Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Rahmi KOÇ

Rahmi KOÇ
@Bibliyofil_f451
--- Neden kötü davrandın? --- İnsanoğlu hocam, iyi davranınca çabuk unutuyor.
26 okur puanı
Kasım 2019 tarihinde katıldı
"Mutluluk, insanın bilinçle istediği hayatı yaşaması."
Reklam
"Sözcüklerin iyi olması yetmiyor; onları iyi bir amaç uğruna kullanmak gerekiyor."
"Bazıları da belli bir olgunluğa erişince, kendilerini beğendirmeye çalışmaktan vazgeçer ve dünyayı daha rahat bir gözle seyretmeye başlar. Bu aşamada kişinin ´nasıl göründüğü´ sorusu önemini kaybeder; bunu yerine kendisinin "dünyayı ve insanları nasıl gördüğü" öne çıkar. Değeri ölçülmeye çalışılan kişiden, değer ölçmeye geçiş aşamasıdır bu. O kiişi artık yarışta değil, jüridedir. Altın değil sarraftır. Aktör değil yönetmendir. Karatı ölçülen taş değil, kuyumcudur."

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
"Öldü, işte o kadar, neden öldüğünün önemi yok, bir insanın neden öldüğünü sormak saçma bir davranış, ölüm nedeni zaman içinde unutulur, yalnızca o tek sözcük kalır, öldü."
Her şeyden evvel Türkiye insanı tartışmayı bilmez. Fikir ayrılığına düştüğü bir başka kimse ile ortak bir doğru aramak için değil, kendi bildiğinin doğru olduğunu empoze etmek için tartışır. Bilgisi az olduğundan, kendi bildiklerinin kesin doğru olduğunu sanır. Bilginin nasıl üretildiğini bilmediğinden, gözlem ile uyumluluk, bir ifadenin doğru olabilmesi için kendi içinde çelişki içermemesi gerektiği kuralı, bilgi üretiminde varsayımın yeri ve varsayımın mahiyeti, varsayım kontrolünde gözlemin yeri ve gözlemlerdeki hata kaynakları ve payları, onun anlayabileceği şeyler değildir.
Reklam
"Önceden belirlenmiş bir hayat olmadığını, bütün hikayelerin aslında birer rastlantılar zinciri olduğunu birçokları bilir. Ama gene de, bu gerçeği bilenler bile, hayatlarının bir döneminde, geri dönüp ona baktıklarında, rastlantı olarak yaşadıkları şeyleri birer zorunluluk olduğuna karar verirler."
Evet, fabrika denilen yer, modern bir hapishanedir aslında ve makinelerin keyfi olsun diye, sabah sekizden akşam beşe kadar zavallı köleler ömür tüketir.
“Aramızda gizlenmesi gereken bir kopukluk vardı da sanki birbirimize sarılarak bunu örtbas etmek istiyorduk.” “Sustular. Bu sefer anlaşamadıkları için değil, anlaştıkları şeyin anlaşamazlıkları olduğunu anladıkları için memnunlar sanki. Birlikte karşılıklı iki kişi susarsın da bazan karşılıklı konuşmaktan daha anlamlı olur bu suskunluk. Öyle biri olsaydı, öyle bir arkadaşım benim de…”
"Ayaktakımı korkusu mantıksız bir korku. Zengin ile fakirin arasında, sanki zenciler ile beyazlar gibi iki farklı ırklarmışçasına, esrarengiz, temel bir farklılık yattığı görüşüne dayanıyor. Oysa gerçekte böyle bir farklılık yok. Zengin ve fakir toplulukları sadece gelir oranlarıyla ayrışıyor, başka hiçbir şeyle değil; sıradan bir milyoner sadece yeni bir takım elbise giymiş sıradan bir bulaşıkçıdır. Yer değiştirip “o piti piti” yap, bakalım hangisi adalet, hangisi hırsız? Yoksullarla eşit şartlarda bir arada bulunmuş herkes bunun gayet iyi farkındadır. Ama sorun, kültürlü, zeki insanların, tam da liberal görüşlere sahip olması beklenen insanların asla yoksulların arasına karışmaması. Zira eğitimli kesimin çoğunluğu yoksulluktan ne anlar?"
“Sanki muazzam bir makinenin esiri olmuş gibiydik. Kendi özgür irademizle hareket etmeyi aklımıza getirmediğimiz gibi direnmeye çalışalım, diye bir düşüncemiz de yoktu.”
Reklam
Her şeye olur dediğinizde, evet dediğinizde, dünyanın en sevecen insanı olmazsınız. En yorgun ve en stresli insanı olursunuz.
Bu kadar çok yeteneğin insanı endişelendirmemesi imkânsızdı. Toplumun herhangi bir bölümünde olduğu gibi sarayda da, yaşantıları güvenlik altına alınan sıradan insanlar, değersizliklerini daha çok belirginleştiren güçlü kişiliklerden hoşlanmıyorlar, hatta onlara düşman kesiliyorlardı.
"Helâlin adı kaldı gören yok, haram kapışıldı hâlâ doyan yok."
"Asrımızın faciası, hiç şüphesiz birtakım insanlara ifratla bağlanmak, onlara tapmak, onları ilâhlaştırmaktan ileri geliyor."
33 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.