Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
kronoloji/insanlık tarihindeki bazı önemli olaylar
MÖ Beş Milyon: Bilinen en eski insan benzeri maymun cinsi olan Australopithe- cus Afrika'da ortaya çıktı. MÖ İki Milyon: Homo habilis ve dişisi ellerini kullanarak yonttukları taşlarla aletler yapıyordu ve hâlâ Afrika'dan çıkmamışlardı. MÖ 1,5 Milyon: Meşaleyi homo erectus ve femina erecta devraldı. Gerçekten de ateşi keşfeden ilk
Sayfa 179 - selKitabı okuyor
Sosyal Etki ve Erkek Bedeni: Peki ya çekici erkek bedeniyle ilgili kültürel tanımlar? Bu tanımlar da zamanla değişmiş midir? Erkekler de mükemmel görünümlü bedenlere sahip olmak için normatif uymacı davranışlar sergiler mi? Son zamanlara kadar bu sorular pek fazla araştırılmamıştı, ancak son on yıl içerisinde düzenlenen araştırmalar erkek
Sayfa 455Kitabı okudu
Reklam
Bilgilendirici sosyal etki mekanizması yoluyla kadınlar kültürlerinde belirli bir dönemde hangi beden türünün çekici kabul edildiğini öğrenirler. Kadınlar çekici bedenin ne olduğunu (ve diğer bedenlerle nasıl karşılaştıracaklarını) aile, arkadaş çevresi ve medyadan öğrenirler. İdeal kadın bedeninin zayıf olduğu mesajı bütün basın yayın
Sayfa 454Kitabı okudu
Tatar muhalefetinin Türkiye'deki faaliyetleri
1990'lı yıllar başında Tataristan Yüksek Sovyet'i (parlamentosu) üyesi olan siyasetçi, yazar Fevziye Bayramova keskin muhalefeti ile tanınan bir şahıstır. Çeşitli kereler mahkemeye de verilmiştir. Fazla rağbet edilmeyen "Milli Meclis' adlı sivil toplum örgütünün başkanıdır. Defalarca uyarılışmış, mahkemelere düşmüş, hatta
Direniş gibi çok kutsal ve kahramanlık yaratan bir duruş ile ihanet gibi bir çirkinlik ülkemizde yan yana yaşanıyor. Halk kesimleri de baskı, korku, açlık ve işsizlikle bu ihanete ortak edilmek istenmektedir.
Ronahî Matbaası, 2009Kitabı okudu
meşru savunma dışında geliştirilen şiddet, baskı ve devlet adındaki kurumların işlevsellik tarzı, iktidar, aşırı tüketim, bencil duygu ve düşünceler, kadının karılaştırılması, tüm toplumun karılaştırılması vb. şeyler "büyük toplum yalanı" ile yaratılmış insanlık dışı kültürdür. Bu kültür gereksizdir, fazlalıktır.
Ronahî Matbaası, 2009Kitabı okudu
Reklam
2009 yılı insanlık tarihinin kırılma anlarından biridir. Yıkıntıdan başka hiçbir şey bırakmayan 2008-2009 krizi bilgi ve gücü tek yerde toplayan merkezi mimarinin insanlık için çok büyük bir tehtid olduğunu gösterdi. Rezerv para merkez bankalarının kuralsız ve karşılıksız para basarak gelir dağılımını adaletsizleştiren kurumlar haline dönüştüğünü gözler önüne serdi. Gölgesini satamadığı ağacı kesecek kadar vahşileşmiş olan kapitalizmin ''zenginde pişer, fakire düşer'' yapılı ''sızıntı ekonomisinden'' başka bir şey vadetmediğini bir kez daha ıspatladı. Bu açıdan 2009 yılı yol ayrımıdır. Varsılı varsıllaştıran, yoksulu yoksullaştıran totaliter finansal sistemin tabuta girdiği yıldır 2009. Surveilance ve Sousveilance. Fransızcadan bakiye çok güzel kavramlardır. Surveilance; gözetim demektir, Mısır bakiyeli piramit yapıdır, hiyerarşidir, kapitalizimdir, altta kalanın canı çıksın sistemidir, sızıntı ekonomisidir, emek sömürüsüdür, merkezidir, zirvedekilerin kalabalıkları baskı altına almasıdır, dünya servetinin yarısına sahip %1'in %99'a uyguladığı ekonomik tahakkümdür. Sousveilance, geri kalan %99'un, gezegendeki 7.5 milyar güçsüzün, ezilenin, her yerde her zaman altta kalanın piramidi tersine çevirişidir. Blokzincir, surveilance'tan sousveilance'a geçiştir. Ok yaydan çıkmış, geri dönüşü olmayan yolculuk başlamıştır. Köşeye sıkışan insan gene bulmuştur çıkış yolunu.
5 Şubat 1937 tarihinde Anayasa'nın 2. maddesi yeniden yazılır. Turk devletinin laikliği vurgulanır. Kur'an tercüme edilir, ezan da Türkçeleştirilmek süretiyle dinin bir cemiyet müessesesi olarak korunduğu ileri sürülür.142 Türkiye'de yeni rejimin politikası gereği, 1933-1947 yılları arasında din eğitimi yasaklanır ve bazı
[4] 1944 yılında Türkeş ile birlikte "Turancılık Davası"nda yargılanmış olan H. Nihal Atsiz, 1972'den sonra 1975'te ölünceye kadar, bir daha Alparslan Türkeş ile konuşmadı. Alpaslan Türkeş ise Atsız'ın 13 Aralık 1975 tarihinde kılınan cenaze namazına katılmadı. O günlerde genç bir milliyetçi olan Yavuz Bülent Bakiler, Atsız'ın cenaze töreni ile ilgili olarak şunları yazmıştır: "Atsız vefat ettiğinde Ankara'daydım. Kalkıp Istanbula gittim. Cenaze namazı, Kadıköy'de Osman Ağa Camii'nde kılındı. Yanımda, Atsız kadar sevdiğim Fethi Gemuhluoğlu ağabeyim vardı. Imam Efendi'nin "Merhumu nasıl bilirsiniz?" sorusuna yüksek sesle Fethi Ağabey cevap verdi: "Bu musalla taşı, Atsız kadar gerçek bir er kişiyi az görmüştür, hocaefendi!" Fethi Gemuhluoğlu mü'min, muttaki, musalli derviş gönüllü ağabeylerimizdendir. Atsız'ı çok iyi tanıyanlardandır. Karacaahmet Mezarlığına kadar yanımda ve kolumdaydı. Atsız'ı yol boyunca o anlattı; ben ağladım." Yavuz Bülent Bákiler, H.Nihal Atsız'ı Nasıl Bilirdiniz?, Türkiye Gazetesi, 3-4 Mayıs 2009. Hayati Bice, Ülkücü Hareket Üzerine Notlar Kitapyurdu Doğrudan Yayıncılık, 1. Baskı: Mart 2020, syf: 40
Sayfa 40 - Kitapyurdu Doğrudan Yayıncılık, 1. Baskı: Mart 2020Kitabı okudu
[4] 1944 yılında Türkeş ile birlikte "Turancılık Davası"nda yargılanmış olan H. Nihal Atsiz, 1972'den sonra 1975'te ölünceye kadar, bir daha Alparslan Türkeş ile konuşmadı. Alpaslan Türkeş ise Atsız'ın 13 Aralık 1975 tarihinde kılınan cenaze namazına katılmadı. O günlerde genç bir milliyetçi olan Yavuz Bülent Bakiler, Atsız'ın cenaze töreni ile ilgili olarak şunları yazmıştır: "Atsız vefat ettiğinde Ankara'daydım. Kalkıp Istanbula gittim. Cenaze namazı, Kadıköy'de Osman Ağa Camii'nde kılındı. Yanımda, Atsız kadar sevdiğim Fethi Gemuhluoğlu ağabeyim vardı. Imam Efendi'nin "Merhumu nasıl bilirsiniz?" sorusuna yüksek sesle Fethi Ağabey cevap verdi: "Bu musalla taşı, Atsız kadar gerçek bir er kişiyi az görmüştür, hocaefendi!" Fethi Gemuhluoğlu mü'min, muttaki, musalli derviş gönüllü ağabeylerimizdendir. Atsız'ı çok iyi tanıyanlardandır. Karacaahmet Mezarlığına kadar yanımda ve kolumdaydı. Atsız'ı yol boyunca o anlattı; ben ağladım." Yavuz Bülent Bákiler, H.Nihal Atsız'ı Nasıl Bilirdiniz?, Türkiye Gazetesi, 3-4 Mayıs 2009. Hayati Bice, Ülkücü Hareket Üzerine Notlar Kitapyurdu Doğrudan Yayıncılık, 1. Baskı: Mart 2020, syf: 40
Sayfa 40 - Kitapyurdu Doğrudan Yayıncılık, 1. Basım: Mart 2020Kitabı okuyacak
Reklam
İran Devrimi'nin Ardından Geçen 40 Yılda İran'ın Geldiği Hal
1979 Devrimi'nden bu yana kırk yıl geçmiştir. İslam Cumhuriyeti, muhalefete gözdağı vererek ulusal azınlıkların kendi kaderlerini tayin etmeye yönelik taleplerini bastırmış, Müslüman ve Şii olmayan azınlıkların haklarını görmezden gelmiştir. Asker, polis ve güvenlik güçlerinin yanı sıra Hizbullah ve Basij, kadınları hicaba girmeleri konusunda
Sayfa 150 - Haideh Moghissi - Sosyalizmin Gelgitlerle Dolu Yüzyılı ve İran'daki Geleceği
Bayar-Menderes Dönemi'nde 1 Dolar = 20 TL idi!..
Türkiye 1956-1958 arası dışa giderek kapandı. İstikrar programı uygulaması için baskı yapmak üzere, dışarıdan verilen program kredileri azaltıldı. Zaten Dünya Bankası'ndan uzun zamandır yeni proje kredisi alınamıyordu.* Verildiği kadarıyla dış yardım ve kısa vadeli kredilerle iş idare edilmeye çalışılsa da, idare edilir gibi değildi. Dış borç servisinin ihracatın % 30'unu aşmasına devalüasyon bekleyişlerinin yol açtığı yurt dışına sermaye kaçışları eklenince, bir ara karaborsadaki döviz kuru 20 TL = 1 dolara kadar yükselmişti. Kaçakçılık da iyice artmış, "resmi işlemler" yanında ikinci bir "yeraltı ekonomisi" oluşturmuştu. Hükümet bir istikrar programına gitmemek için, dış kaynaktan yoksun kalmak pahasına, iki yıl diretirken ekonominin gidişi iyice kötüleşmişti. *Bunun nedeni DB'nin Türkiye'ye yolladığı uzmanın hükümet politikalarına çok müdahale etmesi üzerine, hükümetin bu uzmanı ekonomi daha sıkışıklığa girmezden önce kovmasıydı.
Sayfa 115 - 1. baskı - Eylül 2005
Elza Kungayeva ve Salman Raduyev'in şehit edilmeleri
En ünlü Federal dava, Rus Savunma Bakanlığının 160. Tank Alayının komutanı olan Albay Budanovun davasıydı. Budanov, Putinin Devlet Başkanı seçildiği gün olan 26 Mart 2000 tarihinde, anne ve babasıyla, eteklerinde Budanovun alayının geçici olarak konuşlanmış olduğu Tangi-Çu köyünde yaşayan, on sekiz yaşında bir Çeçen kızı olan Elza Kungayevayı
Boratav ise savunmasında Atsız için şunları söylemektedir: Nihal Atsız'ın Cumhuriyet prensiplerine aykırı düşüncelerinin sadece fanteziden ibaret olmadığı, üniversite yıllarından sonra yavaş yavaş anlaşılıyordu. Nihal, etrafındakilerden ya tam bir alakasızlık ya da tam bir inkıyat görmeye alışmıştı. Ben, herhalde, onun karşısında münakaşa etmeye
17 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.