Net bir cümle ile başlamak istiyorum: Son günlerde okuduğum en iyi bilim kurgu romanlardan birisiydi.
Her bir satırı incelikle işlenmiş, bir karaktere ya da bir olaya değil, bir devrimi içeren bir dönemin tamamına odaklanan bir roman olan Ay Zalim Bir Sevgilidir'de Luna'ya, bizim bildiğimiz adıyla Ay'a uzanıyoruz. Bugün gökyüzünde süzülen ve bulutsuz gecelerde varlığıyla bizi onurlandıran uydumuz gerçekte bize mi ait? Yoksa bize yukarıdan baktığına göre ona ait olan biz miyiz? Bir gün insanlar aya yerleşirse ve bu yerleşimin özünde biz dünya halkları varsak ne olacak? Ay bir sömürge mi, orada yaşayacak insanlar bizim için karın tokluğuna mı çalışacaklar? Yukarıya başımızı kaldırdığımızda artık biliyor olmalıyız ki bir gün oradan aşağıya bakan, bizden daha avantajlı durumda bulunan insanlar olabilir.
Burada fizik, matematik, istatistik ve bunların hepsinin bir araya gelmesi ile oluşmuş, disiplinler arası bir eserden bahsediyoruz. Her satırında bir kat yukarıya çıkan bir isyan hikâyesini inanılmaz bir bilim kurgu zemininde, tadına doyulmayacak bir şekilde yaşıyoruz.
Bu nefis eseri Ursula'nın tartışmasız en iyi eserlerinden birisi olan Mülksüzler'in yanıbaşına yerleştirdiğimi hemen belirtmeliyim.