İnsan zekâsının ve dilinin en güzide örneklerinden birisi. Sırf bu klasiği okumak için Rusça bilmek isterdim, dedirten şaheser.
Okuduğum en hacimli roman oldu: 1808 sayfa. Zaten dünyanın en uzun 17’nci romanıymış. Birinciyi merak etmiyorum Üşenmedim ölçtüm, kitabın kalınlığı 10.7 cm Bir evvelki rekorum 1008 sayfalık Karamazov Kardeşler’deydi.
Ayrıca en uzun sürede okuduğum roman oldu. Aralıklarla 68 günde bitirebilmişim. Tolstoy da yedi yılda bitirebilmiş yazmayı garibim.
2009 yılında Newsweek tarafından hazırlanan "Top 100 Kitaplar" listesinde dünyanın en iyi romanı seçilmiş. Beğeniler özneldir tabi ama ben de dünya edebiyatının en iyi on romanından biri olduğu mülahazasındayım.
Kitap, 1800’lü yılların başında Napolyon öncülüğündeki Fransa ile Çarlık Rusya’sı arasında patlak veren savaşları ve savaşların toplumda hâsıl ettiği yansımaları konu ediyor. Bir yandan savaşı acımasız bir gerçekçilikle tasvir ederken bir yandan da dönemin aristokrasisini, burjuvazisini ve sosyetesini en ince ayrıntısına varıncaya kadar betimler.
O kadar çok karakter var ki, illa ki birisine yakın hissediyor insan kendini. Mesela, Balkonsky adında bir yiğit subay vardı. Sonya isminde karasevdalı bir kızcağız vardı sonra. Roman sonuna kadar kızın akıbetini merak ettim. Bir de Nataşa vardı örneğin. Bu karakteri kendisine delicesine âşık olan baldızı Tatyana'dan esinlenerek yaratmış yazar.
Okumak isterseniz kesinlikle İş Bankası Yayınları’ndan okuyun. 2017 yılında doğrudan Rusçadan dilimize tercüme edilmiş. Çeviri üç yıl sürmüş.