elime alıp okumamı sağlayan değerli okur dostlarım
⭕ Oğuz Atay adına Sahte Alıntılar derlemesi❗
Not: Alıntıları toplayan ben değilim, alıntıları derleyen kişiler, bizzat araştırma sonucu derlemiştir. Ben sadece teyit amaçlı, bir faydası dokunur umuduyla paylaşıyorum.
Ulaşmayı kolaylaştırmak açısından bio'ma da sabitleyeceğim...
____________________________________
Biliyor musun
Nermin Yıldırım’ın ifadesiyle bu roman, “Masumiyetin katledildiği bir coğrafyada süren sancılı bir ‘adalet’ arayışının hikâyesidir.” Bu minvalden hareketle
Hepimizin okuduğu, izlediği, en azından repliklerine hakim olduğu eser...
Bihterin babası yaşında ki Adnan ile evlenmesi, fakat Adnan'ı oğlum dediği Behlül ile aldatması...
Peki gerçekten böyle mi?
Benim gözümde her zaman Behlül daha fazla suçluydu, ama böyle derin işlenmiş bir romanda suçu tek bir kişiye yüklemek saçmalık olur.
Adnan, kızı yaşındaki bir kadınla evlendi. Bihter'i hiç aileden biriymiş gibi hissettirmedi.
Ki final bölümüne dikkat ederseniz, ”Sen benim oğlumdun” dedi Behlül'e, dönüp yerde kanlar içinde ki Bihter'e bakmadı bile.
Nihal, Kardeş gibi büyüdükleri Behlül'e aşık oldu "gerçek kuzen değiliz" bahanesinin arkasına sığındı.
Firdevs, Hırsı ve para gözlülüğü ile herkesle oynayabileceğini zannetti, ama elinde sandığı ipler boynuna dolandı.
Bihter ve Behlül.... Bihter aslında Adnan'ı babasının eksikliğini tamamlamak için sevdi. Yani ikisi de babası gibi sevdikleri birine ihanet ettiler.
Behlül de kardeşi gibi gördüğü Nihal ile, sırf amcasının imkanlarından yararlanabilmek için birlikte oldu.
Eh bu karmaşa da ne mi oldu?
Bu hikayede yanan Bihter oldu.
Her acısında "Sen Bihter Ziyagil'sin" diyip güçlü kalmak zorunda bırakılan Bihter'in mezar taşında Bihter Yöreoğlu yazdı...
Aslında herkesin hayatından geçen bencil, cesaretsiz bir Behlül vardır. Bizi öldüren kendi yaşayan.
Ve, Bihter aşkından kendisini öldürecek cesur, Behlül mezarının başında seni seviyorum diyemeyecek kadar korkaktı...
Bihter ölür, Behlül kaçar...
Aşk-ı MemnuHalid Ziya Uşaklıgil · Alter Yayınları · 201618bin okunma
"Bizim kalemimizin yönünü, hayatımız çizmiştir ; ondan böyle acı, keskin, buruk, gözyaşlı ; hatta gülmecemiz bile..." Aziz Nesin'in Anıları(S.239)
Sürgünün anıları, birkaç aydır kah Ulucami yakınından geçerken(bkz.Hafız Aziz anısı) göz kırpıyor, kah gecenin bir saatinde dar sokaklarda sessizce yürürken " Hülasa bu koskoca Bursa
Mı acaba? Bu cümle bana, genellikle düşük zevklere sahip olan ve bu düşük zevklere bile kendi çabalarıyla ulaşamamış, daha doğmadan zevkleri, renkleri, fikirleri ve hatta bunlara getirilecek herhangi bir eleştiride ileri süreceği argüman ve cümleleri aşağı yukarı belli olan kişilerin, son çare olarak ileri sürdüğü ve konuyu kendi lehlerine