Biz olaylardan ve anılardan ders ve tecrübe çıkarmadan vicdan ve merhametin kıvılcımını yüreğimize düşürmeden,hayata ve zamana kendisini tekrarlama fırsatı veriyoruz ve söz de yeniden kendini var ediyor.
— Ama bir köylünün ya da bilim
adamının emeğine benzemez bu.
— Tutalım ki benzemez. Ama bir sonucu
olan, bize yol kazandıran bir emektir.
Gelgelelim, yolun yararsız olduğunu
söylersen...
— Hayır, başka bir konudur bu. Yolların
yararlı olduğunu kabul ediyorum. Ancak,
verilen emekle orantılı olmayan her
türlü kazanç kötüdür.
— Peki, ama bu oranı kim belirleyecek?
Levin:
— Dürüst olmayan yolla, kurnazlıkla
kazanç elde etmek... diye başladı.
(Dürüstle dürüst olmayan arasındaki
sınırı açık seçik çizemeyeceğini
hissediyordu.) Söz gelimi, bankalarınkazancı gibi kötüdür. Kesimciler
devrinde olduğu gibi, hiç emek
vermeden büyük paralar kazanılıyor
günümüzde. Kazanma biçimi değişmiş
yalnızca.
Kendi kendisiyle ne savaşlar eder boşuna!
Tutkuları içinde ne kemirici kaygılar.
Ne korkular içinde kıvranır insan!
Ne çöküntüler yapar bizde gurur, şehvet,
Öfke, gevşeklik ve tembellik!
Kötülüğümüz içimizde bizim; içimizse kurtulamıyor kendi
kendisinden.