Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Aykut Günaydın

Aykut Günaydın
@Melodrama
Amatörler oturur ve yazmak için ilham beklerler biz sadece çalışırız. -Stephen King
Yazar
Türk Dili ve Edebiyatı
Giresun, 14 Mayıs 1995
321 kütüphaneci puanı
639 okur puanı
Ocak 2017 tarihinde katıldı
Şu anda okuduğu kitap
48 syf.
10/10 puan verdi
·
1 saatte okudu
''Bir çocuğun nefes aldığı sürece sadece kaçmayı hayal etmesi babasının başarısıdır.'' Bu söz, kitap içerisinde bulunan belki bir sitemin, belki bir öfkenin, belki de yalnız bir iç döküşün ifadeye geliş biçimi... Fakat söylemeliyim ki, o duygu durumlarının bütününden yalnızca birisi. Bazı kitapları daha fazla içselleştirir ve orada yazanları
Babaya ve Mektuplarım
Babaya ve MektuplarımÜmit Dağcı · Vaveyla Yayıncılık · 201914 okunma
Reklam
·
Puan vermedi
‘’Bir gök gürültüsüyle gelişi duyurulan efendi ortaya çıktı. Her zamankinden farklı giyinmişti, belki de göğün yeni emperyal modasıydı bu: Başının üzerinde üçlü bir taç; elinde cop sallar gibi kavradığı asası.’’ Flash TV oyunculuğu geldi aklıma. Jose Saramago bu satırlarla yapmış Tanrı tasvirini. Karikatürize etmiş dahası dalga geçmiş aslında.
Kabil
KabilJosé Saramago · Kırmızı Kedi Yayınevi · 201811,1bin okunma
463 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Kitap incelemesinden ziyade yazarın hayatına dair bilgi içeren bir yazı yazmak istedim. Fikirleriyle, hayatıyla beni etkilemiş bir insandır kendisi. İncelemede yazdığım bilgilerin kaynağı; Kızı Ümit Meriç’in yazdığı:
Babam Cemil Meriç
Babam Cemil Meriç
Dücane Cündioğlu’nun yazdığı:
Kırk Ambar 1: Rümuz-ül Edeb
Kırk Ambar 1: Rümuz-ül EdebCemil Meriç · İletişim Yayıncılık · 2006545 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
264 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
''Abartıyorum çünkü anlaşılmak istiyorum.'' diyen Franz Kafkaya selamlarımı göndererek başlamak istiyorum incelemeye. :) Kitabı bitirip diğer incelemelere göz attığımda karakterin genel ruh haline ve yalnızlığına üzülenler olduğunu gördüm. Bu durum benim için aynı değil, hatta tam tersi bundan zevk aldığımı, böyle olması gerektiğini düşünüyorum. Çünkü karakterin şikayet ettiği yalnızlığı anlatmaktan derin bir haz aldığını hissettim. Ki bu kitabın Sartre'nin felsefesinin özeti niteliğinde olduğu söylenir. Tutarlı bir felsefeye sahip olduğunu düşünüyorum ve bu kitaptan önce okuduğum ''Edebiyat Nedir?'' eserinde de anlatmanın, yazmanın, aktarmanın derin bir haz olduğunu, insanı özgürleştirdiğini sık sık belirtiyor. Yalnızlıktan bahsederken betimlemelere bu kadar sık başvurması ve ayrıntıları didik didik ederek yeni ayrıntılar sunması bence bu yüzden. Karakteri özümsemem ve onun ruh halini yaşamam benim için çok zor olmadı açıkçası. O anlatırken ben de benzer duygular içinde buldum kendimi ve sorgulamalar yapmaya başladım. Bir süre sonra karakter Sartre'nin yazıya dökülmüş haline dönüşünce bu kez onun felsefenin derinliğini ve hazzını yaşamaya başladım. Eksiklerini arayarak kitabın bazı sayfalarına notlar aldım, araştırmak için. Kurgudan yoksun bir kitap olmasına rağmen içindekini açmak için yazıya, yazarak özgürleşmeye çalışan bir adama şahit oluyoruz kitapta. Çok sevdiğim ve altını çizdiğim yerleri zaman zaman tekrar okuyacağım bir kitap oldu.
Bulantı
BulantıJean-Paul Sartre · Can Yayınları · 202122,7bin okunma
173 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 saatte okudu
Sanırım ilk kez bir kitaptan bu kadar çok alıntı yaptım. Aslında kitabın tamamı alıntılanabilecek bir kaliteye sahip. Benim için yazım anlamında Oğuz Atay'ın ''Günlük'' eseri, bu kitaptan önce okumuş olduğum Berna Moran'ın ''Türk Romanına Eleştirel Bir Bakış'' araştırması, Balzac'ın ''Gizli Başyapıt'' öyküsü çok değerli. Fakat hiçbiri bu kitap kadar etkilemedi beni doğrusu. O eserlerde tarihi bir bakış, içsel bir sunuş veya üretenin iç dünyasının yanında verdiği sınırlı bilgi vardı. Bu eserde ise dipten uca gelerek kökten bir bilgi var. Kesinlikle tekrar tekrar okuyacağım, bazen açıp yeniden karıştıracağım bir başucu kitabı oldu benim için. Peki neden ve ne anlatıyor? Kitap, yazmak nedir, niçin yazıyoruz ve kimin için yazıyoruz başlıklarıyla üç bölüme ayrılıyor. Eserin çağının dünyasına, toplumuna ait olduğunun bilincine vararak, basit bir seyirci konumunda kalmayı reddeden, düşüncesini ya da sanatını bir davanın hizmetine sunan aydın ya da sanatçının edimini ya da tavrını ele alıyor ve ancak okuyucuda bulduğu karşılık kadar var olduğunu savunuyor. Yine bu konuyla bağıntılı olarak ''Sanat için sanat'' diyenlere de fazlasıyla eleştiri getiriyor. Yazma ve sunma eyleminin kişinin kendini önemli hissetmesi ve kendini özgürleştirmesi yolu olduğunu söylüyor. Bunun dışında kitabın sadece yazmak üzerine olmadığını da söyleyebilirim. Çünkü Müzik, Resim ve Heykeli de aynı sınıfa koyarak geniş, kapsamlı bir biçimde ve anlaşılır örneklerle sanatı ele alıyor. Edebiyatın özeti niteliğinde bir eser...
Edebiyat Nedir?
Edebiyat Nedir?Jean-Paul Sartre · Can Yayınları · 2015407 okunma
Reklam
256 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 saatte okudu
Kitabı okurken Oğuz Atay'ın ''Günlük'' eserinde yazdığı satırlar sık sık aklıma geldi. Türk Edebiyatına dair düşüncelerini şu şekilde yazmış; ''Türk Romanının Sorunu kişiliktir. İnsanımızın kişilik kazanma savaşının önemini henüz kavramamış olmasıdır. Kendisiyle hesaplaşma diye bir kavramın varlığından habersiz oluşundandır. Bunun için romanımız
Türk Romanına Eleştirel Bir Bakış 1
Türk Romanına Eleştirel Bir Bakış 1Berna Moran · İletişim Yayınları · 2021676 okunma
176 syf.
·
Puan vermedi
Bu incelemeyi yazmak ve yazmamak arasında çok kararsız kaldım. Kitap piyasaya 20 gün önce sürüldü. Şu zamana kadar çevremde okuyan insanlardan çok sık gelen bir soru var bu inceleme altında da yanıtlamam gerektiğini düşündüm, okuyacak olan insanların merakını gidermek adına. Öncesinde Yayınevi hususunun ne kadar önemli olduğunu bu kitapla
Pâye
PâyeAykut Günaydın · Vaveyla Yayıncılık · 201831 okunma
112 syf.
1/10 puan verdi
·
2 saatte okudu
Zülfü Livaneli çok sevdiğim, okumaktan zevk aldığım bir yazar. Fakat bu durum onu eleştirmeyeceğim anlamına gelmiyor. Güzel düşünülmüş bir kurgunun, iyi bir fikrin nasıl rezil edildiğini kendi adıma gördüm bu kitapta. Silah zoruyla mı yazdırdılar acaba diye de düşünmedim değil. Belki de öyledir. Ve bu fiyat politikası da bu şekilde ortaya çıkmıştır. Adı geçen yazarların, ustaların her biri için ayrı bir kitap yazılabilir, onları bir kitap ile anlatmak hem de bu kadar az cümleyle okuyucuya sunmak elbette zor iş. Zoru başarmış diyemeyeceğim, dahası zoru başarmak istediğine de inanmıyorum. Sadece ticari kaygılarla yazılmış, hiçbir derinliği olmayan bir kitap çünkü. Anlatma kaygısı yok, yaşatma kaygısı yok, öğretme kaygısı yok, atmosfer yok. Yazarın ''Saygı Duruşu'' diye adlandırdığı şey de ben hiçbir derinlik göremiyorum. Hani bazı insanlar vardır, 10 Kasım günü 09:05 de sirenler çalar da içinden gelmese de diğerleri duruyor diye duranlar. Belki tepki çekmemek için, belki topluma ayak uydurmak için bilemiyorum. O saygı duruşundan farksız hatta daha da kötü bir saygı duruşu bu. En azından orada insani bir duygu var korku diyebiliriz ya da ayak uydurma. Ya burada? Sadece Para. Tam bir hayal kırıklığı oldu bu kitap benim için, bende ki Livaneli'nin zarar görmesini hiç istemezdim. Sanırım ciddi anlam da ilk kez bir kitap için söylüyorum bunu; ''Keşke okumasaydım.''
Gölgeler
GölgelerZülfü Livaneli · Doğan Kitap · 20183,884 okunma
104 syf.
10/10 puan verdi
·
5 saatte okudu
Her şeyi anlatmak gelir içimden diyor şair. Özdeşleşiyor bizimle, doğamız sosyal olmak netice de ve anlatmak istediklerimiz karşımızdaki ile kurduğumuz bağın güven, samimiyet süzgecinden geçiyor önce. Nereden başlasam bilmem ki diyor, bilinmezliğe itiyor bizi aslında yerimizde sayıyoruz da kazılan çukurun dibini görmeye üşenirken fark etmemizi
Yaşamın Ufuk Çizgisi
Yaşamın Ufuk ÇizgisiAhmet Erhan · Bilgi Yayınevi · 1997604 okunma
112 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
2 saatte okudu
Kitap incelemesinden ziyade kitabın bana hissettirdiklerini anlatmaya çalışacağım. Çalışacağım diyorum çünkü bu enerjiyi, neşeyi ve coşkuyu anlatabilecek kelimelerimin var olduğuna emin değilim. Saat 04:00 sularında uyku bastırdığı için ve uyumamam gerektiği için sarıldım kitaba. Yorgun zihnim okuduklarını anlayabilecek mi kaygısı taşıyordum bir yandan, okuduğum her şiir, hatta her satır başka dünyalara götürdü beni. Bu dünyada var olan ama ulaşması her geçen gün sanki daha da imkânsızlaşan. Sonra bu imkânsızlık tanımı silindi aklımdan, yerini umuda bıraktı. Kızdım mı zaman zaman? Evet ama daha çok gurur duydum, bunca zûlme rağmen, umudunu kesmeyen bir adam, insan tanımını hak eden bir insan olduğundan. Şiirin mimarını karşımda buldum sanki, biraz dertli, biraz öfkeli ama en çok umutlu bana da bulaştırdı bu halini ve ne uyku kaldı ne yorgunluk. Önce bunu dinledim; youtu.be/07v_jNr2OVY Biraz bekledim, düşündüm, sindirdim sonra bunu; youtu.be/LY0eR9KWYTQ Tüm bunların üzerine 2 gün daha uyumam gibi geliyor...
Henüz Vakit Varken Gülüm
Henüz Vakit Varken GülümNazım Hikmet Ran · Yapı Kredi Yayınları · 202223,3bin okunma
Reklam
143 syf.
2/10 puan verdi
·
11 saatte okudu
Okuduğum kitabın bana birşeyler katması benim için çok önemlidir. Bu kitap ne kattı, ne öğretti derseniz kocaman bir hiç. Açıkçası zaman kaybıydı, sırf bir kitabı yarım bırakmayı sevmediğim için ve emeğe saygı gösterip belki düzelir diye düşündüğümden sabırla okudum. Edebi değeri yerlerde bir kitap, fazladan verdiğim bir puan üst kattaki terörist öyküsünün hatrına en azından orada bir alt metin, ironi var. Emrah Serbes'in kitapta tanımladığı bir çevrede büyüdüm aslında ama onun anlattığı insanlarla pek karşılaşmadım neyse ki. Kitabın yazarını bilmeden okumuş olsaydım 14-15 yaşında birinin fantezi dünyasının eseri olarak düşünürdüm. Son olarak kitap bu videoyu yeniden hatırlattı bana... youtu.be/j3UPuvoNwPc
Erken Kaybedenler
Erken KaybedenlerEmrah Serbes · İletişim Yayıncılık · 20219,9bin okunma
64 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
2 saatte okudu
Stefan Zweig ''Üç Büyük Usta'' adlı eserinde, Balzac'tan söz ederken olayları ne denli içselleştirdiğini göstermek adına, Balzac'ın yemek istediği ama ulaşamadığı yemekleri masa üstüne çizmesinden söz eder. Yine aynı şekilde hayatı boyunca duyularını kandırdığını, tutkularını güçlendirdiğini ve bunu karakterlere yansıttığını anlatır. Eğer o kitabı okumamış olsaydım, bu kitapta ki Usta karakteri benim için yalnızca bir karakter olarak kalırdı. Fakat şuan net bir şekilde bu Balzac diyebilirim. Çünkü kitapta ki Usta karakteri ile sanatsal anlamda örtüşen çok fazla yönü var. Usta karakteri, eserine karşı öylesine bir aşk besliyor ki, bu aşk saplantı derecesine varıp, herkesten saklamaya ve kıskanmaya hatta bu resmi göreni öldürmeyi göze almaya kadar gidiyor. Sanat üzerine çok başarılı tespitlerin, ders niteliğinde konuşmaların olduğu son derece güzel bir eser. Sanatçının içselliğinden ziyade direkt olarak sanat kavramının temelini ve içselliğini anlatmaya çalışan bir kitap. Bir sanatçının üretim aşamasını konu alıyor esasında, fakat yine tutkusunu ön plana çıkararak yapıyor bunu.Ayrıca kısa olmasına karşın son derece doyurucu bir eser.
Gizli Başyapıt
Gizli BaşyapıtHonore de Balzac · Can Yayınları · 20173,733 okunma
217 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
19 saatte okudu
Bir yazarın başka yazarları bu kadar şairane anlatması, tamamıyla içselleştirerek yazması başarıdır. Hayatlarını sadece sonuçlarıyla değil, süreçleriyle de ilgilenerek ve bunu zihninde kurgulayarak kaleme almış. Onların iç psikolojik dünyasına dokunmaya, iç dünyalarını betimlemeye ve öykülemeye çalışmış ve kesinlikle de bunu hakkını vererek yapmış. Stefan Zweig gibi insan psikolojinin derinlerine inmeyi bilen bir yazardan diğer yazarları okumak, onların hakkında bilgi almak ve en önemlisi yazım tekniklerini tahlil etmek çok büyük bir zevkti. Son olarak Zweig'ın Önsöz kısmında yaptığı yazar tanımı çok hoşuma gitti; ''... benim bir roman yazarı ile romancı arasında gördüğüm içsel ve sarsılmaz farkı bu yüzden burada bir kez daha vurgulamak gerekiyor. Romancı en son, en yüksek anlamıyla sadece ansiklopedik bir deha, evrensel bir sanatçı ve eserin genişliğiyle içindeki figürlerin zenginliği göz önünde bulundurulduğunda, bir evren yaratan, kendi kişileriyle, kendi yer çekimi kanunlarıyla kendine ait bir dünya kuran ve yanına da kendine ait yıldızlı bir gökyüzü koyan kişidir.''
Üç Büyük Usta
Üç Büyük UstaStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20215,1bin okunma
120 syf.
·
Puan vermedi
Kendi kitabına inceleme yazmak çok garip bir duyguymuş. :) Baştan söyleyeyim kitabın olay örgüsü, işleyişi gibi konular hakkında bilgi almak isteyenler okumayı burada bırakabilir. Çünkü kendi yazdığım bir kitap üzerinde tespitler yapmak ne derece doğru ve etik bilmiyorum. Öz eleştiri hakkımı da kendime saklamak bunları okuyacak olan insanlardan
Pranga
PrangaAykut Günaydın · Düşülke Yayınları · 201757 okunma
56 syf.
9/10 puan verdi
·
5 saatte okudu
Büyük Ustanın her zaman ki muhteşem anlatımını ve samimiyetini bu kısacık hikayede de sonuna kadar hissetmek mümkün. Karakterler kısa ve öz biçimde çok iyi işlenmiş. Kısa bir kitap olmasına karşın bahsedilen konu, her insanın hayatının bazı evrelerinde yaşadığı çok temel bir sorun. Böylesi temel bir sorunu bu kadar net ifade edebilmek, Yaşar Kemal duyarlılığının ve edebiyatının en güzel örneklerinden biri diyebilirim. Kitabın konusuna gelecek olursak, ayakkabı tamircisi olarak çalışan Mustafa'nın beyaz bir pantolon alabilmek uğruna tuğla ocağında verdiği emek ve mücadeleyi konu alıyor. Üç günlüğüne girdiği bu işinde geçici patronu Cumali. Mustafayı ilk gördüğünde bu işi yapamayacağını söylüyor. Çünkü yaptığı iş ne yaşına, ne bedenine uygun. Mustafa'nın ısrarları sonucunda Cumali kabul ediyor. Daha sonrasında ise Mustafa'nın insanüstü çabası başlıyor, uykusuz ve yorgun geçen günlerin ardından, bu kadar ezilmesinin ardından, gelinen son nedir onu da kitaptan okuyun artık. :)
Beyaz Pantolon
Beyaz PantolonYaşar Kemal · Yapı Kredi Yayınları · 2016894 okunma
46 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.