Güney Kutbu, enlem belki de 88. İnsanlık tarihi için önemli anlardan biri. İnsanoğlu ilk defa en güneye yaklaşmak üzere ve de rekabet içinde. Keşif ekibinin, 2 yıl beraber oyunlar oynadıkları, gezindikleri, isimler koydukları midilli atları artık devam edemez halde ve büyük bir yük oldular artık onlar için. Tek bir çare var. Daha sonra katliam kampı diyecekleri bu ıssızlıkta zor kararlarını vermek.
İngiltere'den bir gemi kalkar, gözü kara cesur bir adamla beraber. Amerika'ya vardığında tüm New York sokaklarda ve de şenlikler. Bu adam iki kıtayı kablolarla bağlamayı başarmıştır. Artık dünya birbirine daha da yakındır. Ama bazı aksilikler olur. Umut ise insanlıkla beraber.
Bir adam ve birkaç onun gibileri. Bir şafak vakti gözleri bağlanıverir. Öylece infaza doğru gönderilir. Soğuk bir Sibirya havası. Bir direk vardır eller de bağlanıverir. Kazak askerler komutu bekler Ademoğlu ölümle başbaşa kalır. Bir subay ise elinde bir evrakla koşuşturuverir. Çarımız her şeyimiz bu adamı affetti. Ellerini çözüverin. Bir sara krizi tutar. Adam yere kapaklanır. Yüzünde ise bir karamazov gülüşü. Ölürken dik, yaşarken ağzı toprakta. İşte bu adam Dostoyevskidir.
Ve bunun gibileri Lenin, Kont Tolstoy, Goethe, Cicero insanlığın yükseldiği o bir anlık lahzada tarihe yön verenler işte bu kitaptadır.