Bileklerimi ısıra ısıra okudum romanı. Böyle diktatör rejimlerle, aptal insanlarla, güzelliklerin hırslar karşısında yok oluşlarıyla ilgili şeyler okumak bana hep çok zor gelir, içimdeki öfkeyi zapt etmem pek kolay olmaz. Ama çok güzel kitaptı. Anlatıcının kendiyle yüzleşmeleri, iç hesaplaşmaları güzeldi. Faşizmin pekala hem de en sağlam şekilde 'demokrasi' ile nasıl iktidar olduğunu, iktidar olup her şeyi talan ettikten sonra işin içinden nasıl sıyrılıp çıkabildiğini, toplumun ne kadar unutkan ve rezil olabildiğini, asıl kahramanların genelde nasıl günah keçisi ilan edildiğini, cesurların ve masumların başlarına gelenleri anlatmış işte. Gezi'de direnen gençliğe selam göndermek için bir epilog eklemesi de duygulandırdı. Güzeldi.