Hayaller hayatlar deriz ya, ben seni hayallerimde daha çok sevmiştim, beklemiştim Dura.
Üzülerek bildirmek isterim ki, hatta eminim çoğu kişi benimle aynı duyguları paylaşıyor, 1. ve 2. kitap sonrasında beklentileriniz beklenti olarak kalıyor.
Bizi çok farklı büyülü bir serüvene davet etti yazar ilk kitaplarında. Hatta onlarda da yorumum var, bir doktorun gerçek hayatta okuyamadığımız yazıları, bir kitapta nasıl da bu denli okunaklı olabilir diye can-ı gönülden tebrik etmiştim. Bilgiler, terimler romanın içinde akıp gidiyor ve aşırı keyif veriyordu. Dura da ise bilgi var, sonra yine bilgi var, hep bilgi var. Bir ara bakıyorsun karakter isimleri çıkıyor birkaç. Yazar bir tweet'inde şunu söylemişti kitaba ilişkin; yayın tarihi gecikti, çok fazla mail alıyorum dört gözle bekliyorsunuz biliyorum, fakat iş sahasındaki yoğunluk sebebiyle istediğim zamanı ayıramıyorum bir türlü. Çok fazla rapor yazılması vb. işlerim oldu. En kısa zamanda tamamlamak üzere yoğunlaşacağım diye. Kitabı okuduktan sonra şunu söyleyebilirim ki, çalışma kağıtları roman sayfaları ile karışmış olabilir:) Bilgiler kesinlikle çok değerli ve bir çoğunu unutmamak üzere not dahi aldım ama karşınızda olay örgüsüne kapılıp gideceğiniz nöro roman bulunmuyor. Sadece nöro var. "Şimdi sana şunu anlatacağım", "kaldığımız yerden devam edelim" , "bunu anlatmalıyım" gibi cümlelerin ne kadar çok tekrar ettiğini okuyanlar bilir. Bütün roman bu şekilde cümleler ile başlayıp bilgi aktarımı ile devam edip, bitiyor.
Keşke sana biraz daha zaman verseydik Serkan Karaismailoğlu. Keşke Dura'yı bekliyor olsaydık hala.