Faal ve başarılı mizaçlar, kendini tanı sözüne göre değil, sanki bir emre itaat eder gibi hareket ederler. Kendini istersen, kendin olursun. Kader hala seçimi onlara bırakmış gibi görünüyor.
Şairler yeterince konu bulsunlar diye biz acı çekiyor ve yok oluyoruz. Ve bunu Homeros'un bugünkü nesillerin değil de gelecek nesillerin zevkini düşünen tanrıları emrediyor. Bir Yunanlının böyle bir düşünceye kapılabileceğine inanmazdım!
"Şiddetle başlayan hazlar, şiddetle son bulurlar. Ölümleri olur zaferleri , öpüşürken yok olan ateşle barut gibi . . . Seveceksen ölçülü sev ki sevgin uzun sürsün; çok hızlı giden de çok yavaş giden gibi geç varır hedefe."
" Sormama izin verin bu arada; Aklı başında bir adamın bahsini etmekten haz duyacağı konunun ne olacağını bilir misiniz?
Cevap, kişinin kendisidir.
O halde, ben de kendimden bahsedeceğim. "
acıya kahkaha atabilmek sanatsa eğer...
ben çok pahalı bir tabloyum.
herkes,
herkesi aynı sevemez...
kimileri gururunun yettiği kadar sever;
kimileri de ömrünün yettiği kadar.
bizler...
güvensiz kalplerimizi,
"Fedakarlığın, ahlaklı davranmanın simgesi olduğunu mu düşünüyorsunuz? Bir düşünün, ister en kötüsü, ister en iyisi olsun, düşünerek yapılan her harekette fedakarlık yok mudur diye sorun kendinize."
"At üstünde ıssız köy yollarından hiç geçmemiş birine anlatacak bir şeyim yok; ne de olsa anlamayacak bununla ilgili anlatacaklarımı. Geçene de hatırlatmayı hiç istemem."