Kuşlara benzer kelimeler, odana dolarlar bir akşam.
Nerden gelirler bilinmez. Kâh çığlık çığlığadırlar. Kâh sesleri işitilmez. Çiçeğe benzer kelimeler; mavi, turuncu, erguvan beyaz. Bir rüzgar sürükler hepsini. Bulutlara güven olmaz.
Cemil Meriç / Bu Ülke
Ot şilteyle kerevetin arasında kumaşa hemen hemen yapışmış, sararıp şeffaf hale gelmiş bir eski gazete parçası bulmuştum. Gazetede, başı olmayan bir üçüncü sayfa vakası anlatılmaktaydı, olay Çekoslovakya da geçmiş olmalıydı. Bir adam, para kazanmak için bir Çek köyünden kalkıp yola çıkmıştı. Yirmi beş yıl sonra zengin olmuş, karısı ve bir çocuğuyla beraber memlekete dönmüştü. Doğduğu köyde annesi, kız kardeşiyle beraber bir otel işletmekteydi. Adam onlara sürpriz olsun diye karısıyla çocuğunu başka bir otele bırakıp annesinin işlettiği otele gitmiş, fakat içeriye girdiğinde annesi onu tanımamıştı. Adam şaka olsun diye bir oda tutmuş. Sonra da cebindeki parayı göstermiş. Geceleyin, annesiyle kız kardeşi kafasına çekiçle vura vura adamcağızı öldürüp parasını çalmış, ölüsünü ırmağa atmışlar. Sabah karısı çıkagelmiş, işin içyüzünü bilmeden, yolcunun kim olduğunu onlara anlatmış. Bunun üzerine anne kendini aşmış, kız kardeş bir kuyuda intihar etmişti.
Bu hikayeyi binlerce defa okudum. Bir yanıyla inanılmaz şeydi bu. Öbür yanıyla doğaldı. Yolcunun bunu biraz hak ettiğini düşündüm, insan hiçbir zaman böyle şakalar yapmamalı.
Albert Camus / Yabancı