Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

mayre

270 syf.
·
Puan vermedi
·
8 günde okudu
Uzun bir süredir herhangi bir macera serisini okumamıştım. Ruhumu daha dinç hissedebilmek için kendimi bazen bir kitap serisinin akıntısına bırakıyorum. Uzun bir süreden sonra akıntıya kapilmanin vaktinin geldiğini hissettim ve daha önce kısa bir öyküsünü okumuş olduğum Kara Kule serisine başladım. İlk kitap, Silahşör, Gileadlı Roland'ın siyahlı adamın peşinden gitmesiyle başlıyor. Kitabın ortasına kadar bunun bir öncesi olmalı demekle geçti. Sonlara doğru bazı şeylerin cevabını da alıyoruz kitapta, silahşör nasıl silahşör oldu, karakterini vs. Silahşörün yürüdüğü, susadığı, açıktığı, hissettiği her şeyi ben de yaşamışım gibi hissettim okurken. Bu tarz kitaplarda en sevdiğim şey de bu, herhangi bir şeyin matematiğini yapmadan kendini sadece kitabın akışına bırakmak. Biraz heyecan hissetmek isteyenlere önerebileceğim bir kitap, serinin diğer kitaplarının da böyle akıcı gecmesini umut ediyorum. Okuyacaklara keyifli okumalar dilerim.
Silahşor
SilahşorStephen King · Altın Kitaplar · 20172,512 okunma
Reklam
136 syf.
·
Puan vermedi
·
3 günde okudu
Dünyaya orman denir Hainli döngüsünün bir parçasıdır. Tamamen ayrı okunabildiği gibi daha geniş bir olay örgüsüne aşina olmak isteyenlere tüm döngüyü okumalarını tavsiye ederim. İnsanların, Atshe gezegeninde ağaçları kütük haline getirip kendi dünyalarına göndermek için kurduğu kolonilerle başlıyor kitap. İnsanlar, bu dünyanın sadece ağaçlarını
Dünyaya Orman Denir
Dünyaya Orman DenirUrsula K. Le Guin · Metis Yayınları · 20191,038 okunma
348 syf.
9/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Mülksüzler, muazzam bir şekilde yazılmış bir bilim kurgu romanı, düşünce deneyi... Ursula'nın tüm kitaplarını okumadım fakat okuduklarım arasında beni en çok sarsan kitabı. Bir düşünce deneyi olarak türünün çok çok ötesinde. Çok zeki bir şekilde kapitalizme karşı sosyalist anarşizmi bize aktarıyor yazar. Siyaset, ekonomi, toplum, entelektüel çaba
Mülksüzler
MülksüzlerUrsula K. Le Guin · Metis Yayınları · 202112,4bin okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
304 syf.
9/10 puan verdi
·
5 günde okudu
Yazar kurguya çok ilginç bir şekilde giriş yapıyor. 2 senedir Gethen gezegininde bulunan ve gezegenin dünyalar birliğine katılmaları için ikna etme çalışmalarında bulunan elçinin bulunduğu şehrin içinde buluyoruz kendimizi. Bay Ai(elçi), nasıl inmiş bunu ancak kitabın ortalarına doğru öğrenebiliyoruz. Gethen gezegeni cinsiyetsiz bir türden
Karanlığın Sol Eli
Karanlığın Sol EliUrsula K. Le Guin · Ayrıntı Yayınları · 20213,038 okunma
100 syf.
9/10 puan verdi
·
10 saatte okudu
Ursula kurguladığı bu dünyasında Taçlar, Kökler ve Topraklar'dan oluşan 3 farklı insan topluluğu var. 3 topluluktan da uzun uzadıya bahsetmek isterim fakat biraz spoiler verilebilirim diye isimlerini vermekle yetineceğim. Bu 3 topluluk da kendi töreleri doğrultusunda yaşıyorlar. Aslında bu yörelere kast sisteminin benzeri de denilebilir. Çünkü bir yandan ekonomik olarak üst seviyede sayılanlar öbür yandan köle olmak zorunda olan topluluklar. Çok kısa bir roman diyebiliriz ama yanlış olan her şey elestirilmis sanki. Yazar eleştirilerini o kadar ince islemis ki neredeyse her sayfayı cevirdigimde "waow" dedirtti bana. Kitap içerisinde bir çok feminist düşünce vardı bu benim çok hoşuma gitti. Aynı zamanda ekonomik amaçlar uğruna insan "avının" çok sert bir eleştirisi vardı. Bir süreden sonra kurguyu bir kenara bırakıp bir düşünce yazısıymış gibi okuyup değerlendirmeye başladım. Muazzamdı. Kitabın devamında ise kısa bir deneme ve röportajı bulunuyor. Bir solukta okudum.
Yaban Kızlar
Yaban KızlarUrsula K. Le Guin · Versus Kitap Yayınları · 2011907 okunma
Reklam
96 syf.
·
Puan vermedi
·
23 saatte okudu
Bir hayalperestin 4 gece ve 1 sabahını anlatan bu öyküde 'hayalperest' kavramı bildiğimiz tanımlardan uzak bir şekilde geçmiştir öyküde. Kitaba göre hayalperest, toplumdan uzak, asosyal ve hayattan zevk alamayan insanlar için kullanılmıştır. Çok fazla romantik unsurun kullanıldığı 'Beyaz Geceler' öyküsünde Dostoyevski'nin doğduğu ve yaşadığı St. Petersburg'da geçer. Öykünün adı ise, şehrin kuzey kutbuna yakınlığı nedeniyle Mayıs ayının ortalardan Temmuz'un ortalarına kadar güneşin saat 03.00'da doğup gece 00.00'da batmasından gecelerin çoğunun aydınlık geçmesinden gelir. Beyaz Geceler öyküsünün kahramanı 26 yaşında 'hayalperest' bir adamdır. Öykünün sonuna kadar kahramanın adını öğrenmeyi bekleseniz de, kitapta kahramanın adı geçmiyor. Kahraman beyaz gecelerin birinde bir köprüde kendisi gibi hüzünlü bir genç kızla tanışır. Kahramanımızın ilk defa bir kadınla oturup konuşmanın coşkusunu kahramanın kendisinden dinletiyor bize Dostoyevski. Kahraman 4 gece boyunca buluştuğu bu genç kıza aşık olur. Genç kız ise bir başkasını sevmektedir üstelik başkasına olan sevgisini kahramana sıkça anlatmaktadır. Öykünün sonuna gözlerim dolu bir şekilde geldim. Yazar karakterlerin hissiyatını ustaca betimlemiş bu kitapta da. Kısa fakat kısalığıyla ters orantılı bir şekilde inanılmaz etkili bir öykü.
Beyaz Geceler
Beyaz GecelerFyodor Dostoyevski · Can Yayınları · 201874,2bin okunma
127 syf.
8/10 puan verdi
·
30 saatte okudu
Kitaba yapılan bir çok incelemeyi okudum gerek bu mecra gerekse başka mecralarda çok ilginç şeylere denk geldim. Erkekleri hor gören bir kitap diyenler mi, kadın mücadelesini zedeleyen bir kitap diyenler mi, gereksiz feminizm öğeleriyle dolu bir kitap diyenler mi :))) bu tarz yorumlarda bulunan bir çok kişinin kitabı okuduğunu dahi düşünmüyorum. Biri bir fikir uydurmuş diğerleri de sadece o fikre bakıp arkasından ilerlemiş bunun tek açıklaması bu. Kitap, kadınların geçmiş dönemde ve yazarın yaşadığı dönemde bulunduğu konumları ele almış. Yanii kitaba tarihi bir kitap da diyebiliriz aslında. Var olan kadın ezilmisligini yazmış olmak bile bir çok insana rahatsızlık veriyormuş demek ki. İlginç. Kitap dil olarak çok akıcı, diğer çevirilere göre okuduğum yayının çevirisinin birazcık kötü olduğunu düşünüyorum. Tüm önyargılarınızı bir kenara bırakıp okumanızı tavsiye ederim.
Kendine Ait Bir Oda
Kendine Ait Bir OdaVirginia Woolf · İletişim Kitabevi · 202137,9bin okunma
98 syf.
·
Puan vermedi
·
15 saatte okudu
1000k uygulamasında okuduğum herhangi bir kitaptaki alıntıları paylaşırken hiç bu kadar zorlanmamıştım. Bir kadın olarak cinsellik üzerine fikirlerimi söylemeyi bıraktım cinsellik üzerine yazılmış bir kitapla ilgili alıntı paylaşırken bile ter döktüm hele ki 1000k gibi bir yerde, herkesin kitap okuduğu birazcık da olsa ufkunu geliştirdiğini düşündüğüm bir yerde... Atılan mesajları görseniz hayret edersiniz, e bu kadarı da olmaz dersiniz. Freud bu tip insanlar için 'güçsüz' kelimesini kullanıyor. Utanma duysundan yoksunlar diye de ekliyor. Şimdi kitaba gecebilirim Freud'un toplumumuzda 'sapık' diye nitelendirilmesinin tek nedeni insanın cinsel psikolojisini utanmadan sıkılmadan bir doktor gözüyle yazmasından başka bir şey değil. Her konuda kendimizi tanımalıyız, cinsel konular ise kendimizi tanımanın en çok gerekli olduğu konulardan bir tanesi. Gerek ebeveyin gerek ergenlik cağındaki bir ergenin gerekse bir gencin okuması gereken bir kitap. Yazılan bir çok şey, günümüzde hala geçerliliğini korumakta. Elbette geçerliliğini korumayan hipotezler de var sonuçta 100 yıl önce yazılmış 100 yıldan bu yana bilim fazlasıyla gelişti haliyle bir çok görüşte de değişiklikler gerçekleşti. Freud fikirlerini açıklarken şu deney sonucu şuna ulaştım veya yaptığım deneyler sonucunda mantıklı gelen şey şuydu gibi ifadeleri çok hoşuma gitti. Okurken çok keyif aldım.
Cinsiyet Üzerine
Cinsiyet ÜzerineSigmund Freud · Say Yayınları · 20124,456 okunma
112 syf.
·
Puan vermedi
·
3 günde okudu
Kitabın orijinal adı Bûf-i Kûr. Sayfa sayısı olarak kısa, ıçerik olarak çok derin bir kitap. Kitapta hiçbir karakterin adı yok, dış dünyanın gerçekliği sadece anlatıcının kurgusundan ibaret. Bende çok eskiden gördüğüm bir rüyayı tekrar hatırlamışım da etkisinden çıkamıyormuşum gibi duygular uyandırdı. Drama özelliği oldukça güçlü, kişiyi derinden sarsan oldukça hüzün dolu bir kitap. Etkisinden çıkmak uzun bir zaman alacak.
Kör Baykuş
Kör BaykuşSadık Hidayet · Yapı Kredi Yayınları · 202328,2bin okunma
31 syf.
·
Puan vermedi
·
7 saatte okudu
Kritias, Atlantis'i kaybolmuş devasa bir uygarlık olarak tasvir edip anlatıyor. Kitapta Kritias'ın agzindan bu aşırı gelişmiş medeniyetin tarihinden, yönetiminden, kültüründen, teknolojisinden, nasıl bir askeri tehdit olduğundan ve atinalılar ile girdiği savaştan söz ediyor. Kitaba tam dalmış okurken kitap birden bitiverdi, konuşmanın sadece yarısı var diğer yarısını ya Platon yazmamış ya da günümüze ulaşmamış.
Kritias
KritiasPlaton (Eflatun) · Sosyal Yayınları · 2001415 okunma
Reklam
235 syf.
·
Puan vermedi
·
3 günde okudu
Oldukça sade ve anlaşılır bir dil kullanılarak hazırlanmış. Beni ilk cümlesinden itibaren sardı, bunda çevirmenin katkısı da çok büyük elbette. Açlığı böylesine bir açlıkla yazan yazarın açlığı yaşadığına neredeyse emin olduğumdan kitabı bitirdigim gibi yazarın hayatına bir baktım ve yanılmadığımı anladım. Çok yoksul bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelmiş, küçük yaşlarda açlığın ne olduğunu öğrenmiş Knut Hamsun. Kitabı okurken açlığı iliklerime kadar hissetmekle birlikte bu durum ile kahroldugum vakitler geçirdim. İnanılmaz derin ve anlamlı bir kitap, okurken bazen duraksayıp kahramanın gereksiz gururuna artık tahammül edemediğimi fark ediyordum. Bir yanım karaktere çok kızıyor bir yanım açıyordu. O kadar gururlu(!) Bir karakter ki sefil bir yasam sürdüğünü, paraya, yemeğe, kalacak yere ihtiyacı olduğunu çevresine asla yansıtmıyor. Fakir olduğunu çevresindeki insanlara hissettirmek için paltosunu satıp dilenciye veren bir kahraman... kitabı okuyan herkes eminim ki bu kadarı da fazla deyip bir soluk almıştır eminim ki. Okuyacak olanlara keyifli okumalar dilerim.
Açlık
AçlıkKnut Hamsun · Varlık Yayınları · 196827,9bin okunma
216 syf.
·
Puan vermedi
Halâ zaman varken... Pencerede duran çiçekleri hep görmezden geliriz. Hayatın tüm anını bize yaşamayı unutturacak bir koşuşturma içinde geçiririz. Başkahramanımız Veronika bu monotonluga, bu anlamsizliga daha fazla dayanamayıp intihar ediyor fakat asla planlayamadığı bir şeyle karşılaşıyor, ölmüyor. Olaylar 1 hafta komada kaldıktan sonra bir akıl hastanesinde gözlerini açtığı andan itibaren başlıyor. Bu akıl hastanesinde bir çok duyguyu keşfediyor en önemlisi ise kendisinin farkına varıyor. Kitabin dilini, anlatımını tek kelime ile ifade etmek gerekseydi bu kelime kesinle 'muazzam' olurdu. Kitabı okurken sıkılma gibi bir derdiniz olmuyor çünkü kitaba bağlanıp bir solukta bitiriyorsunuz.
Veronika Ölmek İstiyor
Veronika Ölmek İstiyorPaulo Coelho · Can Yayınları · 202077,4bin okunma
56 syf.
·
Puan vermedi
·
7 saatte okudu
Kitap doğrudan yazarın ele aldığı bir kitap olmamakla birlikte çok kısa bir kitaptır, aslı ise daha kısa. Kitabın büyük bir bölümü ön sözlerden oluşuyor(atlanilmamasi, okunması gereken yerlerden elbette) Heidegger'in diğer kitaplarına geçmeden önce özellikle okumak istediğim bir kitaptı ama anladım ki işinin ekli insanların okuması daha makul durur. Kitap 'metafizik nedir?' Sorusundan çok hiçlik kavramı üzerinde durmuş. Hiçliğin varlığın zıttı olan yokluk anlamında ele alınabilecek bir kavram olmadığını türlü düşüncelerle açıklamış. Hiçliği bir çok yönden anlatmaya çalışmış. Hiçliği tartışmamızın bile hiçliğin varlığının bir kanıtı olduğunu öne sürmüş.
Metafizik Nedir?
Metafizik Nedir?Martin Heidegger · Kaknüs Yayınları · 2017455 okunma
480 syf.
·
Puan vermedi
·
6 günde okudu
Çok güzel betimlemelerle dolu bir kitap. Uğultulu tepelerde kendimi karakterlerle birlikte kışın üşürken, aşkı yaşarken, acılarına ortak olurken buldum. Kadın yazar, muazzam bir iş çıkarmış. Tadı damağımda kaldı, muhtemelen uzunca bir süre etkisinden çıkamayacağım.
Uğultulu Tepeler
Uğultulu TepelerEmily Brontë · Koridor Yayıncılık · 201642,1bin okunma
304 syf.
·
Puan vermedi
·
149 günde okudu
Bir şeylerin yarım kalmasını istemediğimden ve bitirdiğim son şiir kitabı olmasını istediğimden ilk defa bir şiir kitabını baştan sona okudum. Sohrab Sepehri sevdiğim bir şairdir. Suyun Ayak Sesi ise en sevdiğim şiiri. Çevirmen inanılmaz kötü bir şekilde çevirmiş şiirleri. Mehmet Kanar çevirisi ile okumanızı tavsiye etmem.
Sekiz Kitap
Sekiz KitapSohrab Sepehri · Ayrıntı Yayınları · 2015389 okunma
80 syf.
·
Puan vermedi
·
3 günde okudu
Yazar hiç şaşırmayan bir şekilde diğer kitaplarıyla aynı üslubu takınmış. Okurken içimde bir burukluk oluştu. Yalnızlığın ne olduğunu bilmeyen ihtişam tutkunu bir kadının çöküşünü anlatıyor kitap... Ölümünü bile ihtişamlı bir şekilde gerçekleştirmek isteyen bir kadın... İnsanlar kendi kendilerini eğlendirebilmeli, kendileriyle vakit geçirmekten hoşlanmalı ve yalnızlıktan korkmamalı zira sonu pek iyi olmuyor. Zweig, gerçek hayattan aldığı ruhları bir karakterle bize yansıtıyor ve çok büyük dersler veriyor. Her cümlesi beni inanılmaz etkiledi.
Bir Çöküşün Öyküsü
Bir Çöküşün ÖyküsüStefan Zweig · Venedik Yayınları · 201977,1bin okunma
Reklam
128 syf.
·
Puan vermedi
·
23 günde okudu
Kitap okumaya uzun bir süredir ara verdiğimden büyük bir açlıkla okudum. Kitap, yahudi bir kızın bir ressam tarafından Meryem Ana olarak resmedilirken yaşadığı olgunlaşmayı anlatıyor. Çok anaç biri oldugumdan beni derinden etkiledi. Bir kadının annelik duygusunu, erkek bir yazarın bu denli içten yazması beni şaşırtmadı değil. Üslûp olarak Zweig aynı çizgide ilerliyor.
Hayatın Mucizeleri
Hayatın MucizeleriStefan Zweig · Venedik Yayınevi · 201914,3bin okunma
136 syf.
·
Puan vermedi
·
3 günde okudu
Eveeett efenim Zweig üstadın bir kitabını daha bitirdim. Kitap 4 öyküden oluşuyor, kitaba adını veren Mürebbiye öyküsünü bitirene kadar türlü türlü işkenceler çektim. Şimdiki zaman ile yazılmış, beni inanılmaz boğdu. Diğer 3 öyküsünü ise severek okudum. Kitabı bitirmek için kendimi biraz zorladım diyebilirim. Konular beni yazarın diğer kitapları gibi sarmadı. Kitabı kütüphaneme ekledim, gelecekte tekrar okur muyum pek emin olmamakla birlikte daha önceden okumuş olmayı dilerdim belki o zaman bende daha farklı etkiler bırakabilirdi. Üslûp olarak da okurken bunu Zweig yazdı diyemedim.
Mürebbiye
MürebbiyeStefan Zweig · Venedik Yayınları · 201926,4bin okunma
112 syf.
·
Puan vermedi
·
7 günde okudu
Kitabı bitirmem bazı nedenlerden ötürü bir hayli zaman aldığından pek fazla zevk alamadım başka bir zaman tekrar oturup ara vermeden okumayı düşündüğüm bir kitap. Stefan Zweig klasik üslubundan hiç şaşmadan insanın içinde bulunduğu psikolojiyi en iyi şekilde anlatmış yine. Hiç ara vermeden tüm kitaplarının üst üste okunması gerektiğini anladım bu kitapta. Kitap, bir adamın heyacanını yitirmesini ve buna bağlı olarak yaşayamamasını konu edinmiş. Her ne kadar kitapta yaşamanın duygularla ilgili olduğunu anlatılsa da yaşamanın duygular ile bir ilgisi olmadığını gerçekten yaşamak demenin hedeflerinin peşinden koşmak demek olduğunu anladım. Stefan Zweig bana inanılmaz şeyler katıyor.
Olağanüstü Bir Gece
Olağanüstü Bir GeceStefan Zweig · Venedik Yayınları · 2019144bin okunma
64 syf.
9/10 puan verdi
·
20 saatte okudu
Daha önce hiçbir kitabı böylesine irkilerek bitirmemiştim. Yazarın 3.kitabını bitirdim, psikolojik çözümlemeleri beni yine derinden etkiledi. Hayatımızın belli bir döneminde hepimizin bir şekilde birer amok koşucusu olduğunun gerçeğiyle yüzleşmek çok sert bir etki yarattı bende. İnsanin kendinden güçlüyü ele geçirme tutkusunun kendisini kendisi yapan özelliklerinden nasıl vazgeçebildiğini, vermiş olduğu bir sözden göz kırpmadan cayabileceğini inanılmaz bir heyecanla okudum. Okuduğum kitaplarda her zaman kendimi bir karakterde var olmuş olarak görürüm. Bu kitapta gururunu her şeyin üstünde tutan kadın bendim. Yazarın üslubu okuduğum diğer iki kitaptaki üslup ile aynı idi diyebilirim. Hiç sıkılmadan, sonunun ne olacağını bilmeme rağmen yine de bir sonraki cümleyi eksiksiz okumaya iten bir dili var. İnanılmaz keyif aldığım 1 saat yaşadım.
Amok Koşucusu
Amok KoşucusuStefan Zweig · Puslu Yayıncılık · 2020111,6bin okunma
80 syf.
·
Puan vermedi
·
3 saatte okudu
Okumaya başladığım andan itibaren beni içine çeken bir kitap oldu. Insanın içindeki zıtlıkları açık bir şekilde yazıp inanılmaz psikolojik çözümlemeler yapmış. Insanın kendi arzuları için özsaygısını yitirme sürecini yüze tokat yapıştıracak bir dille yazmış yazar. Hayattan, kendinden vazgeçmiş birisinin sadece kapıyı çekip gitmesini beklemekten başka çıkar bir yol olmadığını kapıyı geç kapatmasına neden olunursa hem çevresindeki hem de kendisinin çok büyük ızdıraplar içinde bir şekilde o kapıyı tekrar kapatacağını bir kere daha görmüş oldum. Okurken inanılmaz zevk aldım, neredeyse kitabın her yerinde kendimle ilgili bir şeyler buldum.
Bir Kadının Yaşamından 24 Saat
Bir Kadının Yaşamından 24 SaatStefan Zweig · Yakamoz Yayınları · 2019126,8bin okunma