Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Sena

Sena
@Vaveylla_
"Bunu öğren, kafana iyice sok, kızım," dedi Nana. "Pusulanın hep kuzeyi gösteren ibresi gibi, bir erkeğin suçlayan parmağı da daima, mutlaka bir kadını gösterir. Her zaman. Bunu hiç unutma, Meryem."
Sayfa 7 - Everest YayınlarıKitabı okudu
Reklam
"Cahiller cennetten yer beğendi, arifler son nefesten korktu."
Sayfa 130Kitabı okudu
"İnsandan isteme; verirse minnet, vermezse zillet. Allah'tan iste; verirse nimet vermezse hikmet."

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Kendi ölümüne telaşsız gözlerle bakan İhsan, hainleri gözünü kırpmadan öldüren İhsan, yatağımın üstünden başını ellerinin içine aldı, birdenbire bir çocuk gibi ağladı.
Sayfa 158 - Can Yayınları
Reklam
Kendimde kaybettiğim şeyleri onda buluyordum.
Sayfa 26 - Ötüken Yayınları
Zümrüt Taç
mümkün olanı hesaba katmadan düşünürsen, geriye kalan imkânsız bile görünse gerçektir.
Sayfa 164 - Maviçatı Yayınları
Mühendisin Başparmağı
Şiddet, câniye geri döner ve entrikacı her zaman başkası için kazdığı kuyuya düşer.
Sayfa 105 - Maviçatı Yayınları
Hiçbir şey söylemedim. Hayatımda ne daha önce, ne de daha sonra hiçbir şeyden kaçmayı böyle istememiştim. Yalnızca Jan'i yanıma alıp ikimiz tek bir çantayla,, herhangi bir yere kaçalım istedim.
Sayfa 387 - altın Kitapları
5
"Hayatınızı çirkef tiplere bakmaya adadığınızda kendi üzerinize de biraz çamur sıçramasına engel olamazsınız."
Sayfa 303
Reklam
"Gördüğüm ve hissettiğim acılardan yoruldum artık patron."
Altın Kitapları
3
"Hey, Bay Edgecombe," dedi. "Sence insan yaptığı hatalardan gerçekten pişmanlıktır duyar ve tövbe ederse, en mutlu günlerine geri dönüp sonsuza dek orada yaşayabilir mi? Cennet böyle midir?"
Altın Kitapları
1
Mahkûmlar sandalye konusunda şakalaşırlardı. İnsanların korktukları ama kaçmadıkları her şeyi şakaya vurdukları gibi.
Sayfa 7 - Altın Yayınları
İnsan her şeyini kaybettiğinde geride kalan o son şeyi için çaresiz kalan biri gibi savaşır.
Ruhu çoktan ölmüştü, geriye öldürülecek yalnızca bedeni kalmıştı.
Ren
Muhakkak ki bütün insanların birer ruhu vardı, ama birçoğu bunun farkında değildi ve gene farkında olmadan geldikleri yere gideceklerdi.
Reklam
İçimde ona karşı tarifi imkânsız bir şefkat vardı. Yatağında nasıl uzandığını, nasıl ağır ağır nefes aldığını, saçlarının yastığa nasıl serildiğini tasavvur ediyor ve hayatta bu manzarayı görmekten daha büyük bir saadet olmayacağını düşünüyordum...
Onda, hakikatte asla mevcut olmayan vasıflar bulmuştum.
Sayfa 69 - YKY YayınlarıKitabı okudu
İnsan, yaşadığı yerlerde beraber bulunduğu insanlara görünmez ince tellerle bağlanırmış; ayrılık vaktinde bu bağlar gerilmeye, kopan keman telleri gibi acı sesler çıkarmaya başlar, her birinin gönlümüzden kopup ayrılması, bir ayrı sızı uyandırmış.
Kâmran, ben sadece senden değil, senin olduğun yerlerden de nefret ediyorum.
Sayfa 175 - İnkılâp YayıneviKitabı okudu
"Zümrüt aramak için her şeyini terk etmişti bu adam. Beş yıl boyunca bir ırmağın kıyısında çalışmış, dokuz yüz doksan dokuz bin dokuz yüz doksan dokuz taş kırmıştı, bir zümrüt parçası ararken. İşte o anda vazgeçmeyi düşünmüş, oysa zümrüdünü bulması için bir taş, bir tek taş kalmıştı."
"Bu dünyada yaptıklarınızın hiçbir önemi yoktur" diye karşılık verdi arkadaşım,sert bir şekilde. " Önemli olan insanları yaptıklarına nasıl inandırabileceğindir."
Sayfa 177Kitabı okudu
Reklam
"Yalan söyleyerek yaptığımız yanlışı, hiçbir iyilik düzeltemez."
Bir gün karanlığın olmadığı bir yerde buluşacağız.