Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Feyza

224 syf.
6/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Üslubu keyifli, sohbet havasında yazılmış bir kitap. Bu konuda daha önce bir kitap okumadımdan kıyaslama yapamayacağım. Günlük hayatta karşılaştığımız bazı insanlar vardır ya hani farklı bir havaya sahip. Bir ortama girdiklerinde dikkatleri çeker. Kıyafetinden mi konuşmasından mı anlamaya çalışırız üzerimizde bıraktığı etkinin kaynağını. İşte bu kitap o etkiyi anlatıyor. Güzel örneklerle desteklenmiş, konuyla ilgilenenler için hoş bir kitap. Keyifli okumalar
10 Adımda Kişisel İmaj
10 Adımda Kişisel İmajSuna Kabadayı · Elma Yayınevi · 201539 okunma
Reklam
198 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
2 saatte okudu
Dili oldukça akıcı, okuması kolay bir kitap. Olaylar birinci kişi ağzından aktarılmış,kendinizi rahatlıkla romanın içinde buluyorsunuz. Konu olarak tarihi olaylarla bağlantılı olarak bir gencin subay olma ve göreve gittiği bölgede çesitli olaylarla karşılaşması anlatılıyor. Güzel olan yanı anlatımın gerçekçiliği. Yazar hiçbir karakteri iyi ya da kötü diye ayırmıyor ve okuyucu olarak bizler de ayırmakta zorlanıyoruz. Keyifli okumalar.
Yüzbaşının Kızı
Yüzbaşının KızıAleksandr Puşkin · İletişim Yayınları · 201629,1bin okunma
422 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
19 günde okudu
Kişisel gelişim türündeki kitaplara bir ara çok hevesliydim fakat okudukça birbirini tekrar eden içerikler olduğunu düşünerek sıkılmıştım. O yüzden bu kitaptan da uzun süre uzak durdum, sonunda defalarca karşıma çıkınca merak edip okudum. Diğer kişisel gelişim kitaplarından kesinlikle farklı bir yere konması gerektiğini düşünüyorum. Çünkü sıkıcı
Etkili İnsanların 7 Alışkanlığı
Etkili İnsanların 7 AlışkanlığıStephen R. Covey · Varlık Yayınları · 20172,936 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
68 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 saatte okudu
Bu kitap diriliş nesli olarak adlandırılan yeni neslin yani bizlerin gerçek İslam devletini kurmak için nasıl birer Müslüman olmamız gerektiğini ve bu devletin nasıl olması gerektiğini anlatıyor. Bu devlet kavramını siyasi olarak değil bir ülkü olarak , "Özülke" şeklinde adlandırıyor. İdeal olarak düşünülse de insanoğlunun yeterli çabayı göstermesiyle Allah'ın bunu bahşedeceğini belirtiyor. Elbette bunun için kişi önce kendisinden işe başlamalı. Ardından aile ve sonra da toplum gelmeli.Kendini Müslüman saymanın gerçek Müslümanlık olmadığını Müslümanlığı bir varoluş haline getirmek borcunda olduğunu belirtiyor. Yani varlığıyla insanlara bir çağrı olması gerektiğini söylüyor. Bir düşünün çevrenizde gördüğünüz, konuştuğunuz kaç Müslüman var size Allah'ı, İslamı hatırlatan ya da biz etrafımızdakilere halimizle tavrımızla neyi hatırlatıyoruz? Müslüman olduğunu söyleyen bizler içinde bulunduğumuz çağda türlü sıkıntılarla yaşıyoruz; insanoğlu her dönem sıkıntılar yaşadı ancak biz bugün çözümleri İslam'da aramaz olduk. Karakoç tarihi iyi bilmenin, Doğu'yu ve Batı'yı tanımak gerektiğinin altını çiziyor bu noktada. Yanlışıyla doğrusuyla geçmişteki medeniyetlerden ders almamız gerektiğini söylüyor. Bir Müslüman olarak bu dünya ve öbür dünya arasında denge kurmaktan gittikçe uzaklaşan bizler için rehber niteliğinde bir kitap, herkese tavsiye ederim.
Diriliş Neslinin Amentüsü
Diriliş Neslinin AmentüsüSezai Karakoç · Diriliş Yayınları · 202218,6bin okunma
136 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
İnsan nedir? bir yaşlı ve bir genç adamın arasında geçen diyaloglardan oluşuyor. Genç adamın insan doğasıyla ilgili sorularına yaşlı adamın verdiği cevaplar çeşitli örnekleri içeriyor, bu açıdan okuması kolay akıcı bir kitap. Ancak verilen örnekler üzerine düşünülecek çok şey var. #spoiler# Beni kitapta en çok şaşırtan düşünce insanın eylemlerine yön veren tek şeyin kendi iç rahatlığını sağlama isteğiydi.Yani yolda düşen birini görüp kalkması için yardım ediyorsam bunun birincil sebebi yardım ettiğimde iyi hissedeceğimi bilmem. İnsanın özünde ilk kendisini düşünüyor oluşu ilk bakışta kabul etmesi zor olsa da düşününce pek çok davranışın altında bunun yattığını farkedebiliriz. İnsanı oluşturan iki temelin mizaç ve çevre olduğunu savunuyor yazar. Mizaç doğuştan sahip olunan ve değiştirilemeyecek özelliklerimizi içeriyor. İnsanın düşünce ve davranışlarını bu iki kavramın oluşturduğunu ve her ikisine de herhangi bir etkimizin olmadığını göz önünde bulundurursak ; kişinin seçim hakkının neredeyse olmadığı mecburi bir hayatı yaşadığını düşünebiliriz. Yazar insanoğlunun kendisini üstün görüşünü eleştiriyor. Herhangi bir çabayla elde etmediği kendisinde doğuştan varolan akıl,cesaret gibi özellikleri ya da "yaratılmış" olan bedeniyle övünmesini daha alçaltıcı buluyor. Bence buradaki esas problem insanın üstünlük kavramını bir hakimiyet ya da zorbalık olarak değerlendirmesiyle başlıyor. İnsan gücünün yettiği hayvanı,bitkiyi hatta insanı kontrol etme hakkını kendinde görüyor. İnsanoğlunu anlamak açısından düşündürücü,güzel bir kitap. Keyifli okumalar.
İnsan Nedir?
İnsan Nedir?Mark Twain · Dedalus Kitap · 201815bin okunma
Reklam
56 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
Robinson Crusoe'un kısaltılmış hikayesi, sayfanın bir yanında Türkçe bir yanında İspanyolca olacak şekilde hazırlanmış. Bazı yerlerde ufak farklılıklar olsa da genel olarak İspanyolca öğrenmek için keyifli bir kitap.
Robinson Crusoe
Robinson CrusoeKolektif · Dorlion Yayınları · 2018119 okunma
48 syf.
9/10 puan verdi
·
11 günde okudu
İçeriğinde Çizmeli kedi ve Pamuk Prenses ve Yedi Cüceler hikayeleri ve alıştırmaları var. İspanyolca öğrenmek isteyenler için güzel bir kitap. Keyifli okumalar
El Gato Con Botas
El Gato Con BotasCharles Perrault · Dorlion Yayınları · 2018144 okunma
80 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
İçinde bulunduğumuz dönemde bizi çalışmaktan, düşünmekten alıkoyan pek çok etkenin içinde, neden ve nasıl çalışmamız gerektiği ile ilgili bir başucu eseri. Yazarın dili oldukça anlaşılır ve çok zarif. Ali Fuat Başgil ilk olarak başarılı olmanın önündeki engellerden, başarılı olmanın şartlarından bahsetmiş; terbiyenin-eğitimin insana etkilerini farklı fikirler ışığında tartışmış ve son olarak verimli çalışmak ve başarılı olmak için oldukça sade ve net örgütlerde bulunmuş. Her yaştan okuyucunun faydalanabileceği, kısa ve öz bir kitap. Keyifli okumalar.
Gençlerle Başbaşa
Gençlerle BaşbaşaAli Fuad Başgil · Yağmur Yayınları · 202115,7bin okunma
150 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
7 günde okudu
Hemen hepimiz Müslüman bir ailede, Müslüman bir ülkede doğduk. Büyürken Kuran kurslarına gittik, okullarda Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersi aldık. Etrafımızda gördüğümüz, duyduğumuz davranışları da İslam’a uygun sandık. Sonuçta bir Müslüman neden İslam’a uygun yaşamasın ki? Faizler, zinalar, adam öldürme, hırsızlık, ahlaksızlık her geçen gün artsa da biz kendimizi tanımlarken ‘Müslümanım’ demekten geri durmadık. Peki hepimiz Müslümansak, gerçekte İslama aykırı bu hayatları yaşayanlar kim? Ya da biz neyin İslama aykırı neyin uygun olduğunu mu unuttuk? İşte Rasim Özdenören bizi bu noktada yeniden inanmaya davet ediyor. İçinde yaşadığımız çağda, bir Müslüman olarak nasıl yaşayacağımızı düşünmeli, hayatımızın esas gayesini kavramalıyız. İslamı bildiğimizi zannetmeyi bir kenara bırakıp yeniden öğrenmeli, sanki yeniden Müslüman olur gibi kavramaya çalışmalıyız. Özdenören’in bu kitabı insanı temel konularda düşünmeye iten oldukça yararlı bir kaynak, herkese tavsiye ederim. Keyifli okumalar.
Yeniden İnanmak
Yeniden İnanmakRasim Özdenören · İz Yayıncılık · 2015892 okunma
80 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
11 saatte okudu
Edebiyat derslerinde adını sıkça duyduğumuz batılı anlamda yazılıp oynanan ilk tiyatro eserimiz Vatan yahut Silistre. Namık Kemal'in bir eserini ilk kez okudum. Yazarın üslubunu oldukça akıcı buldum ve duyguları çok iyi aktardığını düşünüyorum. Yazıldığı dönemde yaşanmış ve yaşanmakta olan kahramanlıkların adeta bir numunesi olan bu eserde İslam Bey ve Zekiye Hanım ana karakterlerimiz. Biri yüreği vatan için çarpan genç bir subay ,diğeri onun uğrunda cepheye koşmaktan çekinmeyen genç bir kız. Vatan sevgisinin değerini, anlamını sorgulatan, dönemin şartlarını yansıtan bu kısa eseri keyifle okuyacağınıza eminim.
Vatan Yahut Silistre
Vatan Yahut SilistreNamık Kemal · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 201821,4bin okunma
Reklam
190 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
'Toplum bir klinik tüm yurttaşlar da kan basınçları sürekli gözlenen ve normal sınırlar içine düşecek şekilde ayarlanan hastalar haline gelmiştir.' Sağlık bireylerin en temel ihtiyaçlarından, bu nedenle sorgulanmaktan ziyade kabul edilen, üzerinde çok fazla düşünmediğimiz bir alan. İnsanlık kadar eski tıp bilimi esasında hastalara 'şifa vermek' gibi kutsal bir işin yerine bugün tedaviye odaklanmış; hem hekimi robotlaştırmış hem hastanın ruhsal yanını ikinci plana atmıştır Illich'e göre. Daha önce Okulsuz Toplum'u okuduysanız zaten yazarın eleştirel üslubuna aşinasınızdır. İlk bakışta alıştığımız pek çok şeye yönelen bu eleştiriler yadırgansa da kesinlikle yeni bir bakış açısı kazandırıyor. Yazar yalnızca mevcut tıp bilimini, hekimleri ele almamış,daha genel haliyle hastalığın toplumsal yanına, ağrıya , ölümün tıplaşmasına da değinmiş. Hastalık-sağlık kavramları ve bunlara yüklediğimiz anlamlar üzerinde durmuş. Yaşamın tıplaşmasının politik bir süreç olduğunu, tıbbın gelişiminin toplumu sağlıksız kılan koşulları azaltmadığını, sadece üstünü örttüğünden bahseden yazarın eleştirileri çok zıt fikirler olarak görünse de aslında gerçeklik payı olduğunu da farkedeceksiniz. Kitap sağlığın, hastalığın ne olduğunu ve hekimlerin tarih boyunca yaşadığı dönüşümü ve sağlığın toplumsal yanlarını düşündürmesi bakımından oldukça önemli eleştiriler içeriyor, özellikle hekimlerin ve hekim adaylarının okuması gereken bir kitap olduğunu düşünüyorum. Keyifli okumalar.
Sağlığın Gaspı
Sağlığın GaspıIvan Illich · Ayrıntı Yayınları · 2017202 okunma
80 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
2 saatte okudu
Yusuf Akçura'nın 1908'de yazdığı, 1912'de yayınlanan kitabı Üç Tarz-ı Siyaset dönemin en çok tartışılan üç akımını ele alan bir makale. Çağdaşı olan pek çok düşünür gibi Akçura da ülkenin geleceği ile ilgili ortaya atılan çözüm önerilerini değerlendiriyor. Benim okuduğum Türk Tarih Kurumu basımında hem önsöz olarak hem de sonlarda makaleye yönelik eleştiri ve değerlendirmelerde bulunulmuş. Akçura makalesinde Osmanlıcılık, Türkçülük ve İslamcılığın uygulanabilir olup olmadığını ele almış ve sonucunda "Osmanlı milleti teşkili Osmanlı ülkelerini şimdiki hudutlarıyla muhafaza için yegane çaredir." düşüncesine varmıştır. Osmanlı devleti ,İslamiyet ve Türkçülük için üç cemiyetin menfaatler müşterek midir? sorusuna yanıt arayan yazar, İslamiyetin menfaatleri tüm Türkler için ortak değildir çünkü sayıca az olsa da gayrimüslim Türkler de vardır; Türklerin menfaati de ortak değildir çünkü İslam toplumunda Türk olmayanlar da vardır diyerek geriye mevcut seçenekler arasında en uygunu olarak kalan Osmanlıcılığı seçiyor. Fakat bu seçim de nihai bir sonuç değil çünkü yazar makalesini "Müslümanlık, Türklük siyasetlerinden hangisi Osmanlı devleti için yararlı ve kabil-i tatbiktir?"şeklinde bitiyor. Keyifli okumalar.
Üç Tarzı Siyaset
Üç Tarzı SiyasetYusuf Akçura · Kilit Yayınları · 20112,270 okunma
88 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
15 günde okudu
Ziya Gökalp 1876-1924 yılları arasında yaşamış, dönemin getirdiği kargaşanın içinde ‘ülke nasıl kurtarılır, vatan, millet nedir?’ gibi sorulara cevap aramıştır. Türk toplumunu anlamaya ve geliştirmeye yönelik bu çabası onu Türk sosyolojisinin öncü isimlerinden biri haline getirmiştir. Başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere çağdaşı olan pek
Türkleşmek İslamlaşmak Muasırlaşmak
Türkleşmek İslamlaşmak MuasırlaşmakZiya Gökalp · Ötüken Neşriyat · 20173,033 okunma
190 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
27 saatte okudu
Gökalp bu eserinde Türkçülüğün tanımını yapmış ve çeşitli başlıklar altında incelemiştir. Türkçülüğü tanımlarken il olarak millet kavramı üzerinde durmuştur ve 6 başlığa ayırmıştır: 1)Irki Türkçülere göre millet ırk demektir. Ancak ırkın sosyal davranışlarla alakalı olmadığı ispat edilmiştir. ‘Millet içtimai seciyelerin mecmuudur.’ Diyen Gökalp bu
Türkçülüğün Esasları
Türkçülüğün EsaslarıZiya Gökalp · Karbon Kitaplar · 20186bin okunma
208 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
‘Bebekliğin tersine çocukluk, biyolojik bir kategori değil, toplumsal bir kurgudur.’ Çocukluğun yokoluşu temelde bu tezi savunan, çocukluğun 16. yy’da icat edilmiş olup günümüze kadar geliştiğini; son yüz yıllık zaman diliminde ise gittikçe yokolmaya başladığını bizlere anlatıyor. Neil Postman çocukluğun tanımını yapmanın yetişkinliğin tanımını
Çocukluğun Yokoluşu
Çocukluğun YokoluşuNeil Postman · İmge Kitabevi · 199595 okunma
80 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.