Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Benim Adım Kırmızı

Benim Adım Kırmızı
@Oramakomaburamakoo
Hiç bir şey herşey, herşey hiçbirşeydir...
Herkesin bildiği öyküdeki küçük kızın tersine, ben düşsel olandan gerçek olana geçerek, aynaların ardına sayısız geziler yaptım. Orda kavga gürültü yok. Herkes sizinle, kişisel sevinçleriniz ve kaygılarınızla ilgilenebilir. Teröristler sizi bombalarla havaya uçurmaya, bağnaz kafalılar düşüncenize boyunduruk vurmaya kalkışmaz. Kişisel çıkar peşinde koşan politikacılara, rüşvete, sömürüye, hırsızlığa, başkalarının yoksulluğuna, paranın sürekli değer yitirişine kafa yormak zorunda değilsiniz; bunlar yok orda. Hasta ve incinmiş çocuklar hastane kapılarında bekleşmez. Size acı verebilecek herhangi bir görüntüyle karşılaşmazsınız. Yalnızca görmek istediklerinizi görür, rastlamak istediklerinize rastlarsınız. Dilerseniz aynalarla, dilerseniz önem verdiğiniz başka konularla ilgilenenisiniz özgürce.
Reklam
" Bir düşünce ekersin, bir eylem biçersin. Bir eylem ekersin, alışkanlık biçersin. Bir alışkanlık ekersin, karakter biçersin. Bir karakter ekersin, kaderini biçersin."

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
 Demokrasi Abraham Lincoln'ın, “Tüm insanları bir süre kandırabilirsiniz, birtakım insanları sürekli kandırabilirsiniz ama tüm insanları sürekli kandıramazsınız,” prensibi üzerine kuruludur.
Reklam
Benim babam hiç üniversiteye gitmemiş olduğundan, benim üniversiteye gitmem çok önemliydi. Üniversite bitince şehirlerarası telefonda ona dedim ki, şimdi ne olacak? Babamın bir fikri yoktu.
Ama bu farklıydı. Gerçekti. Vardı. Buradaydı. Uzan- sam ona dokunabilir, ellerime alabilirdim.
Benim payıma ise hayatın posası kalıyor... Kullanılmışı, ikinci eli… Onlar aydınlık evlerinde mutluluk içinde yüzerlerken ben karanlık odamın penceresinde hüznümü katlıyorum. Yetmiyor, kendimi tüketiyorum.
Bu ülkede zaten bekleyişler hiç bitmiyor. Gençler sevebileceği bir sevgiliyi, çocuklar büyümeyi, öğrenciler okulun bitmesini, askerler terhis olacakları günü, yaşlılar ölümü…
Bir avuç gibi gözüken toprak, aslında bir dünya; ölümün gözünden, ebedi yaşama.
Reklam
Ölüm fazla kesindir; bütün sebepler onun tarafında bulunur. İçgüdülerimize esrarengiz gelir; düşünüşümüzün önünde, berrak ve itibarsız bir halde, bilinmeyenin sahte cazibesi olmaksızın belirir.
“Kader diye birşey yoktur, yalnız sınırlar vardır. En kötü yazgı, sınırları sabırla karşılamaktır. Karşı çıkmak gerekir.”
Ah Musa," dedi. "Niye geldin peşimden?" "Ay neden dünyanın peşinden gelir Sanem?" "Git buradan," dedi acımasızca. "Seni seviyorum," diye parladım ellerini sıkarak. "Ne yaparsan yap bunu değiştiremezsin, anlamıyor musun? Âşığım ben sana." "Yapma Musa. Hepsi bir oyundu." "Benim için değil."
Reklam
"Körfezdeki dalgın suya bir bak, göreceksin: Geçmiş gecelerden biri durmakta derinde; Mehtap, iri güller ve senin en güzel aksin... Velhasıl o rüya duruyor yerli yerinde."
Troçki'nin, Stalin ve Parti tarafından hain olarak suçlandığını görürüz. Sonradan Stalin, Kruşçev tarafından komünizme ihanetle suçlandı ve oybirliğiyle hain ilan edildi. Ardından sıra Kruşçev'e geldi. Derken Gorbaçov, Brejnev ile Stalin'i mahkûm etti. Bütün bu örneklerde, Parti ile Sovyet yurttaşlarının da koroya katıldıkları görülür. Hep birlikte hainleri birbiri ardına suçlama şarkısını söylediler. Hep birlikte, tek sesli bir koro halinde. Yaşasın devrim! Yaşasın Parti! Bu bir yalan tabiî.